Genç Patron

20 1 1
                                    

Patron deyip gülerlerdi. Yapmayın alışamadım derdim. Müşteriye nasıl yapıyosam  kendime de aynı yemeği yapardım fazlasını koymazdım. Sen patronsun rahat olsana derlerdi. Haklılar galiba derdim  ama yine aynıydım. Sonralarda ortağımın birisi. Benim param yetmiyor çok borcum var ek bir iş yapıcam dedi. Iyi dedim onayladık. Diğeriyle ben kaldım. Ramazan ayındaydık. Açıköğretim sınavım vardı uyanamamıştım  gitmedim o yüzden. O geldi bana. Takıldık eğlendik konuştuk. Sonra cafeye geçtik. Bir eksik vardı ama neydi. Sipariş geldi götürmeye çıktım. Abi motor nerde dedim sonra. Sendeydi dedi. Yok abi motor dedim. Evet motorumuz çalınmıştı. Yandaki marketin kamera kayıtlarından baktık. Sabah 5 te çalıyorlardı motorumuzu. Videoyu eklerim izlersiniz. Aradık taradık günlerce haftalarca. Polise gittik. Belki sen çaldın dedi. He ben çaldım  görüntüdekilerde benim zaten dedim. Bakıştık dik dik. Sonuç olarak giden gelmiyor çoğunlukla. Işler iyice azaldı paket servis yapamıyorduk. Iki ortaktan birisi de elini taşın altına koyup 2 bin liraya bir tane motor almadılar. En sonunda diğer ortakta  bir anda kulağıma abim iki kişinin durmasına gerek yok anladın sen beni dedi ve gitti hiçbirşey anlamadım. Oda ise girmişti alttan alta. Tek kalmıştım. Bir ben bir de o. Sadece o vardı yanımda. Destek oldu hep. Yavaş yavaş borçlar arttı. Batıyorduk. En çokta ben. Hic borcum yokken akbank -1300 ziraat -900 olmuştu. Iyice daraldım. Herkesten habersiz kredi çektim 2000 lira kapattım borçları tek yere borcum kaldı. Saçım sakalım birbirine karışmıştı. Cebimde tras  param bile olmadı. Ne arayan ne de soran birisi vardı hepsi iyi gün dostları serefsizler. Hiçbirisini unutmuyorum. Hakkım hicbir zaman helal değil. Yüzlerine gülüp selamlarını alıyorum hala hepsi bu. Herşeyimi ona bağlamıştım. Sürprizler yapıyordum elimden geldikçe. Oda tatile gitti 1 hafta kafayı yiyordum yalnız başıma. Geldiğinde de işlerden borclardan yılmıştım. Sürekli tartışıyorduk sonra barışıyorduk. Inisli çıkışlıydı. Önce cafenin elektriğini kestiler zorla para bulup yatırdık. Sonra tekrar kesildi vs derken alacaklılar kapıya dayandı bir bir her gün birisi geliyordu. Patron yok deyip ugurluyordum  herkesi. Telefonum bankalardan susmuyordu.  O kapattıgım borçlar bir-bir eski haline dönüyordu. Yine batıyordum. Sonra cafeye talipliler geldi. 40 bin dediğimiz cafeye Mehmet abi 25 bin dedi. Şok oldum kaldım. Onlara da yalan söylüyordu ortağımla  anlaşamıyorum vs diye zırvalayıp kandırıyordu. Hala utanıyorum. Çünkü ben o cafeyi alan adamla çalışıyorum. O kadar iyi o kadar temiz bir insan ki ona bu yalanla çalışmak her gün daha da çok üzüyor beni. Her neyse cafe artık satıldı. Gözlerim doldu. Geceleri uyuyamadım. Cafe pazarlıkla birlikte 19 bin liraya satıldı. Ne benim paramın tamamı kaldı ne ortakların. Evde oturuyordum artık çaresiz. Hicbir şey yapmıyordum. Ankaraya döndüm 2 haftalığına. Parasız pulsuz. Ne tepki vereceklerini kestiremiyordum bile. Annem hemen yüzümdeki ifadeyi gördü sımsıkı sarıldı. Bana kızıyordu ama cafe için değil. Çok zayıflamıştım. Dert tasa gam keder üst üste gelince ne gözümde fer kalmıştı ne gönlümde tebessüm. Ruh gibiydim. Borç üstüne borca giriyordum. Ev arkadaşımdan almıştım borç. Bi nebze düzeltti beni. İş buldum günlük. 2 hafta çalıştım. Belimi doğrulttu kendime güvenimi getirdi. Bir gün vardı Konyaya dönmeme. Sözüm vardı yaklaşık 1.5 yıldır tutamadığım Gamze ile Can'ı (kuzenlerim) gezdirecektim. Kardeşimi de aldım. Çıktık yola onları aldık. Keçiören civarlarına gittik. Önce waffle kumpir vs yedik içtik sonrasında bir cafede canlı müziğe gittik. Nargile sigara ordada vakit doldurduktan sonra avm ye gittik arabayı almaya. Otopark kapandı dediler bekleyin burda geliyorum ben dedim. Alamayacaz arabayı sandılar. Güvenlikle konuşup düzgün dille ifade ettikten sonra anlamadı. Zor değildi abimin arkadaşı olan avm müdürünü aradım. Kolaylıkla açıldı bir anda o kapı bize. Sonrada evin yolu tutuldu. Ve yine o lanet şehre Konyaya dönme vakti gelmişti.

Dün, Bugün, YarınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin