sana,

560 45 15
                                    

Nisan 2018

Otel odasında yüzüme attığın çizikten beri kalbimin başkalaştığını, başkalaştıkça beni bambaşka bir adam yaptığını biliyorum. Yüzümde açılan yaranın benzeri ben farkında olmadan kalbimin üzerinde açılmış ve yavaş yavaş senin o yaradan içeri sızmana izin verilmişti. Yüzümdeki yara kapandıkça kalbimdeki büyüdü. Önce o yaradan içeri sen girdikçe, seninle dolup taştı kalbim. Sonra soluma sığmaz oldun. Kalbim kan pompaladıkça damarlarımda yer edindin. Her kalp atışımda beni ele geçirdin. Biraz daha, sonra biraz daha...

Şimdi o otel odasının üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Bir yılda bütün benliğime karıştın. Seni kendimden ayıramayacağım kadar çok bende var oldun. Üstelik kendime koyduğum tüm engellere, yasaklara, vaz geçişlere rağmen...

Eğer bana o otel odasına dönmek için bir şans daha verilseydi, o odaya adım atmadan kaçar giderdim. Seninle asla karşılaşamayacağım bir yere giderdim. Seni görmeyeceğim, koca koyu gözlerine hiç tanık olmayacağım bir yere... ben seni sevmekten ilk defa bu denli kaçıyorum Hazan. En başa dönüp her şeyi değiştirmek isteyecek kadar kaçıyorum kendi kalbimden. Senin beni hiç sevmediğini ve asla sevmeyeceğini üstelik başka bir adama, kardeşime aşık olduğunu bildiğim zamanlarda bile böylesine kaçmamıştım sevmekten.

İçimde önlenemez bir mutluluk baş gösteriyor. Ama ben onun başını kesmek zorunda kalıyorum. Yeşermeye yüz tutan bütün yanlarımı susuz bırakıyorum kuruyup gitsin diye... senin içimdeki varlığın beni aşıyor artık. İrademi tırmalıyor ve vicdanımdan öteye gitmeye çalışıyor. Bedenimde de ruhumda da senin duygularının yankısı varken, beni bu aşktan alıkoyanları hatırlayamıyorum.

Aşkın hayal olduğunu söylemiştim sana. Fakat senin beni öptüğün an gerçekti. Kalbinden dudaklarına ve oradan benim ruhuma akan tüm duygular gerçekti. O ana hapsolmuştu tüm gerçeklik. Benim senden başka gerçeğim yok Hazan... fakat senden başka doğrularım var. Senin dışında, senden büyük doğrularım... Ve sen benim tek gerçeğim ancak en büyük yanlışımsın.

Bana attığın tokattan sonra hayatımın en ıstırap yüklü saniyelerinin dudaklarınla son bulması beni bencilliğe itiyor. Beni bencilce düşüncelere sürüklüyor hala unutamadığım dokunuşun. Bu çok büyük haksızlık. Kendime, sana ve kardeşime... en son bencil olmam gereken konudayım. Ve herkesin iyiliği için; etimden et koparır gibi, kırmak zorundayım seni. Sen de biliyorsun bunu ve anlıyorsun. Çok üzülsen bile beni anladığını biliyorum.

Çünkü... sen de beni seviyorsun Hazan. Ama biz imkansız'ız.

- Yağız

Merhabalar!

Bu bölüm Yağız'ın Hazan'a yazdığı son mektuptu. Fakat hala okuma hevesiniz varsa ekstra bölümler de atacağım. Bunlar Yağız'dan Hazan'a olmayacak, kim kime yazmış yakında öğrenirsiniz!

Korkuların Şarkısı isimli one-shot hikayeme de bekliyorum*

Bu bölüme kadar oy verip yorum yapan herkese ayrı ayrı teşekkürler, kendinize iyi bakın*

yazılmayan mektuplar (Yağhaz/Yağız Egemen)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin