Son Günlük

62 13 0
                                    

Ivan kendine geldiğinde kardeşinin evinde, kanepede yatıyordu. Başında bir doktor vardı. Doktor elindeki küçük ışıkla Ivan'ın gözlerini muayene ediyordu. Ivan'ın uyandığını fark edince ona "Merak etmeyin, hiçbir şeyiniz yok." yazan kağıdı gösterdi. Önceden hazırlandığı belli olan bu kağıt ona hiç inandırıcı gelmemişti. Doktor kardeşine döndü ve bir şeyler söyledi. Ivan kardeşinin suratına dikkatlice baktı. Belki bir şey yakalayabilirdi yüzünden. Ama hayır, kardeşi oldukça ifadesizdi.

Doktor gittikten yarım saat sonra da Ivan kalktı. Son yaşadığı şey çok ağır gelmişti. Bugün, o sokakta olan kişilerden sadece kendisi ve o kadın yaşıyordu. En azından öyle olduğunu düşünüyordu. Ve tüm o ölümlerin sebebi, Ivan'dı. Katildi o.

Bu düşüncelerle birlikte evine vardı. Günlüğünün başına geçti ve yazmaya başladı. Başından geçen her şeyi yazdı. Bu son yazışı olacaktı. Artık cesurdu. Yazdı, yazdı ve saatlerce yazdı. O gün olanları, o gün olmasını istediklerini ve o gün olmayanları...

Her zamanki gibi en sonunda da dostuna yazdı. Bu bir veda mektubuydu.

"Sevgili dostum, bu seninle son konuşmamız olacak. Çünkü ben artık cesurum. Çünkü ben sırların en büyüğünü keşfettim. Hayır hiç heveslenme. Bunu sana söyleyemem. Kendin bulmalısın. Kendin bulabilmen için de dünyevi "ayrımlardan" sıyrılmalısın.

Çünkü bu ayrımlar seni kısıtlayan şeylerden başka şeyler değildir. Irk, millet, din, ahlak, namus... Hepsi palavra, dostum. Hepsi sana yaptırmak istedikleri şeyleri, daha rahat yaptırmak için uydurulan palavralardan ibaret. Ben bu yüzden sana milliyetsizim dedim. Çünkü ben tüm bunları anladım. Ben tüm bunları o sokakta anladım.

Seni çok tutmak istemiyorum, dostum. Çünkü artık Ivan Znayet Lyubov cesur bir adam. Dostum eminim ki beni özlemeyeceksin. İtiraf edeyim ben de seni... İstemli olarak değil, özleyemeyeceğim. Çünkü ben artık cesurum. Bu beni o kadar mutlu ediyor ki."

Ivan defteri kapattı. Baştan savma bir el yazısıyla yazılmış "Otur Anlatayım" yazısına baktı. Bitiyordu artık. Ama birden tekrar açtı defteri. Sanki bir şeyi yazmayı unutmuş gibiydi. Büyük bir ciddiyetle yazmaya başladı.

Otur AnlatayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin