7 - ''KAÇIŞ''

12.2K 485 22
                                    

Alışılmışın dışında, biraz kısa oldu sanki. Bir dahaki bölümü biraz daha erken yetiştirmeye çalışırım telafi olarak. :)

Lütfen vote tuşuna basmaya üşenmeyin, ya da eleştirilerinizi eksik etmeyin. Yorumlar ve votelar çok değerli benim için, burada ki her yazar için olduğu gibi. 

Keyifli okumalar ^^

Bu zamana kadar kızgın bir çok insan görmüştüm. Onlarca, yüzlerce.. Yaşadığım 18 yıl boyunca sinirli yüzler görmüş, yaptıkları iğrenç şeylere şahit olmuştum. Daha da önemlisi, öfkeyi bizzat tatmıştım. Onunla tanışmıştım. Öfkenin bir sis bulutu olduğunu düşünüp, bir süre sona yok olacağını sanırdım. 

Rüzgar'ı görene kadar.. Kulaklarıma ulaşan hırıldaması, öfke fışkıran gözleriyle uyum içindeydi. Bu görüntü, bu ses bana bedenimin soğuk bir sıvıya batırıldığını hissettiriyordu. Sıcak havaya rağmen, vücudum kitlenmişti. Üşüyordum.

Eğer, bir ''unutulmazlar'' defterim olsaydı, ilk sayfada şuan yer alabilirdi, unutulmazdı. Gözlerinden fışkıran öfkeyi, ela gözlerinin üzerine inen siyah perdeyi. Bu görüntü hep benimle olacaktı. Yakınımda olmasa da zihnimde, arkaya saklanmış bile olsa ben orada olduğunu bilecektim. Böyle bir an kolay kolay unutulacak gibi değildi. Öfkenin birini hakimiyetine aldığına şahit olmuştum. Unutulacak gibi değildi..

Gerilmişti, tüm hatlarını tüm ifadelerini seçebiliyordum. Zaten birbirimize yeterince yakındık. Söylediğim şey yüzünden  derin derin nefesler alıyordum ve tepkisini ölçüyordum.

Bir saniye sonra onu önümde göremeyince panikledim. Gözlerimi yarısı gözüken ön kapıya çevirdim ve kapıdan çıkışını gördüm. Ayaklarım aynı zamanda hareket ederek peşinden koşmaya başladı. 

Yarım bırakılmış kapıdan bağırışları duyarak dışarı çıktım. Güneş suratımı okşarken, bağırışlar haykırışlara dönüştü.

''Ulan ne yapıyım lan seni?! Söyle lan napıyım ben sana!'' Rüzgar Kerim'i yakalarından kavramıştı. Bir an gözlerim Kerim'i havada olan bedenine takılsa da yapmam gerekeni biliyordum. 

Ürkekçe onlara doğru yürüdüm ama Ufuk benden önce davranıp genç adamı kurtarma girişiminde bulundu.

''Efendim, ben onun kulağını çektim! Bir daha olmaz!'' Ufuk Bey çaresizce bağırıyordu. ''Çocukcağız işsiz kalacak, Rüzgar Bey!''

Delici gözler Ufuğa çevrildi ve bir an adama acıdım. ''Bunu önceden düşünecekti.'' yakaları tutan eller gevşedi ve sağ eli Kerim'in suratına yerleşti. Acı içinde bir çığlık atınca ileri atılsamda biri kafama kürekle vurmuş gibi, bir an olduğum yerde kalakaldım. İç sesim sarsılmama neden olacak şekilde çığlıklar atıyordu.

Kaçabilirsin!

Beni asla fark etmezdi. Öfkesi onu kontrol altına almıştı ve önünü görmüyordu. Kurtulabilirdim,ondan, tüm saçmalıklarından kurtulabilirdim. Bir hayatım olabilirdi, belki annemi bulurdum?

Bu düşünce kulaklarımın uğuldamasını sağlarken, derin derin nefesler alıyordum. Nefesim, uğuldayan kulaklarıma bir hırıltı gibi gelse de aldırmadım.

Yapıştırıcıyla birbirine sabitlenmiş dudaklarım, taşlı zemine çivilenmiş ayaklarım. Israrlarıma, emirlerime rağmen ikiside komutlarıma uymuyorlardı. Vücudum kitlenmiş, ayaklarım bir milim bile hareket etmeyi reddediyorlardı. Düşüncelerim, mide bulantımı arttırıyor, zaten dönmekte olan başımı daha da döndürüyordu.

SAHİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin