Kafasındaki dayanılmaz ağrı ile beraber gözlerini açan Umut karşısında mışıl mışıl uyuyan Nida'yı görmeyi tabii ki beklemiyordu.Kollarının Nida'nın belinde sarılı halde olmasını da beklemiyordu.
Nida'nın yakından bu kadar güzel olmasını da beklemiyordu.
"N'oluyor lan?" kollarını onun belinden çekti.
"Ne kadar içtim ben dün gece?" onun kollarını da kendi belinden ayırdı.
"Bismillahirrahmanirrahim," diyerek uzandığı yerden kalktı.
"Euzübillahimineşşeytanirracimbismillahirrahmanirrrahim," diyerek mutfağa doğru ilerleyip bir bardak su içti.
"İnşallah içeriye girdiğimde Nida Arda'ya dönüşür Allah'ım," içeriye girdi ve hâlâ bıraktığı şekilde uyuyan Nida'yı gördüğü anda arkadan Kaan'ın sesini duydu,
"Geri zekalı herif sen dün gece her boku ye ye sabah uyanınca da müslüman olmaya çalışıp dua et. Allah'da Umut dua etse de kabul etsem diye bekliyordu zaten."
"Kaan herkes nereye kayboldu oğlum? Nida nerden çıktı? Delirtecek misiniz siz beni? Noluyor böyle?" Kaan'ın sinsi sırıtışlarına korku dolu bakışlarıyla karşılık vermeyi de ihmal etmemişti.
"Sakın hiçbir şey hatırlamadığını söyleme bana Umut," diyen Kaan ellerini göğsünde kavuşturdu ve vücudunun ağırlığını sağ bacağının üstüne bindirip hesap sorma moduna geçti.
"Gece siz camış gibi içip öküzler gibi sarhoş olunca Nida'yı çağırmak zorunda kaldım. Canım güzeller güzeli bir tanecik prenses kuzenim de gelip kahvenizi yaptı, çöplerinizi topladı ve kafalarınıza birer kova su boşalttık." Nida'dan bahsederken Kollarını açıp ellerini kalp şekline getirmeyi de ihmal etmemişti.
Umut kaşlarını çatmış bir şekilde Kaan ile aynı hesap sorma pozisyonunu aldı ve Nida'nın uyanmaması için kısık ama bir hayli sinirli sesiyle konuştu. "Nida bütün bunları yaparken sen ne haltlar yiyordun Kaan?"
Kaan ise bozuntuya vermeden "Sus Umut," dedi ve dün gece yaşananları anlatmaya devam etti,
"Öbür öküzler teker teker uyanıp evlerine gittiler ama sen, sen ilk defa alkol görmüş gibi birkaç şişe birden içince tabii ki uyanamadın. Ben zaten evi topladığım için yorgun olduğumdan seni de Nida'ya bırakıp gittim uyudum. Artık gerisini de ona sorarsın." en sonunda imalı bir şekilde göz kırpan Kaan tekrar odasına doğru ilerlemeye başladı. Koridorda yürürken de Mustafa Sandal'ın Aşka Yürek Gerek şarkısını mırıldanıyordu.
Umut biraz kafasını çalıştırınca dün geceyi saniyesi saniyesine hatırlamayı başarmıştı.
Buruk bir tebessümle Nida'nın yanına oturup onu izlemeye ve kendi kendine sesli bir şekilde düşünmeye başladı. "Gerçekten öğretebilir misin bana yeniden mutlu olmayı gizli bilmem ne? Beraber beni kurtarabilir miyiz bu yüklerden? Ben bile kendimi sevemiyorken seni sevebilir miyim sence? Sen de beni hep sever misin böyle?"
Birdenbire burada daha fazla kalırsa Nida'nın uyanabileceğini ve kendini zor durumda hissedebileceğini hissetti ve huzurlu bir şekilde uyuyan genç kızın gözünün önüne gelen bir tutam koyu kahverengi saçı geriye doğru attı. Daha sonra masanın üzerindeki telefonunu aldı ve sessizce çıkıp gitti.
Yaşadığı şeylere bir türlü anlam veremiyordu.
Nida'nın onu bu kadar anlamasına ve ilk defa birinin ona bu kadar iyi gelmesine inanamıyordu.
Galiba Nida'ya gerçekten ihtiyacı vardı.
-
05365******: Nasılsın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVÂ. |texting|
Short StoryUmut'u çok seviyordum. Daha kendi korkularımı bile yenememişken onun korkularına merhem olmaya çalışacak kadar. ✿ Çiçekleri çok seversin ama beni asla bir çiçek gibi görmeyeceksin değil mi? ✿ Hep bir şeyler çizersin ama beni asla çizmeyeceksin. ✿...