Bölüm 1 ︱ Roman Gibi Biri

1.1K 85 24
                                    

Keyifli Okumalar Dilerim 🐦

Bildiğin gibi değil içindeki sevgim, her gün biraz daha zehirliyor beni. Baktığım her yerde seni görüyorum sevgilim. Saçlarının yumuşaklığını hiç bilmesem de dokunduğum her şeyde hissediyorum. İzliyorum her gün seni, içtiğin kahveden içiyorum hep, halbuki hiçte sevmezdim fındıklı kahveyi. Okuduğun kitaplardan alıyorum aynı cümlenin altını çizme hayalleri kurarak, pekte okuma alışkanlığım yoktur aslında.

Her zamanki gibi tam çaprazımdaki bankta oturmuş, karton bardağın içinden dışarıya buhar üfüren kahvesini hemen yanına koymuştu. Çantasıyla oturuyor gibi duruyordu. Büyük fakat bir erkeğe göre güzel olan elleri yine bir kitabı kaybetmek istemiyor gibi kavramıştı. Lacivert çerçeveli gözlükleri kemersiz burnundan aşağı kaymamak için çırpınıyordu. Sayfalardaki satırlar üzerinde ılık bir meltem gibi gezinen bakışların sahibi gözleri...Ah o gözleri kalbimdeki kuşları öldürüp elime veren gözleri. Ah o kehribar gözleri gökyüzümün katili.

Beni bir kez bile görmeyen gözleri...

Önümdeki defterin sayfasına çizdiğim resme bir kaç ayrıntıyı daha işlerken başını kaldırdığını hissettim ve göz göze gelme umuduyla bakışlarımı yüzüne diktim.

Sadece bir kez, sadece bir kez göz göze gelseydik yeterdi. Sadece bir kez hasbelkader olmasına bile razıydım.

Fakat gözleri bir kez bile bana dokunmadan yeniden kitaba döndüğünde kalbimdeki kuşlardan bir kısmı daha yere acıyla döküldü. Yine beni görmemişti neredeyse 72 gündür buraya oturup bir kez olsun bana bakmasını istiyordum fakat bu onun umurunda değil gibiydi. Gerçi hiçbir şey onun umurunda değildi, koca amfide en arkada oturuyordu ve derslerde bile kitap okuyordu. Hoca bir soru sorsa dersi pür dikkat dinlemiş gibi hepsine cevap verebiliyordu ve olan yine bana oluyordu, onu izlemekten dersleri dinleyemiyordum.

Kitaplara aşıktı.

Bende ona aşıktım.

İlk görüşte aşka inanmamın en büyük sebebiydi o. Onu üniversitenin kapısından ilk kez girdiğimde görmüştüm. Herkes birileriyle takılırken o tıpkı benim gibi yapayalnızdı. Fakat ben yeni geldiğim için yalnızken onunki tamamen tercihten kaynaklanıyordu.

En başlarda onu sadece sınıfta derslerde izliyordum fakat sonra kendimde bulduğum cesaretle çaprazındaki banka oturup işi ilerletmiştim.

Çok farklı bir çocuktu.

Roman gibiydi.

Kapağı sade ve dikkat çekmiyordu fakat genellikle böyle olan kitapların içi çok uçuk olurdu.

Keşke hayatına dahil olabilmemin bir yolu olsaydı. Yeniden deftere indirdiğim bakışlarım resmi taradı ve bileğindeki saati atladığımı fark ederek zihnime kızdı. Hiçbir zaman bileğinden eksik olmayan saatini nasıl çizmemiştim. Saatine yeniden bakmak için başımı kaldırdığımda gördüğüm görüntü içime buz kütleleri dolmuş gibi bir his uyandırdı.

KUŞLARI ÖLDÜREN ADAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin