Hata

2.2K 159 35
                                    

"Çünkü burnunda sivilce çıkmış dikkatimi çekiyor. Kurtul ondan"

"Ne?" söylediği cümle karşısında ağzımdan sadece bu çıkmıştı. sivilce mi? Ne saçmalıyor bu kız? Doğrularak benden uzakaştı. Biraz olsun rahatlamıştım. O ise gülerek arkasını döndü adımları kapıya doğru giderken hızla kalkarak ona yetiştim. Yanyana yürüyorduk. Yavaşça ona döndüm. Hislerime hep güvenmiştim. Birşeylerin sinyallerini veriyorsa eninde sonunda çıkıyordu. Ve onun hakkında ki hislerimde oldukça yoğundu.

Birşeyler gizliyordu. Söylemeye korktuğu çekindiği birşeyler vardı. Sanki kırmaktan çekiniyor uzakta kalamıyordu. Bilmemi istiyor ama bilmemden korkuyor. Nasıl birşey olduğunu çözemiyordum. Sanki bir ressamın sadece kendi dilinde çizdiği bir tabloya bakıyormuşum gibi. Derinlemesine bakılsa anlaşılacak ama onu anlayacak sadece kendi ressamı.

"Sormaktan çekinme taehyung sshi sizi yemem merak etmeyin" madem sormamı istiyordu bende soracaktım.

"Ne gizliyorsun? Birşeyler sakladığını hissediyorum" olduğu yerde durdu. Dudak kenarının biri hafifçe yukarı kalktı aynı zamanda vücudunu bana döndürürken.

"Sinirleneceğim veya kızacağım birşey yapmış gibisin" gözlerine bakarak bir kaç şey daha eklemiştim söylediklerime. O ise öylece bakıyordu. Bir ara gözlerinin dolduğuna bile yemin edebilirdim. Eminim mutlaka birşey olmuş.

"Ellerimi görüyor musun Taehyung sshi? Nekadar güçlüler değil mi? Hafifçe vurmamla burnunu kıracaktım neredeyse..." şimdi neden bunları söylüyordu ?
"Yıllarım eğitim almakla geçti. Bu eğitimlere hangi yaşta başladığımı bilmiyorum okadar küçüktüm. Yaralar aldım." kolunu göstermişti. Uzunca bir dikiş izi vardı. Ama nedense kolundaki yaradan çok içinde taşıdığı bir yara torbası varmış gibi.
"Buna rağmen geciktim."

"Ne için geciktin?" kolundaki saate bakıp gülümsedi. Kesinlikle konuyu değiştirecekti.

"Vakit çok çabuk geçiyor. Hadi başlayalım" birşey dememe fırsat bırakmadan yukarı kata çıkan merdivenleri adımladı. Bir şekilde öğrenecektim şimdi olmazsa başka bir zaman! Onu takip ederek hızlıca merdivenleri çıkıp ona yetiştim.

Bilmediğim bir odaya girmiştik. Bir köşede bilgisayarların bulunduğu uzun bir masa hemen yanında üzerinde kağıtların yapıştırıldığı bir tahta vardı. Diğer bir yanda ise spor tarzında oturma grubu lila rengindeydi. hemen önündede genişçe bir cam masa vardı. Hiç beklemeden koltuklardan birine oturdu. Elindeki kağıtları hangi ara aldı hiçbir fikrim yoktu. Sanırım ben etrafı incelerken yapmıştı o işi.

Bende tam karşısına oturdum. Söyleyeceklerini bekliyordum.

"Nereden başlamamız gerek?" dedi elindeki kağıtları masaya koyarak. Hiçbir şey gelmiyordu aklıma. Babam işinden bahsetmezdi pek.  Zaten söylesede üzerinden kaç yıl geçmişti. Hatırlayamaya bilirdim. Yinede bir kaç şey söyleme mecburuyetinde hissettiğim için konuştum.

"Babamın sevdiği bir kaç yer vardı oralardan başlayabiliriz"

"Oralar nerede?" bunu söyler söylemez telefonu çalmaya başladı. Cebinden çıkartıp açtıktan sonra kulağına götürdü.

" hyemi?" biraz beklemişti. Sanırım karşı tarafın söylediklerini dinliyordu. Kaşları çatıldı. Hızlıca ayaklanırken konuşmayıda ihmal etmiyordu.

"Jungkook bulunduğunuz yeri hemen mesaj at! Yada kapat ben halledeceğim!" direk telefonu kapatıp odadan çıktı. Jungkook! Kardeşim ne alakaydı.? Hızla arkasından koşarak yetiştim.

"Ne olmuş? Neden sinirlendin? Nereye gidiyorsun? Cevap versene!" sinirlenmiştim. Bir odaya girdi. İçerisi baştan aşağı raflarla kaplı ve raflardaysa çeşitli silah vardı. Seri bir şekilde aldığı bir kaç silahı üzerine yerleştirdi.

Nepenthe/Kim Taehyung✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin