Adrian
Alison'dan ayrıldığımda direk depoya gittim.Hayatımın en kötü başlangıcı olan yere.Paul piç sırıtışıyla arabasına yaslanmış bana bakıyordu.Yanına ölümcül bakışlarımla giderek ''Naber piç ?'' dedim.Sırıtışı yayılarak ''İyidir Adrian istediğini getirdim.''
Bu sefer bütün sürtüklerin bayıdığı gülümsememi yayarak''Getir bakalım.''dedim mırıldanarak.Arabasını açtı çıkan kişi ağzı ve elleri bağlanış bir şekilde olan Luke idi.Bu piç kurusu benim hayatımı çalmıştı Alison'u.
7 Yıl Önce
'' Alison Alison elimdekine bak.'' Tatlı gözleriyle elimdeki yavru kediye baktı.Ellerini çırparak ''Harikasın Adrian harika ne tatlı bir kedi yavrusu bizim kedimiz olsun değil bi Adrian sadece ikimizin.''Bu dediğine gülerek ''Tabikide sadece bizim kedimiz Luke'ye göstereceğimi mi sandın.''dedim.Sarı saçlarını kulağının arkasına iterek ''Hayır tabikide hayır sadece sana bişey yapmasını istemiyorum Adrian biliyorsun o çok güçlü ve kötü bir çocuk.''dedi.Alison'un bu yanıtına omuz silktim.''Boşver onu Alison sen benimsin ben seni korurum.''dedim.Gülerek ''Sen Benim kahramanımsın''dedi.
1 Hafta Sonra
Elimdeki bay Mich'i tutarak.Bütün çocukların gittiği depoya gidiyordum.Depoda Paul'u bulcaktım.Depoya geliğimde hiçkimse yoktu sadece sessizlik.Tam çıkacağım sırada adım sesleri duydum.Ve kafama gelen darbeyi.
Uyandığımda hala depodaydım ne olmuştu böyle kafamı sıvazlıyarak kalktığımda aklıma Bay Mich geldi neredeydi bu kedi.Yerde kan izleri gördüğümde izlemeye başladım.Tam deponun ortasında da Bay Mich'in kanlı küçük cesedini.Ağlamaya başladım susamıyordum bile bu kedi Alison'la ikimizin kedisiydi ona söz vermiştim Alison'u da Bay Mich'ide koruyacağıma.Ama başaramamıştım olmamıştı.Tam karşımda Mark'ı gördüğümde ona sinirlice bakmaya başladım.
''Seni gerizekalı naptın kediye.'' dedim.
Gülerek ''Daha fazla konuşma seni bücür.'' dedi ve elime kanlı bıçağı tutuşturdu.''Al bunuda kedinin sonunu kendi gözlerinle gör dedi. Ve birde bir ıslık sesi geldi geriye doğru koştu.Nereye saklandığıı görememiştim umrumda da değildi ona gününü göstercektim.Bunları düşünrken kapı açıldı.İçeriye Luke piçi ve Benim küçük prensesim Alison girdi.Alison sana inanmıyorum diyerek Luke'ye bağrıyordu.Luke ise beni göstererek o zaman kendi gözlerinle gör dedi.Alison yüzünü çevirerek bana baktığında elimdeki bıçağı görmüştü.Bıçağı yere attığımda Alison ağlamaya başladı.''Adrian sen naptın böyle kedimizi niye öldürdün demiştin ki ikimizide koruyacaktın sen bizim kahramanımızdın Adrian ne yaptın sen.'' dedi hıçkırarak.Ona anlatmaya çalıştığımda bana inanmamıştı.Ve o gün taşınmışları bu kirli mahalleden.Küçük prensesimi görememiştim.Ağaç evimize girerek hergün sessizce ağlıyordum .Bidaha da kimseyle arkadaşlık yapmamıştım.Küçük Prensesimi kaybetmiştim benim kızımı.Bir akşama kadar ağaç evde kalmıştım bu evi Alisonla beraber yapmıştık tek arkadaşımla.Eve girdiğimde kimse yoktu.Ne annem ne babam.Teyzemi aradığımda bendelerdi 2 saat önce yola çıkmışlardı dedi.Bu kadar geç kalmaları imkansızdı.Çünkü teyzemin evi çok uzak değildi.Zaten araba'da ortalıkta arbayla gitmişleri.O gece ailemden haber alamadım.Taki sabah teyzem arayana kadar.Sarhoş bir adamın arabası çarpmıştı.
Bugün
O siktiğimin günlerini hatırlayınca daha çok sinirlendim.Hem ailemi hem küçük Alison'umu kaybetmiştim.Alison'u heryerde aramıştım ta üniversite başlayana kadar.Alison'um beni hala tanıyamamıştı küçük prensesim benim.O Luke'nin ebesini sikcektim.Luke'ye baktığımda aptal aptak bana bakıyordu.Bak seni piç gözlerini oymadan önce son kez bak.
