LABİRENT

7 12 1
                                    

Nefes nefese kaçışını izledim. Her yol geri dönüşle sonuçlanıyordu. Gökyüzünde tek bir yıldız yoktu.
Her yer Zifiri karanlıktı. Adeta labirent gibiydi. GöZlerini açışını gördüm ve karanlıktı herşey. Boğazımda düğümlü bir serzeniş vardı. Ağlamak istiyordum ama nedenini anlamıyordum. Tek istediğim onun o çıkmazdan çıkmasıydı. Kim olduğunu bilmiyordum ama tanıdık gibi geliyordu bana.

Bir kızılderili efsanesine göre;  ruhlar dünya'ya başka bedenlerde geri gelirmiş . Bazen insan, bazen hayvan veya nesne... Ancak bazı ruhlar belli amaçlar doğrultusunda gelirmiş. Ve Tanrı tamam demeden bitmezmiş. Çoğu mistik hikaye'ye  göre bu görevler asırlarca sürermiş. Bazen de seyahatçinin ruh ölümü ile son bulurmuş.
Ellerimi açtım gökyüzüne ışık istedim. Nasıl bilmiyorum ama biran da bütün yıldızlar adeta tılsımlanmış gibi ışık saçmaya başlamıştı. Tam o anda gördüm ki, tek bir şey vardı: Her yol sonunda kalbine doğru,  parlayan balon gibi bir şey vardı. Bir anda ortaya çıkıyor ve her yeni yola girişinde kayboluyordu. Ve her yol sonunda ilgimi çeken bir şey daha vardı, labirent çıkmazında çubuklar vardı. Bu çubuklar ok ve anahtar gibiydi... bu balon bedenin sol tarafında bulunuyordu... Ancak o bunu farkedene kadar devam edecekti bu labirent serüveni. Bense sadece izleyiciydim.
Bunların gerçekliğinden emin olmadığım gibi ölmüşte olabilirdim. Bu kişi Arafta kalmış gibiydi, serzenişleri kalbime işliyordu. Görünürde sadece ikimiz vardık ama kendimi güvende hissedemiyordum. Sanki özgür değildim. Elim, kolum bağlı gibiydi. Kalbimde bir nefret alev almıştı. Kime karşıydı ? Bu ben miydim?
Her yeni yola girdiğinde ruh hali değişiyordu ve bu bana acı veriyordu. Çok geçmeden her köşeden çok defa geçip, aynı labirent çıkmazında ağladığını gördüm. Ve onun her ağlamasında gökyüZüne büyük bir ışık saçılıyordu.

Bu durum belkide yıllar sürdü, bundan bile emin değilim. Bana asıl acı veren şeyi bulmam zaman aldı. Her labirent sonunda bir şey kaybettik. Her yeni yol , yeni bir gün olay ile başlıyordu; bu olaylar ruhu en çok etkileyenler oluyordu. O yaşanan acıyı yeniden yaşatıyordu. Adeta acı İçin yaşayan bir varlığı yaşatıyormuşuz gibi hissettirmeye başlamıştı. Ellerimi farkettiğimde , sadece kanlar farkettim. Aslında kan gibi bile değildi, zift kadar siyahtı. Bunu farkedince nefes alamadım, ve yeniden kendime geldiğimde;

Bir kutlama yemeğindeydik. Pahalı Takım elbiseli 7 adam karşımda duruyordu. Eteklerimi hatırlıyorum, kırmızı yırtmaçlı bir elbise vardı üzerimizde. Gece boyunca onlar anlattı , ben sadece gülümsedim. Nefes almak İçin tuvalete gittim. Kadınlar tuvaletinde 20 kadın sıra bekliyordu, ben erkekler tuvalete girmeye karar verdim. Tuvalete girdiğimde tek kadın olmadığımı anladım. İçerdeki diğer kadın telefon konuşuyordu ve zümrütlerden bahsediyordu. Tuhaf bir dil konuşuyordu ve ben onu anlıyordum. O benim onu anlamadığım izlenimine kapılmıştı.  Yanında büyük bir çanta vardı, ve telefonda çok şarhoş olduğu İçin görevi tamamlayamayacığını söylüyordu. Biranda ayağı kaydı ve bilincini kaybetti. Bu gibi insanlara karşı Yardım sever değilimdir.

Çantayı alıp çıktım. Motor ile beni karşılayan yüzü çok tanıdık biri belirdi. Birlikte motora bindik. Yola çıkarken bizi takip etmeye başlayan araçlı ve motorlu Kişiler belirlemeye başlamıştı. Araç ve motorlarla bizi sıkıştırmaya başlamıştılar... arkamda oturan kişinin sol tarafından gelen kanını farketmem uzun sürdü, kendinden geçmişti. İzimizi kaybettirdiğimizde durdum ve o düştü. Krize girmişti, bırakmam gerekti. Kaldığım yerden devam ediyordum, nereye gittiğimi bilemeden.

ÇOCUKLUK YAMALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin