BAŞLANGIÇ

2.9K 798 267
                                    

"Evrendeki her şeyin bir sonu vardır ve elbet iyi ve kötü zamanlarının da sonu gelecektir.Karamsarlığa düşme, anını değersiz görerek mahvetme."

Pencereden giren rüzgar, not defterimin sayfalarını karıştırırken o anki ruh halimi anlar gibi bu sözün olduğu sayfada durdu.İçimde her yeni işe girişirken yaşadığımız o garip huzursuzluk vardı ama kararlıydım.Yeni bir yer, yeni insanlar bana iyi gelecekti.Psikolojik bunalım yaşayan insanların, bulunduğu yerden uzaklaşmasının -örneğin odasındaysa dışarı çıkması gibi - bireye iyi geldiğini okuduğumda bunu hayatımda büyük çapta uygulamaya karar vermiştim.İşimin yerini değiştirmek atacağım ilk adım olmuştu.Bu yüzden bu şirkete iş başvurusunda bulunmuş ve mülakata çağrılmıştım.Adımımdan pişman olmayacağımı umuyordum.

Stresten sabah, doğru düzgün kahvaltı edemediğimden etrafta içinde atıştırmalık olan bir otomat aradım ancak sadece kahve makinesi vardı. Ayağa kalkıp kahve makinesinden sütlü kahve almaya yönelmiştim ki ismim okundu.Mülakatın yapıldığı kapıya yöneldim, içeri girip ortada duran sandalyeye oturdum ve görüşme başladı.

İş görüşmesi tüm stresiyle devam ederken odanın kapısı açıldı ve içeri sarı saçlı, uzun boylu bir adam girdi.Bu adamın karşımdaki avukatlardan en yaşlı görüneniyle aralarında kısa ama hararetli bir konuşma geçti.Konuşmaları bitince sarışın adam, çıkmak için kapıya yönelmişken bana baktı ve göz göze geldik.Yüzü bana çok tanıdık gelse de kim olduğunu çıkaramamıştım.Onun da beni tanıdığını gözlerinde beliren parıltıdan anladım ama uzun süre bakışmamızdan rahatsız olup gözlerimi hemen ondan çektim.Adamın gözleri üzerimde olmaya devam ederken bakışlarından ciddi derecede rahatsız olduğum için bana sorulan bir soruyu algılayamadım ve tekrar sordum.O da rahatsızlığımı anlamış olacak ki gözlerini tamamen üzerimden çekti ve dışarı çıktı.

Mülakattan çıktından sonra hızlıca asansöre doğru ilerledim.İyi geçmişti,en yakın zamanda arayacaklarını söylemişlerdi,olumsuz bir cevap almayacağımı umuyordum.

Asansöre gelince otopark katının numarasına bastım.İki kat sonra birkaç kişi daha asansöre bindi ve finans hakkında ilgimi çekmeyen bir konuşma yaptılar.Dolar çıkmış,bitcoin düşmüş,devlet meseleleri...

Ne zamandır televizyon izlememiş, gazete bile okumamıştım.Gündem hakkında neredeyse hiçbir fikrim yoktu.Zaten bünyem daha fazla sorunu kaldıramayacağından bakmamak en iyisi diye düşünüyordum.Asansörden indim.Arabama doğru ilerlerken arkadan Hazal diye bir ses duydum.Döndüm.Mülakatta içeri giren sarışın adamdı.

"Hazal, Hazal'dı değil mi?"Diye tekrarladı ve yanıma geldi.Şaşkınlık içinde adama bakıyordum.

"Beni tanımadın herhalde."Kafamı onaylarcasına salladım."Adım Anıl Arslan,abinin eski bir arkadaşıydım."Abin kelimesini duyunca ürperdim.Adamı bir yerden çıkartacaktım ama..."Liseden arkadaşıydım,sonra yollarımız ayrıldı,uzun zamandır görüşmüyorduk."Aaa şimdi hatırlamıştım,abim ve Kıvanç'ın lise sonda kavga dövüş küstüğü adamdı bu.Neden kavga ettiklerini hiç söylememişlerdi.Şu anda bu şirketin başındaydı sanırım, Anıl Arslan.

"Hatırladım."

"Sevindim, demek bizim şirkette çalışmak için başvurdun."Biraz duraksadı."İşe alınacağına eminim."Kaşlarımı çattım."Korkma, etkim olacağından değil ama senin baya başarılı olduğunu duymuştum çevreden, bizimle çalışman işimize gelir."Hafifçe güldü.

Yaşça benden büyük olduğunu tahmin ediyordum.Sarı saçları güneş gibi parlıyordu, ciddiyim gözümü kamaştırmıştı.Mavi gözleri vardı sanırım.Yakışıklı bir adamdı ama umrumda bile değildi, konuşmayı bitirip koşarak uzaklaşmak istiyordum.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin