Yazar: fauxglitter
Çeviri: MonaChanyeol Gangnam semtinde pahalı bir villada yaşıyordu. Kendi bahçesi ve açık havuzu olan görkemli iki katlı bir yapıydı. Bozulmamış beyaz badanalı dış cephe, mavi gökyüzüne karşı sade bir tezat sergiliyordu. Baekhyun içinde dönen huzursuz edici duygularla binaya baktı.
"Seninle birlikte geleceğim."
"Hayır, sen arabada kal. Yardıma ihtiyacım olursa sana mesaj atarım." dedi Baekhyun aceleyle, arabanın kapısını açarak. Yağmurdan ve güçlü rüzgardan kendini korumak için elini kullanarak kapıya doğru yürüdü.
Kapıyı açmak için elini kaldırdı, kapının biraz açık olduğunu fark etti. Neden açıktı ki?
Titrek bir nefes aldı ve kapıyı açtığında Chanyeol'un iyi olması için dua etti.
"Chanyeol?" Baekhyun
yüksek sesle bağırdı, sesi büyük odada yankılandı. Evin içinde tek bir ışık yoktu ve Baekhyun önünü bulmasını zorlaştırabilirdi. Yol boyunca yürüyebilmek için kısa şimşek çakmalarına güvenmek zorundaydı."Chanyeol? Neredesin? Burdayım!" Baekhyun, baş parmağını sandalyeye çarptığında canı yanmıştı.
"Baekhyun? Gerçekten de geldin mi?" Chanyeol zayıf çıkan sesiyle seslenmişti.
Baekhyun sesin kaynağına doğru döndü ve yavaşça kanepeye doğru ilerledi. Chanyeol kanepede karanlık bir gölge oluşturmuştu. Bir başka şimşek çakması yeri bir anlığına aydınlatmıştı ve gözlerine bakan tanıdık bir çift göz gördü.
Park Chanyeol kanepeye çömelmiş ve yüzünü bir yastığın arkasına gizlemişti.
"Aman Tanrım, sen iyi misin?" Baekhyun, Chanyeol'e doğru koştu ve Chanyeol'un üzerinde görünürde hiçbir kesik veya yara izi olmadığı ortaya çıktığında, üzerinde bir rahatlama dalgası meydana gelmişti. Ancak kanepeden küçük sarsıntılar hissetmişti. O zaman Chanyeol'un titrediğini fark etti.
Baekhyun'un aklında bir şey belirdi ve aniden anladı.
"Fırtınadan mı korkuyorsun?" Diye sordu Baekhyun hafifçe.
Chanyeol, kulak tırmalayacı başka gök gürültüsünden korkarak hafifçe başını salladı. "Elektirikler kesildi."
Baekhyun gülse mi ağlasa mı bilmiyordu. Chanyeol'un sadece fırtınadan korktuğunu öğrenmek onun için ölümüne telaşlanıp endişelenmişti. Ve Chanyeol'un telefon görüşmesinin tonundan yola çıkarak büyük bir tehlike içinde olduğunu düşünmüştü! Bütün bu durumun ne kadar komik olduğunu görünce eğlenceli bir gülümseme yavaşça yüzünde belirdi.
Büyük ve kudretli Park Chanyeol, şiddetli bir fırtınadan korkuyordu. Bu kelime duyulduğu zaman utançtan asla yaşamazdı. Kendi kendisine güldü ve Sehun'a hızlı bir mesaj göndermek için telefonunu çıkardı.
Sehun'a: Beni bekleme. Gece burada kalacağım.
Fırtına yakın bir zamanda da hiç bir zaman durmadı. Baekhyun gerginleşti ve zihinsel olarak kendini uzun bir geceye hazırladı.
******
Baekhyun, elektrik devreleriyle uğraşıp eve ışık getirdikten sonra Chanyayol ile yatak odasına çıkmayı başardı. Artık o kadar karanlık değildi, Chanyeol biraz daha az gergin hissediyordu. Odasına vardıkları anda hemen yorganlarının altına daldı ve fırtınadan saklanıp saklanmadığından emin değildi. Tek başına kendine güvenen ve özgüvenli imajını, etkilemek için çok uğraştığı Baekhyun'un önünde mahvetmişti. Kendini tekmelemek gibi hissetmişti. Neden Baekhyun'u aramıştı ki? Baekhyun muhtemelen onu kaybeden olarak düşünmüştür. Ne de olsa, ne tür bir yetişkin fırtınalardan korkardı ki? Chanyeol bile saçma geldiğini düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OF GOLD AND OBSIDIAN
FanfictionEn hızlı arabaları kullanan ve en iyi elbiseleri giyen Pis zengin Park Chanyeol, tek odalı dairesinin aylık kirasını ödemek için bile mücadele eden fast-food satış elemanı Baekhyun ile tanışır. Bu bir çeviri fanfictir. Yazarı FAUXGLITTER'dan izin a...