KARŞILAŞMA

117 31 77
                                    

Hayatın boyunca hep başkaları için yaşadığının farkında mısın? Hep onların düşüncelerine göre hareket ettiğinin ya da söylediklerini ciddiye alıp üzüldüğünün?

Bu dünyada herkesin bir gün gideceğini bile bile neden mücadele ediyorsun onlara göre yaşamak için bu hayat senin sen nasıl istersen öyle yaşarsın ki olması gereken de böyle.

"Kurallar çiğnenmek içindir" diye bir söz vardır, mavi erkeklerin rengi değildir mesela kızlarda kullanabilir. İşte bende sırf bu yüzden tüm bu  düzene her zaman karşı çıktım. Şuan ise sadece dikkat çekmemek için bunu uyguluyordum.

Babam bana bir BMW almıştı en sevdiğimden. Şuan yeni bir bendim yeni evim yeni hayatım yeni arabam ve yeni bir tarzım vardı artık tek ihtiyacım onu bana unutturacak birisiydi!

Sonunda eşyalarımı yerleştirmem bitmişti evimi hep istediğim gibi mavi ve siyah ağırlıklı olarak dekore etmiştim. Babam ise İstanbul'a geri dönmüştü. Artık tek yapmam gereken buraları öğrenmekti ve okulum açılana kadar bunu yapmalıydım.

Umarım asaf'ın okulu çok uzağa çıkmıştır, Amin! Onu her ne kadar unutmaya çalışsam da istemediğimi söylesem de onunla her karşılaşmamda bu isteğimi kaybediyordum duygularım ağır basıyordu.

Sahi neden hep akıl ve kalp arasında kaldığımızda kazanan hep kalp oluyordu bunun bir cevabı olmalıydı mutlaka, belkide akıl da kalbe aşıktı kim bilir?

Evde telefonumun melodisi çalmaya başladığında bu düşüncelerimden sıyrılıp telefonu aramaya başladım, yaklaşık 1 dakika sonunda bulabilmiştim. Arayan annemdi hemen telefonun ekranını kaydırıp kulağıma götürdüm.

"Alo anne! "

"Arya kızım, nasılsın? "

"İyiyim anne evime alışmaya çalışıyorum siz nasılsınız? "

"Seni şimdiden çok özledik kızım keşke inat etmeseydin de burda özel bir üniversiteye gitseydin."

"Bu konuları konuştuk zaten anne lütfen böyle yapma! "

"Tamam kızım haklısın" dedi ve nefes alıp ekledi "Sonra tekrar ararım kendine dikkat et" ardından kapattı.

Bende istemezdim böyle olmasını ama elimde değil di onu unutmamın tek çaresi görmemekti.

                           |  |  |

Bugün ilk defa toplumdaki 'kız' rolüne uygun olarak giyinmiştim. Etrafı tanıyıp arkadaşlar edinmem gerekiyordu. Her ne kadar kız gibi giyinmeye başladım desemde sadece pantolon kullanacaktım. Etek ve elbiseyle kendimi hayal dahi edemezdim heralde.

Haki yeşili bir pantolon üzerine beyaz bir tişört ve pantolonuma uygun bir ceket giymiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Haki yeşili bir pantolon üzerine beyaz bir tişört ve pantolonuma uygun bir ceket giymiştim. Aynadaki görüntüme bakarken gülmeden edemiyordum. Yıllarca böyle olmamak için uğraşan ben asaf yüzünden değişiyordum. Her ne kadar istemesem de beni değiştiriyordu.

Sonunda hazırlandığımda eşyalarımı kontrol edip evden çıktım. Karşı daire'nin kapısı açıktı, bildiğim kadarıyla burası boştu demek ki birileri taşınıyordu. Aslında fena olmazdı özellikle benim yaşlarımda birileri olursa.

Asansöre binip düğmesine bastım. Kapı tam kapanacağı zaman bir anda içeri birisi girdi. Bayağı kaslı bir vücudu vardı tıpkı asaf gibi. Belkide yeni komşumdu, sırtı bana dönük olduğu için yüzünü göremesem de yakışıklı diye tahmin ediyordum.

Asansör'ün kapısı açıldığında hemen dışarı çıktım ben önde o arkamda ilerliyorduk. Her ne kadar yüzünü merak etsem de kendimi tuttum. Yolu geçeceğim sırada karşıdan son sürat gelen bir araba ile çarpışıyordum ki. Güçlü bir kol tarafından çekildim, olayın şokunu daha atlatmadan beni kurtaran kişiye teşekkür etmek için kafamı kaldırdığımda ikinci bir şok yaşadım.

Bu asaftı..

Hayal görüyor olduğumu düşünerek gözlerimi kapatıp tekrar tekrar açtım ama nafile gerçekten de oydu. Benim bu hareketim karşısında dudağının kenarı kıvrılırken, sinsi bir sırıtışla "Hayal görmüyorsun arya, benim!"
dedi. Ses tonuyla içimdeki kelebekler kanatlanmaya başladı. Varlığını ilk onda tattığım ve uzun zamandır hissetmediğim bu his beni korkutuyordu. Sonunda kendimi topladığımda kollarından sıyrılıp "Teşekkür ederim asaf, hayatımı kurtardın!" dedim. O ise "Bu iki oldu farkında mısın? Bana iki tane can borcun oldu!" dedi keyifli bir sesle.

İlk tanıştığımız gün ve bugün beni kurtarmıştı hani şu dizilerdeki kahramanlar varya işte asaf da benim hayatımda bir kahramandı.

Ben ona ne cevap vereceğimi düşünürken o ise beni süzüyordu. Bu beni çok heyecanlandırmıştı. Acaba ne düşünmüştü. Beğenmiş miydi yeni halimi. Ben bunları düşünmeye başladığımda sanki beni duymuş gibi "Bu halini beğendim" dedi. Şuan ki halimle bile onun yanındaki kızlardan fazlasıyla erkeksi duruyordum. Ne olursa olsun onlar kadar olamazdım. Bu kendime ihanet olurdu.

Ufak bir teşekkür mırıldandım. Ardından görüşürüz deyip yürümeye başladım. Kafamda binlerce soru vardı. O apartman'da ne işi vardı? Neden ankara'ya gelmişti? Sorularıma mantıklı bir cevap düşünürken aklıma o korkunç seçenek geldiğinde kendimce asla böyle bişey olamaz tesadüf eseri olan bir şey desemde. Tesadüf diye bir şey yoktu. Kaderinde ne varsa o olurdu.

Ve bölüm sonu ❤️
Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın 😊

Sizce asaf neden ordaydı?

Yeni komşusu asaf olabilir mi?

BENİM AŞIK OLMAM GEREK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin