Yazar: fauxglitter
Çeviri: Mona"Bugün ne yaptın?"
"Her zamanki gibi," Sehun Baekhyun'a dudak büküp, kendisini onun yatağına attı. Vücudunu yatağa yaydı, huysuz ve huzursuz görünüyordu. Baekhyun Sehun'a bir göz attı ve yüksek sesle iç çekti.
"Belki Busan'dayken yapacak verimli bir şey bulmalısın? İşten ayrılmamı bekleyerek günlerini geçirmek senin için sıkıcı değil mi?"
"Çok," dedi Sehun, tavana bakarak. "Ama başka ne yapacağımı bilemiyorum!"
"Neden Seul'e dönmüyorsun?" Baekhyun, dünyanın en belirgin çözümüymüş gibi, gelişi güzel bir şekilde yorumladı.
Sehun kafasını eline yaslayarak Baekhyun'a 'benimla dalga mı geçiyorsun' bakışı attı. "Şirkette sana göz kulak olmaya geldim, Baek."
"İhtiyacım yok, Sehun," Baekhyun Sehun'un saçlarını sevecen bir şekilde okşamak için ona doğru yürüdü. "Seul'e geri dön. Sen farkına varmadan döneceğim."
Sehun, Baekhyun'un bileğini kavramak için uzandı ve onu kendisiyle birlikte yatağa çekti. Baekhyun, şaşırmış bir şekilde bağırarak Sehun'un gövdesine dümdüz bir şekilde düştü.Tepki vermeden önce Sehun onu sıkı bir kucaklamayla sardı ve burnunu Baekhyun'un boynuna gömdü.
"Seni bırakıp gitmek istemiyorum," dedi Sehun onun boynuna doğru ve Baekhyun'un gıdıklanma hissiyle gülmesini sağladı.
"Çok ilgi bekliyorsun," Baekhyun gözlerini yuvarladı ve Sehun'un sıkı kavrayışından sıyrılmaya çalıştı.
"Bu hafta sonu eğlenceli bir şeyler yapalım, olur mu? Gazetelerde bir havai fişek Festivali hakkında bir şey okudum. Belki gidip bakabiliriz?" diye cevap verdi Sehun, sesi kısık ve umutluydu. "Hafta sonları yapacak bir işin olmayacak, değil mi?"
Baekhyun yavaşça Sehun'un kaburgalarını dirsekledi ve onun kollarından başarıyla kurtuldu. Baekhyun, genç erkeğin son birkaç hafta içinde aklını kaçķracak derecede sıkıldığını bilerek Sehun için üzüldü. Baekhyun, en iyi arkadaşına zaman ayırması gerektigine karar verdi.
"Elbette, bu kulağa hoş geliyor. Gidelim!" Baekhyun, Sehun'un yüzünde ki kocaman çiçek gülümsemesini gözlemlemek için neşeli bir şekilde cevap verdi.
"Müthiş!" Sehun yumruğunu havaya, muzaffer bir sevinçle ile havaya kaldırdı. "Aynı zamanda bir karnaval olacak ve bunu seveceğine eminim."
"Sabırsızlıkla bekliyorum!" Baekhyun ona gerçek bir gülümsemeyle baktı.
******
Hafta sonu sonunda gelmişti ve Sehun ikisini de akşamleyin festivale götürmüştü. Baekhyun gündelik kıyafet giydiği için aşırı özgür hissetmişti, hafta içi giymek zorunda kaldığı iş kıyafetlerinden bıkmış ve yorulmuştu. Büyük bir gri hoodie ve yırtık kot pantolonunu giymesi onu kesinlikle evinde gibi hissettirmişti ve omuzlarındaki ağırlığın geçici olarak kaybolduğunu hissetmişti. Ağır sorumluluklardan ve sonsuz kağıt yığınlarından uzak, sıradan ve basit bir yaşam tarzı yaşamaya geri döndüğünü hissetmek çok hoş bir duyguydu.
Baekhyun kendini istemeden, rahat gri hoodiesiyle olan hatıralarını hatırlarken nostaljinin duyularını sardığını fark etti. O zamanlar en sevdiği hoodie olmuştu ve şu anda hala en sevdiği hoodie idi. Baekhyun, fast food restorantında aldığı ilk maaş ile indirimli bir mağazada bu hoodieyi satın almayı hatırlamıştı, buna rağmen ona büyük bir memnuniyet duygusu vermişti. Hayatında ilk kez, kendi kazandığı parasıyla bir şeyi satın almanın sevincini anlamıştı ve bu hoodie bir çeşit kupa gibi bir şey haline gelmişti - basit bir yaşam tarzının hatırası, hala kurtulmak için çok isteksizdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OF GOLD AND OBSIDIAN
FanfictionEn hızlı arabaları kullanan ve en iyi elbiseleri giyen Pis zengin Park Chanyeol, tek odalı dairesinin aylık kirasını ödemek için bile mücadele eden fast-food satış elemanı Baekhyun ile tanışır. Bu bir çeviri fanfictir. Yazarı FAUXGLITTER'dan izin a...