YAZAR NOTU: Medyadaki şarkıya bayılıyorum. Çello cover çok güzel olmuş. Mutlaka dinleyin.
"Foku? Aşkım?"
Vin gölün yanında durduk yere beliren peri yüzünden irkilse de Foku'yla tanıştığından beri bir şeylere şaşırmaktan vazgeçmişti. Onu asıl şaşırtan şey tanımadığı perinin Foku'ya "aşkım" demesiydi.
Foku: "여기 뭐해?" (yo-gi mo-he)
Peri: "Asıl sen burada ne yapıyorsun?"
Vin perinin Korece bildiğini fark edince üzüldü, ya da kıskandı. Kendisi de emin değildi. Korece öğrenmek istediğini fark etti. Şu dönüşüm işi tamamlandıktan sonra beynine Korece yüklense olmaz mıydı?
Foku: "Nile uzun zaman oldu!"
Peri: "Rosemary Gölü'ne gelmeyeli uzun zaman oldu, evet. Beni özlediğini biliyordum. O yüzden geldin sanırım."
Foku: "Aslına bakarsan bir iş için göle girmemiz gerekiyordu o yüzden geldik."
Peri suratını Vin'e çevirdiğini neşeli gülüşü soldu: "Arkadaşının boynundaki dövmeye bakılırsa onu dönüştürmüşsün."
Foku: "Evet sonsuza dek benim olsun diye onu mühürledim."
Peri: "Beni ısırman için yalvardığım halde beni mühürlemedin."
Vin, defalarca ölümden döndüğü şu günde sıkıcı bir sohbetin içine düşmekten mutlu değildi, oflayarak Foku'ya döndü: "Artık gidebilir miyiz?"
Foku: "Sıkıldın mı bebeğim?"
Vin: "Ben senin bebeğ-" diyecekken onları dikkatle izleyen periyi görünce sustu. Onu kıskandırmak istedi.
Vin: "Evet, bebeğin sıkıldı."
Foku'nun gözleri parladı. Vin ilk defa Foku'yu terslememişti. Hatta "bebeğim" demesine izin vermişti.
Foku farkında olmadan uyarılmıştı bile. Gözleri yeniden bal rengine dönüştüğünde Vin'in ona artık izin verdiğini sandı ve tek hamlede onu gelinmiş gibi kucağına aldı.
Foku, eskiden canı sıkılınca oynaşıp eğlendiği Nile Peri'ye veda bile etmeden Vin'i şatosuna götürdü. Artık oynayacak yeni bir eğlencesi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life Kiss
SpiritualeBu kitabı okumaya başlamadan önce odada tek başınıza olduğunuzdan emin olun. Başınıza geleceklerden biz sorumlu değiliz..