12 -

7.9K 262 98
                                    

Kulaklarım uğulduyordu. Tenimde buz gibi bir ürperti hissediyordum.

Delicesine koşmak, bu lanet yerden kaçmak istiyordum ama bedenim komutlarıma cevap vermiyordu. Bacaklarım oturduğum yerde çivilenmiş, dudaklarıma güçlü bir yapıştırıcı sürülmüş gibiydi.

Bir şaşkınlık belirtisi olarak, ağzım bir 'o' şeklini bile almıyordu.

Yavaşça gözlerimi kırpmaktan başka tepki vermedim.

Diğer tepkiler içimdeydi. Midem buruldu, damarlarım buz kesti. Yaşadığım şok içerideydi. Dışarı vuramıyordum.

Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan, uğuldayan kulaklarıma duyma yetisini veren Rüzgar'ın histerik kahkahasıydı. 

Bir an acaba komik birşeyi mi kaçırdım diye düşündüm. Daha sonra, Rüzgar'ın güldüğü şeyin Haldun'un teklif ettiği şey olduğunu fark ettim.

Bu yapmacık bir kahkaha değildi. Hüzünlü de değildi. Tamamen içten gelen, samimi bir kahkahaydı ve kulaklarıma bir müzik gibi gelmişti.

''Sen..'' kahkahasını kesmeye çalıştı. Gülmekten, gözünden bir damla yaş düştüğünü görür gibi oldum. ''Şaka yapıyor olmalısın.''

Haldun bu tepkiyi beklemiyordu. Şaşkınlıktan küçük dilini yutacak gibi duruyordu. Yutkunduğunu gördüm. ''Gayet ciddiyim.''

Ah, evet ciddiydi. Bu sözler bedenime korku pompalarken, derin bir nefes aldım.

Beni gerçekten ona verir miydi?

İğrenç görünüşlü bir soru işareti kafamı işgal etti. Ben.. ne kadar ederdim ki?

Yavaşça kafamı salladım. Bu iğrenç, küçük düşürücü düşünceyi def etmek istiyordum.

''Öylesin.'' dedi Rüzgar kendine gelerek. ''Ama bu teklif ettiğin şeyin komik olduğu gerçeğini değiştirmez.''

Haldun kaskatı kesildi. ''Ben komik birşey göremiyorum.''

Rüzgar'ın verdiği tepki, beni ona satmayacağının bir göstergesi olabilir miydi? Başka bir çıkış noktası göremiyordum. Aklıma başka bir cevap gelmiyordu.

Rüzgar, kotunda toz olmamasına rağmen ellerini üzerinde gezdirdi ve hayali tozları silkeleyip ayağa kalktı. Mekanik bir hareketle bende kanepeden ayrıldım.

''Cevabımın açık olduğunu varsayıyorum. Bunu anlayacak kadar zeki gözüküyorsun.'' göz kırptı. Bu alaycı hali, korkuma korku katıyordu. 

''Hayır diyorsun yani?''

İçimden tabii ki hayır seni salak! diye çığlıklar atsamda, bunu dışa vurmadım. Rüzgar'ın vereceği cevabı duymak için tüm dikkatimi topladım.

''Hayır.'' 

Yanlış duymadığımdan emin olmak için sulanmış gözlerimi ona çevirdim ve ifadesini gözlemledim. Tahmin ettiğim üzere ifadesizdi ve beni tamamen görmezden geliyordu. Beni görmezden gelmesine sevineceğim aklıma gelmezdi sanırsam, ama şu anda o güzel gözlerini benimle buluşturmadığına seviniyordum. 

Delicesine ağlamak istiyordum ama burada olamazdı, bu iki güç delisi manyağın yanında olmazdı.

''Sen bilirsin.'' Haldun gülümsedi. Bu gülümsemenin altında yatan tehlikeyi kim olsa görürdü.

Ürperdim. 

Tahta kapıdan çıkıp, merdivenlere yöneldik. 

Bana hala bakmayan Rüzgar'ın ne düşündüğünü bilmek, hatta tahmin etmek olası değildi. Yüzü bir maskeden farksızdı ve gerilmiş bedeni öfkenin habercisiydi. Bu teklifin üzerine, tüm öfkesini bana kusacaktı şüphesiz..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 20, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAHİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin