Yabancının saldırısı

97 32 18
                                    

Hepimizin arenada savaşmasının üstünden nerdeyse 1 ay geçti hepimiz o günden sonra savaş stillerimize göre ağırlıklı ders almaya başladık o gün asıl garip olan ikizler , ben ve Gin ikili gruplar halinde savaşmamıza rağmen Kitari tek başına bizden daha kısa sürede yenmişti. Artık hemen hemen hepimiz daha iyi savaşıyorduk ve Gin en yakın arkadaşım olmuştu her sabah birlikte kahvaltı yapıyorduk ve derslerden sonra çalışıyorduk .Gin'in de yardımıyla daha iyi kılıç kullanıyordum işin garip kısmı mühür o günden beri bir daha aktifleşmedi.
Bu sabah daha rahat uyandım bir aylık erken dönem bugün bittiği için ders yoktu bir yandan da merakıyım aslında çünkü yarın okul tam olarak açılacak ve tüm öğrenciler gelicek acaba bizden üst sınıflar neler yapabiliyor diye düşünürken bir gariplik vardı Gin bu sabah beni uyandırmamıştı üstümü giyip onu aramak için dışarı çıktım odası boştu koridorlarda gezerken ikizlere denk geldim ama onlar da görmediklerini söyledi.Gin ortalıklarda yoktu öğretmene sormak için odasına gittim ama oda odasında yoktu benden gizli parti yapıcak halleri olmadığına göre ikisinin de aynı anda ortadan kaybolması normal değildi.
Gini ararken nerdeyse akşam olduğunu fark ettim aramaktan vaz geçip odama dönerken ikizlerle karşılaştım yine ve Lucy dayanamayıp sordu
- Gin'i bulabildin mi?
- Hayır ortalıklarda yok(Ben)
Lucy tam cevap verirken okulun ön bahçesinde bir patlama meydana geldi ikizlerle birlikte hemen camdan dışarı baktık kapının girişinde devasa bir yılan girişi kırmıştı ve beraberinde ki bir sürü iblis içeriye doğru koşuyordu o sırada ikizlerden Shiina
- Neden okula saldırsınlar ki okulda bizden başka kimse yok
- belki de müdürün peşindedirler yada okulda saklı olan bir şeyler vardır (Lucy)
- Şuan ne fark eder ki müdürün ve öğretmenin bundan haberi vardır o kadar kör olucaklarını sanmıyorum şuan önemli olan kaçmak ve Gin'i bulmak
Tam bu konuşma gerçekleşirken koridorun en ucundaki kapıda bir grup düşük seviye iblis belirdi ne yapıcağımı bilmiyordum ve kafam çok karışıktı düşünememeye başlamıştım Lucy'nin bağırmasıyla kendime geldim
- Tsuya kendine gel biz onları oyalarız sen Gin'i bul sonra arka bahçe de buluşalım eğer Kitari'yi görürsen ona da arkaya gelmesini söyle
- Size güveniyorum !
Aklım başıma gelmişti Gin'i bulmalıydım o an aklıma arena geldi orası dışında her yere bakmıştım oraya koşmaya başladım alt kattan geçerken gözüm Kitari'nin odasına takıldı kapının altından kanlar geliyordu duraksayıp odanın kapısını açtığımda hem içim rahatlamış hem de şok olmuştum Kitari'nin üstü kan içindeydi yerde ise 3 tane iblis cesedi vardı
- Arka bahçeye gel
O an ağzımdan sadece tek bir cümle çıkabilmişti hızlıca yoluma devam ettim .
Sonunda arenaya gelmiştim Gin orda da yoktu arenaya girmemle birlikte arkamdan biri konuştu
- Sonunda yanlız kalabildik mühür kullanıcısı (yabancı)
Arkama döndüğüm de maskeli biri girişte duruyordu elinde kocaman bir kılıç duruyordu kılıcını sallamak için saldırı konumunu aldı bu kadar mesafeden konum alması beni şaşırtmıştı ne yapmayı planlıyordu , kendi kılıcımı ortaya çıkarmak için cebimdeki çağırma taşına uzandığımda harekete geçti o kadar hızlıydı ki ne olduğunu anlayamadan bir nefes boşluğu kadar dibimde belirdi yüz yüzeydik ve kılıcı havadaydı yapabilicek hiç bir şeyim yoktu düşünemiyordum ölüceğim ortadaydı ve havada ki kılıcını kaldırıp aşşağı indirmek için güçlü bir darbe yaptı o an ki korkuyla gözlerimi kapatmaktan başka hiçbir şey yapamadım kılıcın vücuda saplanma sesi geldi ama hiç bir acı hissetmedim gözlerimi açtığımda Gin karışımdaydı gözlerimin içine bakan gözlerinden kan geliyordu ve sürekli özür dilerim tek yolu buydu diyordu kılıç omzundan karnına kadar inmişti yabancının kılıcı çekip geriye çekilmesiyle Gin kucağıma düştü zar zor konuşuyordu
- Tsuya ölmek istemiyorum ama artık yanında olamicam sen benim tek dostumsun Tsuya ve tek yolu buydu

-Gin neler oluyor nerdeydin Gin lütfen ölme benle kal Gi...
Daha cümlem bitmeden Gin ölmüştü o an tek istediğim karşımda duran yabancıyı öldürmekti karşımda dururken o yüzündeki saçma sırıtışın ardındaki tüm dişleri kırmak ve o kafasını koparmak istiyordum o sırada mührün parladığını fark ettim bu seferki kırmızıydı ve bir ses duydum içimden bir ses bana fısıldıyordu
- Tsuya onu öldürebilirim seni daha güçlü yapabilirim sadede kontrolü bırak ben aliyim
Bu mühür dü benle konuşuyordu gerçi o an ne olduğu umrumda bile değildi
- İzin veriyorum .!
Mührün daha çok parlamaya başlamasıyla bu sefer vücudumu saran alevin mavi değil siyah olduğunu fark ettim ve bu ateş daha fazlaydı ve baştan aşağı her yerimi sarıyordu vücudumdaki her boşluğu dolduruyordu bir süre sonra vücudum tamamen simsiyah olmuştu ve sanki ben kontrol etmiyordum

!Mührün daha çok parlamaya başlamasıyla bu sefer vücudumu saran alevin mavi değil siyah olduğunu fark ettim ve bu ateş daha fazlaydı ve baştan aşağı her yerimi sarıyordu vücudumdaki her boşluğu dolduruyordu bir süre sonra vücudum tamamen simsiyah ...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~ Tsuya Karanlık Form~

İnanılmaz bir güç ve hız hissediyordum sanki her hücremi hissedebiliyordum her şeyi duyuyor ve görüyordum her ayrıntı her detay her şey o kadar açıktı ki derken istemsizce elimi kaldırdım ve bir anlığına kılıcım belirdi daha taşa bile dokunmamıştım taşsız bunu nasıl yapabilmiştim diye düşünürken yabancının yüzünde ki o saçma gülümseme ortadan kalkmıştı
- Tsuya bu sen misin ?
İsmimi nerden biliyor diye düşünürken istemsizce vücudum kendi kendine cevap verdi
- Tsuya'mı , malesef o artık burda değil

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mühür - Şeytanın OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin