Yazar: fauxglitter
Çeviri: Mona“İşte sana bir hediye. Umarım beğenirsin.” Chanyeol, siyah hediye kutusunu masanın karşısına doğru kaydırdı ve Irene'e beklenti içinde gülümsedi.
Irene'nin gözleri neşeyle aydınlandı altın pembesi Patek Philippe saatini kutusundan çıkarıp solgun bileğine taktı.
"Çok güzel. Teşekkürler Yeol, çok minnetarım.” Chanyeol'e minnettar bir şekilde gülümsedi ve ona küçük bir kucak vermek için masanın karşısına doğru eğildi. Chanyeol hediyesini sevdiğini görünce ona parlak bir şekilde geri gülümsedi. Başlangıçta, Chanyeol, Irene'e bir Cartier saat hediye etmek istemişti fakat Baekhyun ona bir Patek Philippe'in almanın daha iyi bir karar olacağını söylemişti. Baekhyun, lüks saat markaları hakkında şaşırtıcı bir şekilde bilgiliydi, Baekhyun'a yardım için yaklaşırken beklemediği bir şeydi.
"Beğenmene sevindim. Baekhyun seçmemde yardımcı oldu.” Chanyeol mutlu bir şekilde cevapladı ve Irene'nin bileğine saatini takmasına yardım etti.
Irene’nin gülümsemesi solmuştu. “Baekhyun?”
“Evet, Baekhyun. Kim olduğunu hatırlıyorsun değil mi? Partide tanışmıştınız.”
“Evet, hatırlıyorum. Aslında onu geçen gün işyerinde gördüm.” dedi yumuşakça ve düşünceli gibi görünüyordu. "Oldukça merak ediyorum ama sen nasıl bir fast food restoranı elemanıyla arkadaş oldun?”
Chanyeol, Baekhyun ile tanıştığı eşsiz koşulları anımsarken kendi kendine güldü. “Oldukça uzun bir hikaye ama arkadaş olmak kolay değildi. Bana ısınmadan önce kolumdan bıçak yemek zorunda kaldım.”
Chanyeol dalgın bir biçimde gömleğinin içindeki yara izini ovuşturdu ve birbirlerini nasıl tanıdıklarını anlattı. Irene dikkatle dinledi, ifadesi sabit ve okunaksızdı.
“Güvenilebilir mi?”
Chanyeol bu ani soru karşısında gözlerini kırpıştırdı. "Ne demek istiyorsun?"
“Sadece onun zengin koca avcılarından biri olmasından endişeleniyorum. Bu günlerde kurnaz, zengin koca avcılarının nasıl elde ettiklerini biliyor musun? Hedeflerinin güvenini kazanmak için çok detaylı planlar tasarlarlar ve sonra da masum kurbanlarını sömürürler.”
Chanyeol Baekhyun'un parasını reddettiğini günü hatırladı ve güldü. “Gereksiz yere endişeleniyorsun Irene. Baekhyun'un karakterine inanıyorum. O öyle biri değil.”
Irene yüksek sesle iç çekti. “Bu yüzden senin için endişeleniyorum Yeol. Sen çok safsın ve güveniyorsun. Sence de Oh Sehun'u nasıl tanıdığını düşünmüyor musun? Bir fast food elemanının Güney Kore'deki en zengin iki ailenin veliahtları ile arkadaş olmasının şüpheli olduğunu düşünüyorum. Belki de aynı anda iki kurban üzerinde çalışmaktadır. Oh Sehun'u uyarmalıyız.”
“Hadi ama Irene, bu biraz abartılı görünüyor. Yani Baekhyun'un tüm bunların olması için plan yaptığını mı söylüyorsun? Arabamı bisikletine sürmem için mi?”
“Hayır, ama seni o küçük kazadan tanıyıp sana yaklaşmak için bir plan hazırlamış olabilir. Belki soygunu ayarlamıştır.”
Irene çayını yudumladı ve Chanyeol'un yüzünde dans eden farklı duyguları telaşlı bir şekilde izledi. Baekhyun’un karakterine gerçekten inanıyordu ancak Irene’nin iddialarını kıramayacağını biliyordu. Ne de olsa, Chanyeol’un ölümcül kusuru aşırı derecede güveniyordu ve belki de Irene onun ne yaptığını göremiyordu.
İlk kuşku tohumları aklında yer edinmişti ve Chanyeol'un elinde bir şey gelmiyordu ama Baekhyun'un Irene'nin dediği gibi gerçekten sinsi olabileceğini canıgönülden merak etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OF GOLD AND OBSIDIAN
FanfictionEn hızlı arabaları kullanan ve en iyi elbiseleri giyen Pis zengin Park Chanyeol, tek odalı dairesinin aylık kirasını ödemek için bile mücadele eden fast-food satış elemanı Baekhyun ile tanışır. Bu bir çeviri fanfictir. Yazarı FAUXGLITTER'dan izin a...