-**18 şubat 2002**- (Arjey tarafından)
-"Arjey o lanet evden çıkmazsan senin masum kardan adamını bozarım!"
-"Hadi ama Clara bunu sende biliyorsun onu bozarsan seninle asla konuşmam.Bence sende gelmelisin oldukça sevimli ve sıcak.Yeni mekanımız burası olmalı."
-"Kapa çeneni ve tut elimden! Nasıl çıkmamı bekliyorsun.Koskoca İngiltere'deki bu minik ağaca?"
Her zaman böyle olmak zorunda mıydı? Bu kız tanıştığımız günden beri böyle ama ikimizde birbirimizi çok seviyoruz hatta bana "babamın anneme taptığı gibi seviyorum seni" derdi hep.
Elinden sıkıca tuttum ve yukarı çektim çok kolay çıkmıştı şirin eve. Karşıma geçti ve sevimli sevimli bakarak oturdu. O her zaman ki Clara'ydı. Üşüdüğünü belli etmek için ellerini birbirine sürttü. Küçüktük ama ben büyüktüm her zaman. Aslında ona bağlıydı herşey, o ne yaparsa ben ona uyardım. Kabaydı ama şirindi. Hep yanımdaydı. Aklıma geldikçe beni bırakıp bırakmayacağını soruyordum. Gülerek asla ayrılmayacağız diyordu. İkimizinde sadece bir arkadaşı vardı. BEN ONUN ,O BENİM'di
-"Clara beni bırakacak mısın?
-"Arjey kaç kere diyeceğim? Hep yanındayım ölsem bile bir yolunu bulup yine yanına gelirim unutma ben senin baş belanım."
-"Evet ama..."
-"Şşşştt.. kapa çeneni ve yemin et beni asla bırakmayacaksın ve hatta evleneceğiz seninle unutma bende yemin ediyorum."
-"Yemin ediyorum."
"Seni asla bırakmayacağım Clara .Seni hep sevceğim. "
-**GÜNÜMÜZ ( 6 Şubat 2014)**- (Hayal tarafından)
-"Anneciğim tamam ağlama artık sık sık geleceğim hem bilmediğim bir yer mi orası ?
-"Olsun yavrum sen benim tek evladımsın hem biliyorsun orada şimdiki hayatına uyan bir şey yok sen kapalı bir genç kızsın sorun yaşayacaksın bir çok yerde.''
-"Biliyorum ama gitmek zorundayım biliyorsun.Eğitimim için anne."
Anneme bunları söylerken annemin gözyaşları yanaklarında süzülmeye başladı. Evet İngiltere'ye gitmemi istemiyordu. Ailemde bende artık müslümandık ve orda rahat bir hayat yaşayamayacağımı biliyorduk ama eğitimim için İngiltere'ye gitmeliydim. Bu benim için vazgeçmesi imkansız bir fırsattı ve bunu geri tepemezdim. Annemle zar zor vedalaştıktan sonra babamla kucaklaştım. Babamın gözlerinin dolduğunu görmek fazla canımı yakmıştı. Ağlamamak için kendimi zorlarken gözlerime baskı yapan ateşi dindirememiştim ve birkaç damla yaşın akmasına izin verdim. Kapıyı açıp Şubat soğuğuyla karşılaşınca afalladım ama anneciğimin elleriyle ördüğü kazak adeta bir kalkandı ve üşümeme izin vermiyordu. Soğuktu, dışarı çıktığımda titredim. Hızlı adımlarla evden uzaklaşırken Annemin sesi tüm vücudumu sıcak sesiyle titretip ısıtmıştı bile...
-"Seni seviyoruz kızım."
Annemden duyduğum son cümle ile arkamı dönmüştüm ama ağlamamak için hızla hareket edip beni havalimanına götürecek taksiye bindim. Oradan hızla uzaklaşırken daha şimdiden ailemi özlediğimi fark ettim. Onlar olmadan İngiltere'de nasıl yaşayacaktım? Taksi durduğunda kendime geldim ve sağıma soluma bakarken havalimanına geldiğimizi fark ettim. Taksiye ücreti ödeyip valizlerimle birlikte ilerledim. Saat henüz 12:50'di ve uçağım 14:00'deydi. Neden bu kadar erken gelmiştim bilmiyorum ama evde kalıp annemle ağlarken HAYALlerimden vazgeçmeyi göze alamazdım. Boş bir koltuk bulup oturup saatin geçmesini bekledim. Bir türlü geçmeyen saate söylenirken çantamdan en sevdiğim kitabı çıkarıp okumaya başladım...
Başımı kaldırıp saate baktığımda saatin çoktan 13:45 olduğunu gördüm. Çocukluğumun İlgiltere'de geçmesine rağmen oraya gideceğim için heyecanlanmıştım. Kitabımı çantaya atıp hızla oturduğum yerden kalktım ve pasaport işlemlerini bittirdikten sonra uaçağıma doğru ilerledim. Yerime oturduğumda yanımda kimse yoktu. Daha sonra yaşlı bir çift gelip oturdu. Kadın direk dönüp bana selam verince şaşırmamıştım. Türk insanları hep sevecen ve sıcak kanlıdır. Yaşlı teyzeyle uzun bir sohbetimiz olmuştu. Çok sevimliydi ayrıca kocasına ilk günki gibi aşık olması da beni duygulandırmıştı. Benim öyle hevesle anlatacak bir aşkım olmadı. Bir kere olmuştu o da çocukluktu...
-ARJEY TARAFINDAN-
Okula on bir gün var. Herkes heyecandan ne yapacağını şaşırırken benim umrumda bile değil. Böyle olmam hiçbir zaman başarımı etkilememişti ama ''12 yıldır'' başım hep belaya girmiştir okul yüzünden.
Bu günde her zaman ki gibi arabamı park ettikten sonra Ross'u aramaya başladım. Telefonlarıma cevap vermiyordu. Sözde en yakın arkadaşım. Kesin uyuyordur. Telefonumu çıkarıp tekrar Ross'u arayacakken irkilmeme sebep olacak şekilde birden karşıma çıktı.
-"Nerdesin dostum? İki saattir seni arıyorum ve telefona da cevap vermiyorsun?" Ross gözlerini devirerek baksada cevap vermekten çekinmedi.
"Benim çatlak kız kardeşimle başım belada dostum." dediğinde gülmemek için dudağımı ısırsamda dolu bir kahkaha attım. Çünkü Ross'un kız kardeşi tam anlamıyla baş belasıydı. Bir keresinde Ross sırf onun istediğini yapmadı diye cep telefonunu tuvalate atmıştı. Bu aklıma geldiğinde birden duraksadım.Belkide tekrar aynı şeyi yapmıştı bu yüzden Ross sinirliydi. Hemen Ross'a gülerek sordum.
-"Yine telefonunu tuvalete attı deme. "Ross sinirli gözüküyordu gözlerini devirerek:
-"Yeni bir telefona ihtiyacım var." Bunu dediğinde ağzımdan kaçan kahkahamla gözümden yaş geldi ama sesimi kesmem gerktiğini çok iyi biliyordum. Susup Ross'a döndüm.
-"Hadi dostum sana bir telefon alıp bir şeyler atıştırmak için yer bulalım arabada yeterince stok var .''
Ross'la birlikte dışarı çıkarken gözüme bir kız takıldı. Başında garip bir örtü vardı ve üzerinde uzun bol etek. Kıza baktığımda müslüman olduğunu anlamak zor değildi. Çünkü bir keresinde internette dolaşıken müslümanların dinine bakmıştım çok tuhaftı. Kadınlar vücutlarını saklamak için bol bol örtüler kullanıyorlardı. Kıza baktığımda garip his içimi kaplamıştı, vücüdumun tüm hücrelerine kadar hissettiğim fakat daha önce yaşadığım ama tadını unuttuğum bir duyguydu...
***** Multimedya: Arjey********
Merhabaaa!! Nasıldı? Beğendiniz mi ? Artık klasikleşmiş olan şeyleri söylemeye gerek yok arkadaşlar biz ''Ayşe-Büşra'' sizlerle yepyeni bir hikayeyele karşınızdayız. Tamam kabul reklam afişleri gibi oldu üzgünüz nasıl başlayacağımızı bilemedik AS:DSDF:A:SDA:SD . Aslında amacımız: hobimiz olan yazmak adı altında olan kelime toluluğunu (af buyurun saçmaladık) hikayeyle birleştirmek açıkcası fikir aklımıza bir anda geldi umarız beğenirsiniz yorumlarınızı bekliyoruz demeyeceğiz bizce açık açık eleştirebilirsiniz (eleştiri her iki yönden de (iyi-kötü) açığız) elimizden geldiğince hatalarımızı düzelteceğiz kendinize iyi bakın...
NOT: Bölümler bir haftalığına günde bir kere gelecek sonra ise haftada bir yayımlanarak devam edeceğiz. ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL (Düzenlemede)
Novela JuvenilÇoğu şey gelip geçicidir değil mi ? Bazende bazı şeyler sizi asla bırakmaz.... Arjey... Onu bırakmayan yeminiydi. Ya Hayal ? Onların yaşamı farklıydı, belkide hiç benzeyen yanları yoktu fakat birbirlerinin kalplerini çalıp gitmişlerdi uzaklara... Ar...