ekstralar ; hazan'ın günlüğü (2)

578 47 39
                                    

24 Şubat 2018
Cumartesi

Senelerce bir hayalin peşinde sürüklendim. Sanki ulaşılmazlığı, imkansızlığı gerçekmiş gibiydi. Onunla olmayı rüyamda bile göremezdim. Fakat bir gün uyandığımda o hayali yaşadığımı gördüm. Yıllarca kimseye bahsetmediğim, yatmadan önce sessizce kurduğum hayaller gerçek olmuştu. Ama ben mutlu değildim. Ya da mutluydum ama bir şey eksikti. Bir şey öyle eksikti ki, tam göğüsümün içinde kocaman bir boşluk varmış gibi. Aşkı koymaya çalıştım o boşluğa, Sinan'ı koymaya çalıştım, geçmişimi koymaya çalıştım... ama dolmadı. Dolduramadım. Görmezden geldim o boşluğu. Çünkü mutluydum, bir şeyler eksik olsa ne çıkardı?

Sonra fark ettim. O boşluk yalnız bir yerde doluyor hatta taşıyor. Yalnız bir yerde tamamlanıyorum ben. Onun yanında...

İhtimal vermek istemediğim duygular gömdüğüm yerlerden çıkıp gözümün önüne dikiliyor. Artık mutlu da olamıyorum, tamamlanmış da... bu duygu boğazımda bir el gibi, canımı yakıyor fakat asla öldürmüyor. Oysa ben ölmek istiyorum.

Çünkü ben Yağız Egemen'e aşık oldum. En son aşık olmam gereken insana aşık oldum. Sevgilimin abisine, beni bir arkadaştan fazlası görmeyen adama aşık oldum.

Nasıl oldu, ne zaman oldu bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa, yalnız kalbimle değil bütün benliğimle umutsuz bir aşkın pençesinde olduğum. Daha önce hissettiklerime aşk demek şu anki hislerime kocaman bir hakaret sanki. Ya da daha önce hissettiğim o hayali duygular aşksa şayet, ben şu an bambaşka bir şeyin içindeyim. Ölemiyorum ama yaşayamıyorum da. Bir zehir gibi damarlarımda gezip tüketiyor beni. Kan akışım bile canımı yakıyor. Nefes almak ağır geliyor her saniye. Onun fikri beni huzurun kollarına bırakmaya yeterken, kim olduğunu hatırlamak mutluluğu ve huzuru sonsuza dek söküyor özümden.

Yağız... adını binlerce kez yazsam şu sayfaya asla sıkılmam. O çoktan her bir hücreme kazımış ismini zaten. Bana her bakışı, bana söylediği her söz, bana her dokunuşu, yanımda yürüyüşü bile ilmek ilmek derinime işlenmiş. Nasıl yapabildiğini aklım almıyor. Başka bir kadına... başka bir kadına aşıkken beni kendine nasıl bu kadar aşık edebildi? Başka birine o derin yeşil* gözleriyle bakıyorsa eğer benim gözlerimde ne işi vardı? Niye yanımda oldu? Neden yalnız bırakmadı beni?

Ona aşık olmamın suçunu ona atmak ne kadar kolay. Bu yaptığı her şeyi yapmasa ona aşık olmayacak mıydım sanki? Olacaktım. Belki daha geç farkına varırdım ancak o otel odasından sonra kalbim yalnız ona tutundu ve sarıp sarmaladı her geçen gün kendini onunla. Anlamam için Yağız'ı tanımam gerekti. Onun kim olduğunu gördükçe kendimi de tanıdım. Kendi kalbimi de tanıdım. Sonunda gördüm işte o uzun yolun kime çıktığını, bütün yollarımın kime çıktığını.

Ben Yağız Egemen'e aşğım.
Bugününe, yarınına. 12 yaşına. Yaralarına. Merhametine. Şefkatine. Sevgisine. Gerçekçiliğine. Güzel ruhuna, güzel kalbine. Söylemediği şarkılarına. Yaşayamadığı çocukluğuna. Yalnızlığına. Soğukluğuna. Uzaklığana. Yakınlığına. Gözlerinin en derinine. Ellerinin sıcaklığına. Bakışlarının yeşilliğine. Serçe parmağının göz yaşlarıma mendil oluşuna. Başkasına duyduğu aşkına bile... ona tamamiyle, bütünen ve her bir parçasına ayrı ayrı... aşığım.

Yanlış olduğunun, imkansız olduğunun, aslaların hepsini biliyorum... Ne kadar utansam da gerçeği değiştiremiyorum. Gerçek çok acıtıyor belki, ama ben artık hayal kurmuyorum.

-

*Çağlar gözlerine yeşil dedi :( fakat hala #teammavi burada gerçekçi olsun dedim yeşil yazdım.

Ve 1K♥

Okuyan, oy veren, yorum yapan herekeslere teşekkürler! İlginiz ve sevginizden dolayı çok mutluyum, tüm güzellikler sizinle olsun*

yazılmayan mektuplar (Yağhaz/Yağız Egemen)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin