önemli misafir

2.5K 195 27
                                    

"Bilmiyorum. Bunu sizin bilmeniz gerekmez mi neden bana soruyorsunuz?" verdiği cevap insanı çileden çıkaracak cinstendi.

" iyi geceler" dedi ve gitti. Kapıyı kapatıp jungkook la yaşadığımız evin toplamından büyük olan odaya bakındım. Salon kadar gösterişliydi. Büyük ve işlemeli başlığa sahip ahşap yatak ve üzerinde ipekten olduğu belli yatak örtüsü vardı. Örtü bordoydu ve üzeri gümüş renginde çiçeklerle kaplıydı. Hemen iki yanında uzun gece lambaları vardı. Sağ taraftaki duvar boydan boya kitaplık kaplıydı. Kitaplığın önünde geniş bir ahşap masa ve üzerinde çaşitli kalemler ve süsler vardı. Diğer bir tarafında cam ve onun hemen yanında üzerine uzanıp yıldızları inceleyebileceğim bir koltuk vardı. Büyük bir avize ve duvarda asılı büyük tablolar. Güzel olduğu kadar boğmuştu beni. Beğenmiştim ama nedense içime bir huzursuzluk çökmüştü.

Adımlarımı koltuğa yönelttim. Pek uyuyabileceğimi sanmıyordum. Garip bir aksiyon filminin içerisine düşmüş gibiydim. Ve çıkış için gerekli ipuçları ortada yok. Ve ben öylece sürüklenerek bir sonraki olayı bekliyor gibiydim. Hala neden burada olduğumuzu anlamış değildim. Kendi halinde takılan insanlardık. Birkaç kişi hariç kimseyle muhattap değildik. Bir ihtimal bizi karıştırmış olabilirlermiydi? Sonuçta kız bizi korumak için çocukluğundan beri eğitim aldığını söylemişti. Acaba birine mi yani o aradığı kişiye mi benzetilmiştim? Bence öyleydi. Yoksa neden bizim için kendini tehlikeye atsın? Doğru ya! Belki o cam kırılma olayıda bir oyundu? Oyunsa sebebi neydi? Neden böyle bir oyun gerekliydi?

"Çıldıracağım" cebimden düşen telefonu alabilmek için doğruldum. Hattı kırmamızı söylemişti. Bataryayı çıkarıp kartı çıkardım. Kırmayacaktım. Ne olur ne olmaz kenerda dursundu. Eski telefonumu ayaklanarak masaya koydum. Işıkları kapatık yatağa kendimi attım. Yorgundum ve bedenim uyku sinyalleri veriyordu. Buna ek olarak düşüncelerimin beynimi kemirerek oluşturduğu baş ağrısıda vardı.

***

"Hyung! Kalk artık" hızlıca ayklandım. Kesinlikle işe geç... Etrafa bakındıktan sonra dünkü yaşananların bir rüya olmadığı açıktı. Şaşkın bir biçimde bana bakan kooka aldırmadan geri yatağa bıraktım bedenimi. Oysa bunlarım gereksiz bir kabustan ibaret olmasını isterdim.

"Bunların hepsini saçma bir rüya sandım" jungkook yanıma otururken düşüncelere boğulmuştu.

"Bugün son sınavım var. Ama nasıl gideceğimi bilmiyorum" hızlıca yerimden doğruldum. Tabikivde gidecekti. İsterse kıyamet kopsun yinede o sınava girmeliydi. Bu onun iyiliği için.

"Tabikide gideceksin. Buna engel olamazlar"

"Emin değilim. Baksana nekadar korunaklı bir yerde tutuluyoruz"

"Sen burada bekle ben hemen halledip geleceğim." hızla ayaklandım. Tabikide onu götürmelerini söyleyecektim. Madem tek göndermiyorlardı ve tek çıkış yolu onlardaydı ozaman dediğimi yapmak zorundaydı. Sonuçta önemli birileri olduğumuzu söylemişti. Yan bir gülümseme sundum boş koridora. Kuralları ben koyacaktım.

Kulpundan tuttuğum gibi karşımdaki odanın kapısını bir çırpıda açtım. Karşımda altında bir pantolon ve üstündede sadece iç çamaşırı ile duran bir kız görmeyi kesinlikle beklemiyordum. Geldiğim hızın iki katıyla arkamı döndüm. Bu nasıl bir kızdı. İnsan bir çığlık atar yada bir kızgınlık ifadesi belirtir. Bana öylece baktıktan sonra kenardan tişörtünü almıştı sadece.

"Artık dönebilirsiniz KIM TAE HYUNG SSHI!" adımı özellikle bastırdığı belliydi. Yaptığım hata yüzünden tüm havam sönmüştü. Bir yaramaz kedi edasıyla ona döndüm gözlerim yerlerdeydi. Yanaklarım sıcacıktı birazdaha böyle devam ederlerse bir bomba gibi patlayacaklarını düşünüyordum.

Nepenthe/Kim Taehyung✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin