Telefonum çaldığında sabah olduğunu düşünmüştüm ama öyle değildi. Bir felaketin habercisi olarak çalan telefonumu elime aldığımda saat henüz 3 olmuştu. Arayan Hazal'dı. Gözlerimi kısarak ekrana bakarken daha önce 14 defa aradığını gördüm. Kötü bir haber alacağım hissi tüm vücudumda titreme olarak kendini belli etti.
"Alo"dedim boğuk bir sesle. Sesim boguktu çünkü duymak istemediğim şeyler duyacağım için çok korkuyordum. Karşıda ağlayan Hazal ilk başta konusamadi. Hıçkırıkları kulağımın içinden geçip vücudumda yankıaniyordu sanki. Nihayet hickiriklari dindiginde konuşmaya başladı
"Ahu, hemen hastaneye gelmelisin"
O an nedense aklıma gelen ilk kişi Fırat oldu. Tekrar yanılmışım. Sema ve Asaf'ın kaza yaptığını söyleyince hemen yola çıktım. Yol boyunca beni yalnız bırakmayan gözyaşlarım artık derimi yakıp geçiyordu.
Hastaneye vardığımda koridorda hıçkıra hıçkıra ağlayan Sema'nın annesini gördüm. Hazal da beni görmüş olacak ki koşarak yanıma geldi. Ağlamaktan şişen gözleri beni görünce tekrar yaş akıtmaya başladı ve boynuma sarıldı.
"Nasıl olmuş? "dedim. Koridorda yankılanan sesimi duyan annesi gözlerimin içine bakıp beni yanına çağırdı. Sesi çıkmıyordu kadıncağızın ama yine de ne demek istediğini anladım. Yanına gider gitmez alnımdan öpüp beni göğsüne bastırdı. O an daha fazla gözyaşlarımı tutamayıp ağladım. Sanki etrafta kimse yokmuş gibi ağladım. Bir hafta öncesine kadar Sema benim tek arkadaşımdı. Şimdi de onu kaybetme düşüncesi beynimi kemiriyordu. "Sema" dedim içimden. "Beni bırakamazsın"
Nihayet gözyaşlarım izin verince başımı doğrulttum. Fırat, Gizem ve Taha'nın yanında durmuş öylece bizi izliyordu. Annesini daha fazla üzmemek için Hazal'ın yanına gittim. Gizem den uzak duruşu bana partideki tartışmalarının büyüdüğünü düşündürdü.
"Nasıl olmuş Hazal? "
"Arabayı Sema kullanıyormuş. Arabanın tekeri patlayınca parkın orada bir kayaya çarpmışlar."dedi.
"Parkın orada nasıl tekerleri patlamış ki bomboş yol orası"
"Bilmiyorum biri ambulansa ve polise haber vermiş kim olduğunu söylememiş."Aklıma gelen tek kişi Giray oldu. Çünkü gündüz bile orada neredeyse hiç insan olmazken gece vakti ondan başkası olamazdı. Düşüncelerimi yüzüme taktığım hayali maskenin ardına gizlerken konuşmaya devam ettim.
"Asaf nasıl?"
"Asaf da diğer ameliyathane de" dedi koridorun diğer tarafındaki ameliyathaneye göstererek. (Gizem Fırat ve Taha'nın önünde beklediği)
"Ne zaman olmuş kaza? Partiden hemen sonra mı?"
"Bilmiyoruz etrafta kimse yokmuş ne kadar o halde kaldılar Allah bilir"
"Ama sen beni hemen partiden sonra aramıştın sana geri döndüm açmadın"
"O zaman ben aramadım Fırat aradı" dedi. Bakışlarım Fırat'a döndüğünde yanıma geldi. Hazal kusar gibi konuştu Fıratla
"Hâlâ şu kızın yanında olduğuna inanamıyorum Fırat"
"Ben Asaf için buradayım Hazal"
"Eğer o bugün Yusuf'la sürtmeseydi bütün bunlar olmazdı." dedi. Omuz silktim ve tısladım. Şimdi bütün suç benim kardeşime mi kalacaktı. Fırat'la göz göze geldik. Yüzü tamamen çökmüştü. Capcanlı duran gözleri şimdi solmuş gibiydi. Hazal ayıp ettiğini anlayınca
"Kusura bakma Ahu ben ne dediğimi bilmiyorum"dedi.
Hazal'ı asla suçlayamazdım. Suçlu olan Gizem ve Fırat'tı.
"Ahu" dedi Fırat alçak sesle
"Seninle konuşabilir miyiz? "
Cevap vermeyip gözlerimi kaçırdığımda Hazal bir şeyler olduğundan şüphe eder gibi ikimizi de süzmüştü.
"Lütfen"
Hazal'ın sorularına maruz kalmamak için onaylarca kafamı salladım. Beraber koridorda ilerlediğimizde Gizem arkamızdan geldi.
"Nereye Fırat? "
"Sanane Gizem" dedi öfkeyle. Gizem'in öylece kalakalmasını beklerdim ama hiç tepki vermeden Taha'nın yanına geri döndü. Fırat beni kolumdan tutarak köşeye götürmeye çalıştığında onu durdurdum ve kolumu geri aldım. Gözlerini sanki yardıma ihtiyacı olan biriymiş gibi üzerime dikti. Yalvarıyor gibiydi. Ona böyle davranmamam için. Köşeye geçtiğimizde derin bir nefes alarak konuşmaya başladı
"Ahu"dedi nefes verirken.
"Gerçekten çok özür dilerim ama hiçbir şey göründüğü gibi değildi bu akşam."
"Bu akşam için benden değil Asaf'tan özür dile. Tabi öyle bir şansın olursa"dedim. Gozlerimden yaşlar tekrar döküldü. Öylece durup bana bakıyordu. Buz gibiydi.
"Keşke onun yerinde ben olsaydım. Böyle bir şansım olsaydı gerçekten onun yerine gecerdim. Ama malesef elimden bir sey gelmiyor."
"Şu an bu durumda olmamak Gizem'in elindeydi, senin elindeydi hatta Yusuf'un bile elindeydi. O Yusuf'la Gizem'i görüp kıskandığı için gitti halbuki bilmiyordu sevgilisinin onu gerçekten de aldattığını hem de en yakın arkadaşıyla birlikte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEFRİKA
Mystery / ThrillerOKUL GAZETESİNDE TÜM AYRINTILARIYLA ANLATILAN SERİ CİNAYETLER... TÜM YAŞANILANLARIN ORTASINDA KALMIŞ BİR GRUP ÖĞRENCİ BU CİNAYETLERİ ÇÖZMEYE ÇALIŞIRKEN GECMISLERINDEKI BÜYÜK SIRLAR GÜN YÜZÜNE ÇIKMAK ÜZEREDİR AMA ASIL SORU:KATİL KİM