Keyifli okumalar!
* * *
İnce tüllerden odaya sızan güneşin ışıkları gözlerimi kamaştırırken yerimde kıpırdanıp, esneyerek gözlerimi hafifçe araladım. Görüş açıma giren bej rengi tavan ile olan ciddi bakışmamı ise bozan şey, telefonumdan yükselen alarm melodisiydi.
Henüz uyum sağlayamadığım odama göz ucu ile bakıp salonda bulunan banyoda günlük rutinlerimi yaptıktan sonra ruhsuzca dolap kapaklarını açıp içinden sonbahar mevsimine uygun olarak siyah yüksek bel jean ve gri kısa bir kazak çıkardım. Giyindikten sonra siyah saçlarımı dalgalı hali ile bırakıp yüzüme hiç dokunmadan çantamı koluma asarak 2+1 evimin salonuna adım attım.
Bu evde geçen her dakikalarım bana eski yaşantımı özletiyordu.
Ben de ailemle beraber aynı sofraya oturmak, annemin bana sıcacık bir şekilde gülümsemesini ve babamın da gözlerimin içine sevgiyle bakıp saçlarımı okşamasını isterdim. Bunlar; Bir hayalden ibaretti. Asla gerçekleşemeyecek bir hayaldi.
Eski taşların arasından adımlayıp kaldırıma geçtim. Eski bir binanın en üst katında ki dairede oturmaya başlamıştım. Buraya taşındığımdan beri dışarı çıkmamış, insan yüzü görmemiştim. Henüz çevreyi tanımasam da nasıl insanlar olduklarını az çok tahmin edebiliyordum.
Okul yolunu telefon haritasından az çok hatırlar iken gözlerimi kısarak ikiye ayrılan sokaklara baktım. Umursamaz bir tavır ile sol sokağa sapıp kimsenin bulunmadığı ve giderek darlaşan sokakta yürürken kalbim hızlanmaya başlamıştı. Hiç ses yoktu ve ben,sabah sabah korkuyordum. Sağ tarafta başka bir yol vardı, orasının caddeye açıldığını düşünerek o sokağa sapıp elimdeki telefonumu daha sıkı tutarak konumu açmaya çalışıyordum ki, bir kadın çığlık sesi ile elimde ki telefon, korku ve irkilmeyle yere düştü. Ela gözlerim korku ile açılırken bana doğru koşan elbisesi yırtılmış ağzı kan içindeki kadın nutkumun tutulmasına sebep oldu.
Arkasından gelen öldürücü tehlikede ki 2 erkek karşısında daha da korkmuştum. Miyopluğumdan dolayı yüzlerini tam olarak göremediğim ama deri ceketli uzun boylu çocuğa bakarken, kadına elinde tuttuğu metal şeyi doğrulttu. Gelen patlama sesiyle dudaklarımdan kısa çaplı, küçük bir çığlık kaçtı. Kadını vurmuştu! Kadın yere yığılıp bir süre hareketsiz kalınca deri ceketli çocuk ve yanında ki arkadaşı yaklaşıyordu.
Arkama dönüp hızla koşmaya başlamıştım, beni de vurabileceğini düşünerek sağa sola yol değiştirerek koşuyordum.
Şimdi ne yapacaktım? Bir cinayete şahitlik etmiş, peşimde ki katiller ile nereye gittiğimi bilmeyerek koşuyor, önüme çıkan ilk sokağa giriyordum. Arkamda ki adım sesleri kesildiği an yerimde durup ellerimi dizlerime koyarak nefes almaya çalıştım.-Arkamda olmadıklarına göre izimi kaybetmiş olmalıydım-
"Hass...!" Dudaklarımdan çıkmasını engellediğim küfürü bastırıp bana doğru yürüyen iki gence yutkunarak baktım. Kumral ,dalgalı saçlı olan bana bakıp gözlerini kıstı.
Geriye doğru iki adım atıp arkamı döndüğüm an gelen kalın sesle irkildim.
"Hey ! " alt dudağımı dişlemiştim.Kalbimin gümbürtüsü sessiz sokağı doldururken ben endişe ve korku ile etrafımdan dönüyor, bu ikili katilin gözlerine esir kalıyordum.
"Nereye gidiyorsun ? korkmuş görünüyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Katilim Annem
RomanceKoca sema diz çöktü bu acı haykırışa, yağmur damlaları hızlanıyor Damla'nın kalp atışları giderek yavaşlıyordu. Ölüm ona giderek yaklaşıyordu... Avuç içleri öz kızının kanları ile kirlenmiş bir anne... Düşmanı bellediği kızın çaresizce aşkına tutula...