Yaşadıkları mı artık bedenim kalbim beynim hiç bir şekilde kaldıramıyordu, kendimi uzay boşluğuna düşmüş gibi hissediyordum. Bir kızı vardı ve adı Kayraydı oysa ki kafamda onun için neler kurmuştum, kalbimde, benimde onun hükmünü ben çoktan vermiştim meğer ben ayaza ne büyük bir haksızlık etmişim, meğer örselenmiş duygularım kendi içimde nasılda debeleniyormuş . Şimdi ben ben tam anlamıyla ona gidebilirim ne de o bana tam anlamıyla gelebilir. Simdi siyah beyaz bir puzzel gibi hayat benim. Hiçbir şeyin olmadığı gibi bununda bir ortası yoktu, savrulduk hemende dönülmesi, aşılması hayli zor çöllere. Peki ya kağan o, o nasıl evlendi mi?, unuttu mu? Sahi arada da olsa aklına gelmiyormuyum şimdi, bir kez olsa düşünmüyor mu, o kocaman yüreğinde bir banamı sağlam bir yer açamamıştı. Cansunun yanına geldiğimde suratında bana acıyan bir ifade vardı ve ben artık bu ifadeyi görmeye oldukca alışmıştım. Kızamıyordum, kırılamıyordum haklıydı çünkü gerçekten acınası bir durumdaydım hayatım tepe taklak olmuş ve hayatımda değer verdiğim iki adam tarafından yarı yolda bırakılmıştım. Nasıl hazmedilirdi bu durum nasıl sineye çekilir unutulurdu. Geçmeyecek bu yara asla geçmeyecekti.
''Kayra iyimisin ''
''Evet cansu iyiyim''
''Kötü görünüyorsun hadi hastaneye gidelim''
''Ahh.. Saçmalama gerek yok''''Nasıl gerek yok canın yanıyor besbelli ''
''Ah...''''Hadi gidiyoruz''
Cansu beni arabaya kadar destek vererek götümüştü. Arabaya bindiğimizde hastaneye gidene kadar karnıma seyrek seyrek sancılar giriyor ve kasılmalarım oluyordu. Bu durum beni ziyadesiyle rahatsız ediyor ve canımı hallice yakıyordu , nedenini bilmiyordum ama git gide katnanılmaz bir hal alıyordu.
Hastane kapısına geldiğimizde kendimde yürüyecek bir hal bulamadım ve cansudan destek alarak içeriye girdim. Acil bölümüne geldiğimizde nöbetci doktorun üniversiteden murat olduğunu görmem ile fazlasıyla rahatladım.
''Cansu, Kayra neler oluyor, neyin var kayra''''Ahh bilmiyorum Murat yardım et''
''Tamam söyle geçin hemen bir bakalım'' hep birlikte odaya girdik kan tahlili için kan alındı bende o sırada yatağa uzanmıs ara ara karnıma ve kasıklarıma giran ağrı ile mücadele veriyordum cansu ise odanın içerisinde bir o yana bir bu yana gidip geliyordu aslında cansunun karın ağrısını biliyordum ama şuan konuşmadan ne kadar durabilecek onu görmek istiyordum.
''Kayraa''''Cansu''
''Şey''
''Ney''
''Şey canım''
''Ahh çıldırtmada konuş be kadın nee''
''Acaba murat hala sana aşık mı ben çok merak ediyorum, eğer hala aşıksa seni bu cocukla evlendireceğim elimizdeki bütün adamları tükettin''
''ahh saçmalama cansu ahhh''
''tamam simdikil dinlen''
Cansuyla bir birmize imalı bakışları attığımız sırada içeriye elinde dosylarla Murat girdi.
Cansu hemen lafa atlayarak
''Nesi varmış Murat''
''Kayra evli olduğunu bilmiyordum''
''Boşandım fakat bunun konumuzla ne alakası var''
''Ayazla mı ''
''Hayır bunun konumuzla ne alakası var söylermisin Murat''
''Çünkü bir buçuk aylık hamilesin'' cansu ile aynı anda murata doğru ne diye bağırı verdik adama neye uğradığını şaşırdı.
''Ben sizi yalnız bırakayım hanımlar daha sonra tekrar gelirim'' muratın odadan çıkması ile cansu yanıma biraz daha yaklaşarak vereceğim kararı bekliyordu.
''Ne yapacaksın kayra''
''Bu çocucğu doğuracağım''''Saçmalama kayra babası yok bir şeyi yok kağana haber ver o zaman''
''Hayır Asla hiç kimsenin haberi olmayacak kimsenin bu cocugun kağandan olduğunu ikimizden başka kimse bilmeyecek.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE (GİDEN ERKEK YOKTUR)
Roman pour AdolescentsHepimizin hikayesi benzer. Biri geldi, beklemiyorduk zaten. İstemeden sevdik, aşık olduk. Gezdik, dolaştık. El ele tutuştuk, öpüştük. Uzun mesajlaşmalar yaşadık. Geç saatlere kadar çenemiz durmadı. Hayaller kurduk, olmadı. Diledik, tutmadı. İlgi ist...