DÜNYA'DAN KAÇIŞ

6 12 1
                                    

Sessizce gelip geçen insanları izliyorum. Artık konuşmaktan yoruldum, bazen sadece öylesine bakıyorum. Beynim , kalbim, vicdanım, bedenim yorgun...
Sessizliği gölgeleyen öfke anlarım dışında rutinimi boZmadan kendi köşemde ölümü bekliyorum. Bazen hayallere kapılıyorum. Birgün herşey değişecek diyorum kendime. Ben yeniden güzel şeyler düşüneceğim. yüreğimi paramparça eden herşeyi birgün bütün kırıntılarıyla unutacağım diyorum... Derken film şeridi tekrar kopuyor. Ve ben boğulmaya yüz tuttuğum ziftin içinde çırpınıyorum.
Çoğu kez bütün bu olanlara son vermek istedim, Tanrı şahidim ki gerçekten istedim. Ama her yardım istendiğinde kimse o sese koşmuyordu, kulakları sağır eden bu serzenişi kimse duymuyordu. Çoğu inanışa göre Tanrı çoğu zaman insanları sınar, nedeni ise varılacak noktaya hazırlıklı olmak. Yani ruhu hazırlamakmış. Bu belki doğru belki de korkularımızla ve isyanlarımızla başa çıkma yöntemimizdir.  İnançsız olduğunu iddaa eden birçok birey de bir şeylere sığınıyor. Alkol, haplar, hayvanlar, insanlar gibi...
Birgüne dünya'yı kurup, birgünde de yakabilecek bir hayal gücüne sahip olduğumu söylerdi dedem. Sanırım bu adam pek de haksız sayılmazdı.
Zaman zaman pencereden dışarı gökyüzünü izliyorum; Hava kararıyor ve aydınlanıyor... sanki tek gerçek buymuş gibi. Ancak son zamanlarda kalbim her sıkıştığında bir kaçış yoluna sığındım. Şimdi nefes alabiliyorum, perdenin diğer tarafı çok soğuk ancak beni yormuyor artık. Bedenim ile ruhum arasında çok küçük bir ip var. Çoğu zaman o ipi kesmeyi hayal ediyorum, Ancak beni mecbur bırakan şeyler var. İnsanlığımı kaybetmeyi istiyorum sadece acımayı bırakmam gerekiyor!
Dedem insanlara acımayı bıraktığın an yaşamayı öğreneceksin derdi. Sanırım ben hiçbir zaman yaşayamayacağım.

ÇOCUKLUK YAMALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin