Yumuşak bir inişle yere konan Vin, bu atışı fırsat bilerek ormanın derinliklerine doğru yol almaya başladı. Artık tek amacı bir an önce Foku'dan kaçıp eski hayatına geri dönmekti. Dudaklarının acısı her geçen dakika daha da artıyordu.
Foku: "안녕 얘야" diyerek Vin'in tam önünde durdu.
Vin: "Ne diyorsun sen be?"
Foku: "Selam verdim işte, öğren artık!"
Vin: "Şurada yanıp tutuşuyorum sen selam alıp verme peşindesin!"
Foku: "Tamam tamam. Yardım edeceğim sana."
Vin: "Gerekmez! Senden gelecek yardım, Hades'ten gelsin!"
Foku: "O adamın adını alevli güzel ağzına alma! Sinir oluyorum!"
Vin: "Hatırlatman iyi oldu, ağzım alev almıştı di mi?"
Foku: "Tamam koşmayı kes! Benden ne kadar uzağa gidebilirsin ki? Ben artık senin ruhunum."
Vin: "Beni terastan ittiğin gibi iteceğim seni hayatımdan. Sus artık, konuşma benimle! Senden nefret ediyorum"
Vin tüm öfkesini ve üzüntüsünü dökerek ağlamaya başladı. Daha fazla halinin kalmadığını hissederek yere çöktü. Her şey bitmişti. Bu koca ormanda onu kurtaracak kişi de Foku'ydu, öldürecek tek kişi de.
Foku: "Uzatma! Gel buraya!"
Foku Vin'i kolundan tuttuğu gibi hızla büyülü olduğunu bildiği göle doğru sürüklemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life Kiss
Tâm linhBu kitabı okumaya başlamadan önce odada tek başınıza olduğunuzdan emin olun. Başınıza geleceklerden biz sorumlu değiliz..