"Farkında olmadan aldığımız kararlar tek bizi değil, çevremizdeki insanları da etkiliyordu."
-Rumeysa Nur ÖzcanKeyifli okumalar🌹
Emir verilmesinden hoşlanmazdım. Kimse bana ne yapacağımı söyleyemezdi. Bu adamın da zaten bana emir vermeye hakkı yoktu. Belki dalga geçmek için söylemişti ama ben bu konularda çok ciddi oluyordum. Yatağın başlığına yaslanırken soluk verdim.
Gönderen: Berrak Gümüşay
Yıkayacağımı söylemedim. (20.14)Mesaj attıktan sonra cevabın gelmesi uzun sürmemişti.
Gönderen: 05XX XXX XX XX
Ama gömleğimi aldın. (20.15)Yıkamak için almamıştım. Karton paketin içinde kırış kırış durmasını ve aynı kirli bir şekilde geri vermeyi düşünüyordum. Ya da mesaj atmasaydı çoktan çöpü boylardı, kıymetli gömleği.
Gönderen : Berrak Gümüşay
Gömleği almam yıkayacağım anlamına gelmez. (20.18)Okul formam hala üzerimdeydi. Bundan rahatsızlık duyup giysi dolabına doğru ilerledim. Siyah dolabın kapağını açıp içinden bir kaç parça kıyafet çıkardım. Üzerime baskılı tişörtü giydikten sonra siyah taytı da bacaklarıma geçirdim.
Kendimi yatağa tekrar bıraktığımda boş boş tavana baktım. Telefon komidinin üzerinde bir kaç kez titreyip ses çıkardığında uzanıp aldım.
Gönderen : 05XX XXX XX XX
O zaman yeni bir gömlek alacaksın. Açıkçası o gömleğin aynısını alabileceğini sanmıyorum. (20.23)Gönderen : Berrak Gümüşay
Yeni gömlek alacağımı da nereden çıkardın? (20.24)Gönderen : 05XX XXX XX XX
Doğru, alamazsın. Bence sen gömlek alma fikrinden vazgeç. (20.24)Gönderen :Berrak Gümüşay
Almayacağım zaten. (20.25)Gönderen : 05XX XXX XX
Güzel. Makine'de değil, elinde yıka lütfen. Bir düğmesi koparsa ödetirim. (20.26)Yok canım almayayım. Ben ayağım da daha güzel yıkıyorum. Gerçekten bu adama karşı bir gıcıklığım başlamıştı. Yıkamayacağım işte. Neyi zorluyordu? Zorla gömlek yıkatılmazdı ki. Bir de elimde yıkamamı istiyordu. Çok beklerdi!
Elimde falan asla yıkamazdım. Çok yıkanmasını istiyorsa atardım makineye, basardım düğmesine yıkanırdı. Paşa gönlü kabul ederse ben de böyleydi. Aslına bakarsan makineye bile atmadan direk çöpe atasım var ama gömlek söz ettiği gibi pahalı gözüküyordu.
Şuan yorgun olduğum için gömleği yıkamayı geç, makineye bile atacak dermanım yoktu. Gece uykusuz kaldığım için başım ağrıyor, gözlerim acıyordu.Kafam yorgunluktan bir şey almıyordu. Göz kapaklarıma yüklenen uyku, ağırlığını gösteriyordu. Uyumamak için direnmedim. Göz kapaklarım beni zorlamadı. Uykuya teslim olurken, karanlığa gömüldüm.
Uyandığımda odam karanlıktı. Sabah olmamış mıydı? Uyumuştum oysaki. Odamdaki büyük pencere açık ve perdenin açıkta bıraktığı bir kısmı, açık pencere yüzünden dışarıdan gelen rüzgar nedeniyle uçuşuyordu. Hava soğuktu, normal havaya göre. Daha düne kadar böyle soğuk değildi. İçerisi bir buzhaneden farksızdı. Açık olan pencereyi kapatmak için ayaklandım. Pencereye yaklaşırken içimde bir tedirginlik vardı. Odamdaki büyük boy aynasının önüne geldiğimde yüksek seste gök gürültüsü duyuldu. Sonrasında gökyüzünde çakan şimşekler açık perdeden odama sızdı ve yüzümü aydınlattı. Aynada aydınlanan yüzüme endişeyle bakarken, yansımadan şimşeğin aydınlattığı kadar gördüğüm birisi daha vardı. Bir adım arkamda, koyu mavi gözlerini yansımama dikmişti. Her şimşek çaktığında koyu mavi gözleri ışıldıyordu, kadının.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOTUS
Teen FictionKüçük bir kız çocuğu vardı uzaklarda. Tam karşıda en yüksek tepenin üzerinde. Savunmasızdı fakat güçsüz değildi. İsmi gibi berrak değildi hayatı belkide. Bu berraklık hayatının hiç bir noktasına misafir olmamıştı. Kız çocuğu yorgundu. Pis düşünc...