TATLI CHLOE

32 0 0
                                    

Şimdi, pazartesi akşam 08:53.Sıkıcı, ders çalışmam gereken evime mi gitsem; yoksa emrimde taze bir beyin, altımda sıcak bir vücut için şehri mi aşsam?Kararlar, kararlar...

Evet sanırım yarı düzenli, hemen hemen bir nevi kız arkadaşımı ziyaret edeceğim.Tatlı Chloe.

Evet, bahçedeki merdiven her zamanki yerinde.Chloe'nin odasının ışığı yanıyor ama üst katta başka ışık göremiyorum.Mükemmel.Merdivenle çatıya çıktım.Chloe arka bahçeden geldiğimi görmüş, beni izliyordu.Cama tıkladım. ''Na Na!''

''Tahmin edeyim.Babanın kuru temizlemedeki takımları.''

''Evet.Kahve lekesi çıkmamış, o yüzden orada bıraktım.''

''Bu komik mi şimdi?Sanırım babanla aynı mazeretleri duyuyoruz hep, çünkü çok...'' lafı ağzına tıkmak için dilimi kullanarak öptüm.''...sorumsuzsun.''Sırtlayıp koltuğa götürürken kıçına bir şaplak vurdum.

''Şaka yapmıyorum Rusty.''Koltuğa yatırıp üstüne çıktım.Yatağın seks yapmazken ki sorunu: bozulması ve aniden odaya girenlere olup biten hakkında ipucu vermesi.''Bazen senden nefret ediyorum.''

''Çok cakalı bir şekilde gösteriyorsun.''

''Elbette öyle.''Uzun uzun öpüştük.Nancy bütün enerjimi aldı zaten.Bugün buraya asıl geliş amacım bu değil.

''Hayır, tatlım.Bir durabilir miyiz?Bir saniye nefeslenmem gerek.'' diyerek oturma pozisyonuna geçtim.''Hey, babamdan yarım şişe Malibu yürüttüm.Seninki nasıl olsun, buzlu mu?''

''Her zamankinden olsun Rusty.Sek.'' deyip, yine beni gene kendine çekmeye çalıştı.

''Olmaz, çok yorgunum.Sonra telafi edeceğim.Söz.'' diyerek üstünden tamamen kalktım.''Bu gece edebiyat defterimi bırakmaya geldim.Şiir yazma ödevi.Perşembe gününe.''

''Hey, neden bana bir şiir yazıp okulda da onu göstermiyorsun?'' Demek istediği şu: Bağlanmamı istiyor.Çevirisi: evcil hale gelmemi.Hayatta bağımlı olmanın kimseye hayrı yok.Tabiatını değiştir, öldün demektir.

Sıkıca öptükten sonra ''Şiir lütfen.'' deyip gülümsedim.Oda gülümseyip çantamdan edebiyat defterimi ve Malibu'yu çıkarmak için pencere kenarına gitti.

Beni yanlış anlamayın.O, tapılacak kız.Şirin mi?Kesinlikle.Ama hiç yeter mi?Biz erkeklerin nasıl olduğumuzu size söyledim.Çok çekici olsun isteriz.Sorun şu ki, gerçekten önemli olan yüzeysel şeylerden Chloe'de pek yok.Güzelliğini örten bir yorgun yüz ifadesi var.Küçükken aileniz gece dışarı çıktığında gelen bakıcı kız tipi.Ama onların o zamanlar geldiği kadar çekici gelmiyor.Anlatabiliyor muyum?

Tanrım, aslında gerçekten güzel bir kız.Çoğu erkeğin hayallerini süslüyordur.Hatta şu an biz takılırken bile, bir yerlerde ona açılmayı planlayan bir erkek olduğuna eminim.Belkide biri açılmıştır ve Chloe benimle olan ilişkisi yüzünden reddetmiştir, bana söylemiyordur bile.Bu mümkün.Oldukça mümkün hemde.Ben beğenmiyorum diye, bir kızın çok güzel olmadığını sanmayın her zaman.

''Defteri çarşamba gelip alırsın.'' dedi bir bardak Malibu uzatırken.

''Seni hak etmiyorum.''

''Evet, bu muhtemelen doğru.'' Yüzünü kulağıma yaklaştırdı.''Ne yazık ki seni seviyorum.''

''Sağ ol bebeğim.''

''Ah Rusty, Rusty...''

''Ne?'' Ne oldu şimdi?

''Bana 'sağ ol bebeğim' çekiyorsun.Bana 'sağ ol bebeğim' çekiyorsun.''

''Sakin ol.''

''Bana sakin olmamı söyleme.Duygularını anlıyorum.'' Sesi yüksek.

''Dur bir dakika.O gelecek.''

''Rusty.'' Ve geldi işte.

''Hey, küçük dostum.Seni uyandırdık mı?''

''Evet.'' Şimdi beyler, hatamdan ders alın.Asla yan odada sekiz yaşında kardeşi kalan kızların evlerine dadanmayın.Yakalanacaklarınız sadece ebeveynleriyle sınırlı kalmıyor.Neyse ki Lenny bizi bozmuyor, evdekilere benden söz etmiyor.

''Hadi Lenny, seni geri yatırayım.Rusty'de tam gidiyordu.İyi geceler Rusty.Hadi ona 'İyi geceler' de Lenny.''

''İyi geceler Rusty.''

''İyi geceler Lenny.Ciao bella.'' Arkalarından el sallarken ikisi de odadan çıktılar.Sanırım eve dönme vakti geldi.

Annem hâlâ Liz ile birlikte.Babam ve Steve Amca salonda bira içip hokey maçı izliyorlardı.Galiba Brad'i, izleyiciler arasında gördüm.Sevgilisiyle arası iyileştiği ve tuttuğu takım önde olduğu için epey iyi vakit geçiriyor olmalı.Öte yandan ben, sadece anlık yaşıyorum.Yani genel olarak.Bir kızla aram iyi ya da kötü, bir anlık iş bittikten sonra umurumda olmuyor.Chloe bu genellemenin biraz dışında tabi.

Çoğu genç evin çatı katında kalmak ister.Ama benim evimde bodrum çok daha kullanışlı bir seçenek.Bir kere ses yalıtımı iyi, anlatabiliyor muyum?Ayrıca garaja çıkan direk bir merdivene sahip.Bu sayede kızları arabadan iner inmez odama sokuyorum, sonra normal kapıdan evdekilere görünüp tekrar aşağıya iniyorum.Mükemmel değil mi?

Bunun dışında odamda bir sürü eğlenceli eşya var, Xbox 360'tan tutun da bilardo masasına kadar.Bilardo masası çok amaçlı, harika bir mobilya.Üzerinde seks yapabilirsiniz, çok fazla arkadaş çağırdığınızda rahatça poker oynayabilirsiniz, basit bir lamba direğiyle onu striptiz pistine çevirebilirsiniz.Bu arada onunla bilardo da oynayabilirsiniz.Kızlar geldiğinde tek yaptığımız oyuncaklarla oynamak olmuyor tabi, bazen film de izliyoruz ama Nancy'le olduğu gibi.

En sevdiğim kız tipi, düşündüğünüzün aksine sevişmek için ilk hamleyi kendi yapan kızlar değil.Onlarla işin hiçbir zorluğu olmuyor.Sadece elmacık kemiklerim ve güzel saç stilim bağlıyor işi.Şikâyetim var mı?Kesinlikle hayır.Ama öyleleri ödülden çok hediye gibi geliyorlar.Anlatabiliyor muyum?Ayrıca öyle manzaralar, hepimizin vadesi olduğunu hatırlatıyor.Kadınların sabır süresi erkeklerden daha kısa, değil mi?

Sanırım Chloe'nin de vadesi dolmak üzere.Chloe ve ben aynı okulda değiliz.Onunla geçen sene bir parkta tanıştım.Fotoğraf çekiyordu ve ben manzarasını kapatıyordum.Sonra arkamı dönünce benim bir fotoğrafımı çekti ve şey, o sırada onu pek çekici bulmamıştım güzeller güzeli yüzüne rağmen.Sanırım güzel olmakla ateşli olmak arasından, benim seçimim ikisi birlikte olabilen kızlar.Yine de Chloe'nin vücudu kadar kişiliği de beni kendine çekiyordu.İlk tanıştığımız sırada Marcus adında berbat bir sevgilisi vardı.Tanıştıktan iki gün sonra Marcus'tan ayrıldı, üç gün sonra şimdiki hali kadar platonik olmasada ilişkimiz başladı.Ama kimi kandırıyorum.İstediğim ilişki değil ki.En azından şimdiye kadarki kızlarla değildi.Chloe tam bir melek ama, ben henüz ölmedim değil mi?Hem onu tam olarak sevmediğim de söylenemez.Ben sadece, çift olmayı pek arzulamıyorum.Hey, onun kısmetini kapattığımı düşünüyorsunuz değil mi?Ne yazık ki bende öyle.

RUSTYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin