Zarflar hakkındaki konuşmamızı sonlandırdıktan sonra bir süre düşüncelerimizle konuşmayı tercih ettik.Anıl, sessizliğin gergin havasından rahatsız olup aramıza maddi bir mesafe koymak istedi ve başka bir şey demeden odadan çıktı.Kalan vaktimde Kıvanç'ı aradım ve yarın yüz yüze görüşeceğimize dair sözleştik.
Sabah, koşuya gittikten sonra eve dönüp iş için hazırlandım.Çıkmadan önce son bir kez Anıl'a bakmaya odasına gittiğimde uyuyordu.Kapıyı, bedenimi gerecek kadar çok sıkarak yavaşça kapattım ve odasından çıktım.Bugün işe gelmeyeceği kesinleşmişti.Arabama gittim.Telefonumdan bir şarkı açtım ve yol boyunca ona eşlik ettim.Koşu enerjimi geri getirmişti.
Şirkete girince odama gitmeden önce Özgür'e uğradım ama daha gelmemişti.Normalde bugün, dava için yöneticilerle birlikte toplantı yapacaktık ama Anıl gelmediğine göre anlaşılan, o iş yatmıştı.Odama gittim.Bir süre çalıştım.Arada saate bakıyordum.Saat on buçuk olmasına rağmen Özgür daha gelmemişti.Dünden sonra hastalanmış mıydı acaba?Telefonumu elime alıp onu aradım ama açmadı.Biraz sonra kapım tıklatıldı.Gelen Özgür'dü, üzerinde montuyla birlikte.
"Toplantıya Avukat Hanım."
"Günaydın."
"Günaydın."Endişeli görünüyordu.Birlikte asansöre doğru ilerledik.
"Neden geç geldin, kötü bir şey mi oldu yoksa?"
"Önemli bir şey yok ya."Yüzü öyle söylemiyordu ama.Asansöre binip yukarı yönetim katına çıktık.Toplantı odasına girdiğimizde Anıl da oradaydı ayrıca babası da...
"Hazal kızım, seni görmek ne güzel.Nasılsın?"Özgür, beni ayakta yalnız bırakıp hemen yerine geçti.
"İyiyim, siz?"
"Ben de ben de, oğlumu evlendirdim nasıl olayım."Anıl'a bakıp eliyle omzunu sıktı ve o an Anıl'ın yüzü kaskatı kesildi.Neyse ki elini hemen çekti.Ben de yerime geçtim.
"Oğlum, hasta gibisin."
"İyiyim, üşütmüşüm biraz baba."Özgür, kafasını aşağı eğmiş elleriyle oynuyordu.Yüzü asıktı, ne olmuştu acaba?
"Özgür."Bunu söyleyen Selim Bey'di.Özgür, kafasını kaldırıp ona baktı.Yüzü, sanki iyice asıldı, ruh gibiydi.
"Sen nasılsın, baya oldu seni görmeyeli?"
"İyi."Derin bir nefes aldı."Siz?"
"İyiyim ben de, Hazal kızım, bak bu Özgür'ün böyle durduğuna bakma, şirketi çok kritik bir davada o kurtardı.Hem de o zaman birlikte çalışmıyorduk bile.Genç ama çok başarılı bir avukat."Gülümsedi.Adamın görünüş olarak Anıl ile alakası yoktu.Esmerdi bir kere.Anıl'ın annesini iyice merak etmiştim.Selim Bey'in sözlerinden sonra ortam sessizleşti.Özgür, elleriyle oynamaya devam ederken Anıl, masada bir noktaya gözlerini dikmiş bakıyordu.
"Dava hakkında konuşacaktık değil mi?"Ortamı yumuşatan sözlerimden sonra tüm gözler bana dikilmişti.Dosyalardan anlatmak istediğim bölümleri çıkarıp masanın üzerine koydum.Selim Bey, dosyayı eline alıp göz gezdirmeye başladı.
"Akarlar Holding'in size açtığı mimari proje davası.Özgür ve ben belgede sahtecilik yaptıklarını düşünüyoruz.Kanıt olarak gösterilen belgeler arasında tutarsızlıklar mevcut çünkü."Özgür'ün konuşmaya yanaşmadığını görünce devam ettim.
"Böyle davalarda son imza yönetim kurulu başkanında olduğu için dava birebir sizin üzerinize açılmış gibi düşünebilirsiniz."Selim Bey, sinirlenmiş gibiydi.
"Peki, benim ne yapmam gerekiyor kızım."
"Dava zamanı orada bulunmanız yeterli olur.Dava hakkında çalışmalarımızın sonucunu bir gün önceden size bildiririz."Özgür, konuşmaya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
General FictionHayatın bize kurduğu tümseklere çarpıp parçalanan, yara alıp yoluna devam eden, kurtarılmayı bekleyen, geriye bakıp tümseğe tekme atan ve tümseği yerleştirenlerin hikayesi. Hazal, yokuşa sürülen hayatını toparlamaya çalışırken tanıştığı insanlar yol...