Edit Piaf'a doğru

10 11 0
                                    

Gökyüzü yere iniyordu... hiçbir sarsıntı olmadan, bir kaygı gütmeden inişini izliyordum. Gökteki yıldızların parlaklığı aklımın her bir köşesine kazılmaya çalışıyordu.
Bu bedenden çıkmayı öğreneli uzun zaman oldu. Seyahat etmek en büyük özgürlüğüm olmuştu. Atalarım bunu yeni icatlar İçin kullansada ben ruhu kurtarmak İçin yapıyordum. Çoğu kez uyarı almıştım, göç temsilcilerinden. Şimdi düşündükçe her şey somut olmalı mıydı diye soruyorum!
Dünya sanıldığı gibi kalmadı. Birçok felakete karşı koysada, insanlık insan olmaya döndü. Bir döngüyü parçaladı, en başa döndü.... ilk olarak göZlerini kaybettiler; bunu bir lanet ilan ettiler. Tıpkı yıllar önce diğer peygamberlerin yaşadığı hikayelere sığdırdılar. Oysaki bilim dili , zehirli gazlar ve ozon tabakasıydı demek için çabaladı ...
Her nefes aldığım günü bir seyahatçi olarak, yardımımı isteyen birine adayacağıma kendi kendime söz verdim.

Gölgelerle dans eden bir odada, bir çift dans ediyordu. Edit piaf çalıyordu. İçerde bir ölüm kokusu vardı. Nefes alamıyordum. Sadece izledim. Odanın bir köşesinde ateşin hemen yanında bana bakan ateşli gözleri gördüm. Bu Tutku beni öldürebilirdi. Ancak yardım İçin oradaydım...
Ateş gözlü varlığı göremediler, tıpkı beni göremedikleri gibi . Kollarını sardı kızın bedenine ve kız bir anda o oldu. Çok değişti. Cılız bir ses duydum. Onun gibi çocuğa yapmalıydım ki zarar görmemesi için. Sardım onu. Bu dayanılır gibi bir acı değildi. Hayatım boyunca yaşadığım onca şeyi düşündükçe bu sefil insan, vicdanımı yakmıştı. Yüreğim acıyordu, o kadın her adım attığında kalbime basıyor gibiydi. Ama şimdi kemikleri kırılıyordu. Ve bağırıyordu. Bedenim sarsılıyordu. Çocuk ölmek üzereyken ben sarmıştım onu. Şimdi ise sıkışmıştık ikimizde.

Ahhh tanrım bu ki bir beden! Neden iki ruh!!!

Kendisini toparladıkça kadın kollarıma geliyordu. Ama bir anda kayıp gidiyordu. Kimse uyuyamıyordu korkudan. Çünkü ne yapacağını kimse kestiremiyordu. Ellerim çaresizlikten titriyorken ellerimi avucunun içine aldı;
—-şşşt!!! Gözlerime bak . Ben buradayım. Sakın vazgeçme!

Ve gitti. Ellerime baktım. Kalbim göğüs kafesime dar gelmişti. ÇıkmaZdaydım belkide.
İsimsiz varlık önüme geldi, yalvardım safça ellerini tuttum anladım ki artık o başkasıydı.

Yeni öğrendiğim ve hayatım boyunca hayatımdaki hiç bir insana yapamadığım bir şey yaptım; sarıldım... kalbini hissettim, dayanırmıydı bilmiyorum ama bu gerekliydi. Beni affallatan bir varlıktı, hayatımın en kötü günlerini tekrar tekrar yaşamama rağmen bırakamadım. Kollarım çözülmez bir ağ gibiydi. Bedenim kanadıkça, nefes alışlarım hızlandıkça, sona doğru koştuk.... ve duruldu her nesne....

ÇOCUKLUK YAMALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin