Ya valla artık zor yazıyorum. Ankara'da sürekli elektrikler gitti ve 4 kez ben kaydedemeden kesildi. Telefondan yazıyorum. Elektrikler gelir gelmez de paylaştım. Beklettiğim için üzgünüm. :(
Bu bölümü en sevdiğim yazar @Kidrauhlmyhusband 'a ithaf ediyorum. Beni kırmayıp hikayemi okuduğu için.♥ → Tabii sizide seviyorum^.^ ♥
Bu arada MULTIMEDİA'da çok tatlılarr ♥ ♥ ♥ :D
Yeni Bölüm;
Justin beni evin önünde bıraktı. Bende hemen içeri girdim. Küçük köpek kucağımda uyuya kalmıştı. Onu uyandırmadan kapıyı çaldım. Kimse açmayınca çantamdan anahtarı çıkardım ve zorlukla açtım. Hemen odamda çıktım. Vakit kaybetmeden üzerime uygun bir şeyler geçirdim. Küçükken öğrendiğim köpek yıkamayı şimdi deneyecetim.
''Hadi bakalım küçük kız! Seni güzel bir bıcı bıcı yaptıralım.'' dedim ve banyoya ilerledim. Küçük bir kovaya azıcık su doldurdum ve gerekli olan sabunları koydum. Floyd uyanmıştı bile. Küçük vücudunu suya koyduğumda titredi. Onu yıkadım ve havluya sardım. Battaniyeden yatağa benzer bir şey yapmıştım Floyd için. Tüylerini kuruttuktan sonra onu battaniyeye sardım. Kafasını okşarken uyuyakalmış.
Kapının çalmasıyla aşağı indim. Kapıda tanımadığım bir kadın vardı. Gülümseyerek konuştum.
''Buyrun kime bakmıştınız? '' dememle kadın yanağımı sıktı ve içeri daldı.
''Sana bakmıştım tatlım. Şu an benim hakkımda ne düşündüğünü bilemem. Beni Jimmy gönderdi. Yarın Ellen'ın programı için giyeceklerini getirdim. Hmm bir de ilk canlı yayının olduğu için öncesinde yardım ister misin? '' dedi. Tanrım! Ne çatlak kadın. Bu hep ilk tanıştığı hatta gördüğü insana böyle mi davranıyordu? Eğer böyle hareket edecekse yardımı kalsın.
''Gerek yok ben hallederim.'' dedim. Gülümsememi büyüterek. Tekrar yanağımı sıktı. Elime bir poşet tutuşturdu.
''Bende öyle düşünmüştüm. Kendine iyi bak.'' dedi ve kapıyı açıp gitti. İnsan bir kendini tanıtır değil mi? Salona geçtim ve poşeti açıtm. Karşımda bembeyaz bir elbise bana gülümsüyordu. Biraz kısaydı ama güzeldi. Yapacak birşey yok. Diğerleri gibi oramı buramı gösterme çabam yok benim. Poşette bir de siyah topuklu ayakkabılar vardı. Bak bu iyi olmuştu. Çünkü gerçekten Justin'in yanında kardeşi gibi duruyorum. Her ne kadar topuklu ayakkabı sevmesemde giymek zorundaydım.
Saat aksamın 5'i olmuştu ama kızlar evde yoktu. Onları aramak için telefonumu çıkardığım anda çalmaya başladı. Bilinmeyen numaraydı. Bilinmeyen numarayı açmam ne kadar doğru bilemem. Ya tehtid telefonuysa. Ne saçmalıyom ben ya. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.
''Efendim!''
''Merhaba Miley. Nasılsın? ben Selena.'' dediğinde inanamadım. Sesi gerçekten onundu. Sertçe yutkundum ve kendimi konuşmaya zorladım.
''İyiyim Selena sen nasılsın? '' (Bunu bana biri faceden yazınca ben direk 'iyiyim sen napıy10' yazıyom devamında pek cevap yazan olmuyo asfdgj :D )
'' Sevgilisi daha dünkü çocuk olan biri tarafından çalınan bir kadın nasıl olabilirse öyleyim. Söylesene Miley? Bu nasıl bir duygu? ''
Sinirlendiğimi hissediyordum. Eğer Justin onu gerçekten sevseydi ondan ayrılmazdı.
''Ben senin sevgilini çalmadım. Justin seni zaten sevmiyordu ki.''
Alayla güldü.
'' Hiç mi magazin izlemedin. Her seferinde beni öpüyordu. Elimi tutuyordu. Bunları sevmese yapar mıydı? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVELY LOVE ( Jiley Fan Fiction )
FanficOnlar birbirlerinin umutları, yalanları, güvenleri, sevabı, günahı. İkiside müziğin sevilen isimleri. Beraber mutluyken, onlara bu kadar zarar veren ne olabilirdi? Onların yeni hayatında 'aşk' nasıl bir kavramdı? | Tüm hakları bende saklıdır.| | Eki...