ekstralar ; hazan'ın günlüğü (4)

607 44 23
                                    

24 Ağustos 2018
Cuma

Kimsenin benimle evlenmek isteyeceğini sanmadığımdan sanırım, evlilik bana çok uzak bir hayal gibi gelirdi. Arkadaşlarım yanımda beyaz gelinlikli hayallere dalarken benim düşünecek çok daha önemli şeylerim olurdu. Çok uzun zaman da geçmedi üzerinden bu düşüncelerimin, en fazla bir yıl. Ve şimdi evleniyorum. Üstelik geçen sene bana evleneceğimi söyleseler asla olur vermeyeceğim bir adamla. Tamamen sevilerek ve tamamen severek.

Yağız'la sade bir nikah konusunda anlaşmıştık fakat bu kararı Fazilet Çamkıran'ın kızı olduğumu unutarak vermiştim. Yaşanan onca olaydan sonra allı şanlı olmasa bile bir düğün olacağı annemin kesin kararıyla belirlendi. Eskiden olsa onunla sonuna kadar tartışıp burnumun dikine giderdim. Fakat son zamanlarda ilişkimiz öyle değişti ki ben bile şaşırıyorum bazen. O benim suyuma gider oldu ben de ona daha az kızar oldum. Yağız sorun etmeyince ben de bu düğün işini ciddi ciddi düşündüm. İkimiz için güzel bir anı olacağına inanıyorum. Hem bu kasvetli günlerde herkese iyi gelir.

Annemin derdi yalnız bununla bitse iyi; gelenek görenel diye tutturup illa kız isteme olacak dedi. Yağız'ı elinde çiçeği ve çikolatasıyla düşünmek bile kahkaha atmama sebep olsa da annem sonunda bizi ikna etti. Daha gece başlamadan gerginlikten ve korkudan terlsem de aslında epey komikti. Hiç yapmak istemediğim halde, Ece ve annemin ısrarıyla yapılan tuzlu kahvenin karışıp Yasemin'e patlaması tüm gecenin gerginliğine değdi. Tabi hemen sonra Yasemin'in söylenmeleri ve annemle laf dalaşlarını dinlemek zorunda kaldık. Neyse ki sonunda Gökhan güzel bir konuşma ve klasik sözlerle beni Yağız'a istedi. Gökhan'ın konuşmasında dolan göz yaşlarım annemin de uzun bir konuşma yapmasıyla aktı gitti.

Bir şey daha gördüm böylece; evlenirken annesinden ayrıldığı için hüngür hüngür ağlayan kızlardan olacağımı da düşünmemiştim hiç. Baba evimden, anılarımdan ayrılıp girmek zoruma giderdi de annemden ayrılmak ona da bana da iyi gelecekmiş gibiydi. Ama, hayır. Annemi bu evde yalnız bırakacak olmak içimi acıttı. Çünkü artık, onun hayatı boyunca yalnız olduğunu biliyorum. Bunu daha yeni öğrenmişken onu yapayalnız bırakıp gidiyormuşum gibi hissediyorum.

Ama o halinden epey memnun. Yağız'ı öyle sahipleniyor ki hiç doğurmadığı oğlu gibi. Hatta konuşmasının sonunda "Sana Hazan'ı üzme demeyeceğim. Çünkü senin kendini üzüp kızımı üzmeyeceğini biliyorum. Ben sana kızımı gözüm kapalı emanet ediyorum Yağız Efendi." bile dedi. Galiba ikimizin beraber olmasını istemediği zamanlarla ilgili vicdan azabı duyuyor. Ama ben onu suçlamıyorum artık. Ne yaşandıysa yaşandı... şimdi Yağız'ın elini tutuyorum ya, hepsini yeni baştan yaşasam gıkım çıkmaz.

Gecenin sonu bizim dışımızda gelişen düğün muhabbetine dönünce Yağız'la mutfağa kaçtık. Evlenen biz olmamıza rağmen bizi gören yoktu. Annem bir yandan Yasemin bir yandan onların arasında sıkışıp kalmış Gökhan ve Ece diğer yandan organizasyon konuşmaya başlamışlardı. Bizim için bunların hepsi teferruattı zaten. Ben Yağız'la evleniyorum ve ister sarayda ister evin bahçesinde olsun benim için güzel olacak. Onunla hayatımı birleştireceğim, bunu daha da güzelleştirebilecek bir şey yok. Çünkü bu zaten yaşadığım en güzel şey.

-

Acık gecikti bölüm kusura bakmayın, toparlayabilmem uzun sürdü, umarım beğenirsiniz :)

Kız istemeyi kafamda çok komik canlandırdım çünkü zaten Yağız'ın kız istemye gitmesi çok komik bir cümle ansndn Fakat Fazilet Hanım'ı damadı olmak kolay değil neticede ajdk

Bir dahaki bölüm görüşürüz*

yazılmayan mektuplar (Yağhaz/Yağız Egemen)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin