evde 2 gün dinlendikten sonra artik yeni okuluma gitme vakti gelmisti . annem yeni uniformalarimi utulemisti bile. ve bana uzatti. tam bi devlet lisesi uniformasiydi. tam istedigim gibi. resmi değil fazlasiyla genç işi. etegimi ayak alcimdan dolayi yavas yavas belime dogru yukselttim ve beyaz gomlegimi giyindim. gravatimida bagladiktan sonra annem yukaridan kitaplarimi getirdi. yukaridaki odamda kalamiyordum cunku inip cikmak cok zor oluyordu. babam kapinin onunde beni bekliyordu ilk gun beni o birakacakti okula. arka koltuga sinmistim ateda. yeni okula gitmeyi belki herkezden cok isterken neden istedigim olmusken bu kadar uzgunum? sadece yaptigim ozlemek. özlüyorum ya bu kadar olur kafami onun göğsüne yaslamayi sonra kalkip ona küçük yumruklar atmayi özlüyorum. 2 gun oldu ve yokluğunu kalbimi bile hissetmedigim kadar hissettim. bay duman. siz benim en güzel hislerimsiniz. ozlerken, severken , hatta nefret ederken en güzel bicimini kullandim hislerimin. bunlari dusunurken hata yapiyorum. kendime eziyet cektiriyorum sadece. okula gelmistik bile babam benim dalgin halimi izliyormus. babamin sesiyle irkildim." irmak! geldik hadi in.."
babam kapimi acmisti ve bastonlarimi elime vermişti yavas yavas indim arabadan. ve birden okula baktim. hmm eski ama tam bi genç işi. lüx değil. gencler eski pusku yerleri severler. duvari sariydi her devlet okulunun oldugu gibi. babam bana yardim icin koluma girmişti bende istemedigimi belirterek geri cekildim babam kendin gidebilicekmisin diye sordu bende hallederim manasinda başımı olumlu bi bicimde salladim.
babamda peki sen bilirsin sakın bana kizma burada mutlu olacaksin eminim. dedi bende basimi onume egmekle yetinmistim sadece. ve okulun kapisindan iceri girmistim. okullar acilali 1 ay olmustu ve ben okulumu degistirmistim. ne sacma ama! enesi tam tamina 3 gündür gormuyordum ölüyordum. ve bunu kimse görmüyordu. bos bir sıra bulup oturdum.
zil calmisti ders matematikti. pehh! ogretmen iceri girdi hickimse ayagi kalkmamisti. herkez fazlasiyla simarikti. 2-3 kisi disinda ders dinleyen yoktu yanima bir cocuk yaklasti ve yanin boş mu dedi bende ne diyeyim ? boş dedim oda oturdu elini uzatti , tedirgin bir sekilde elini sıktım. adım burak. senin adin ne ? dedi. bende irmak diye fisildadim. sanki dejavu yasiyordum. sanki enesle boyle tanismistik. sanki heryer, hersey bana onu animsatiyordu. evren onu unutmama izin vermiyordu. sanki mutlu olmamak icin yemin etmistim. bunlari düşünürken gozlerim dolmuştu ve gozlerim doldugunda enesin gogsune hep yumruk atarim. oda beni kendine ceker. gogsunde seker başım. ve ben oyle mutlu olurum. yine gozlerm dolmustu ve bi anda buraga yumruklar atmaya basladim onu enes olarak goruyordum sanki hersey o gibiydi. burak irkildi ve "bu kiz aklini kacirmis delimi ne !" diye haykirdi sinifta. rezil olmustum. enes degildi o. ve birden hickirarak aglamaya basladim. herkez bana bakiyordu. o gürültülu ortam yok olmus yerine derin bi sessizlik almisti. o derin sessizligin icinde hickiriklarim yankı yapıyordu resmen. durduramiyordum hickiriklarimi . onu deli gibi özlemiştim. ve sanirim delirmistim. matematik ogretmeni:
"sen yeni gelen ogrencisin saniyorum. irmak yildiran ? dogrumu!" dedi garip bir ses tonuyla. utanmistim ve hickiriklarimin arasinda başımı salladim.
"pek guzel bi tanisma olmadi bu" dedi acimis bi sekilde. zavalli durumundaydim. benim sorunum şuydu. enesi 3 gun görmemek degildi. enesi birdaha goremeyecegimi düşünerek kendimi yiyip bitirmemdi tek sorunum. ve bu dusunceler beni yiyip bitiriyordu. hemen kendimi toparlamistim yanimdan kaçan buraga donerek "uzgunum burak sorunlarim var bu aralar. gercekten ozur dilerim" dedim oda gevşek oturusunu duzelterek basini olumlu bi sekilde sallarken gozlerini kapatti 2-3 saniyeligine. şevkatli bakmisti bana. acıyordu sanki bana. onume döndüm ve derse odaklaniyor gibi yaptim. tenefus zili calmisti. burak tekrar yanima gelip "ne sorunun var bilmiyorum ama yardim edebili...." sozunu yarida kesmistim ve olumsuz sekilde basimi saga sola salladim. ve basimi onume eydim. yüzünü görmüyordum buragin. fakat derin bir nefes aldigini hissetmistim. elini omzuma koydu ve eğer ne icin üzülüyorsan, üzülmeye deger olduguna eminim dedi. resmen dejavu yasiyordum. gulnihalin bana soylediklerinin aynisini söylemişti. gulnihali özlemiştim. ve eneside. hatta gizemi bile. bana enesi hatirlatan herseyi. herkezi.
IRMAGIN YENI OKULUNDAKI
- 2. AYI -
En yakin arkadasim burak olmustu buragin sevgilisi gökçe ilede burak sayesinde iyi anlasiyorduk. 2 ay boyunca enesi görememistim ve bu kalbimin parçalanmasına sebep olmuştu. Burak ve gökçe beni disariya davet etmişti. istemememe ragmen israr etmislerdi. burak babasinin arabisini calmisti ve birlikte ormana pikniğe gidecektik. ben bunlari enesle yapmayi isterken baskalariyla yapiyorum ne salaklik ama!
ormana gelmistik. gökçe tost hazirlamisti onlari oturmus yerken onlarin cilvelesmelerini izliyordum. ne kadarda mutlular.. benim hicbizaman olamayacagim gibi. Güneş bir anda kayboldu. kara bulutlar aldi yerini. yagmurmu yagacakti yoksa? diye düşünürken gök gürledi ve bir anda sağanak yağmur yagmaya basladi. burak ve gökçe yagmurda islanirken bir yandan öpüşüyorlar , sariliyorlardi. onları ben ve enes olarak hayal ediyordum. gozlerim doluyordu. aglamaya baslamistim fakat burak ve gökçe bunu fark etmemisti bile çünkü yanaklarimi islatan maddenin göz yasi yerine yagmus oldugunu dusunuyorlardi. ayaga kalktim. sirilsiklam olmustum ne yaptigim konusunda hicbi fikrim yoktu. sadece deli gibi ozledigimi biliyordum. bu kadar. kosmaya basladim burak ve gokce farkina bile varmadi. koştum ormanin taa icine doğru. Gök gurluyordu birden camura attim kendimi. dizlerimin uzerine düşmüş cocuk gibi agliyordum. karsidan birisi geldi. kim oldugu umrumda bile degildi. basimi kaldirmadim bile. hickiriklarim yukselirken kafam bi anda birinin göğsüne yaslandi. basimi aniden kaldirdim ve enesti. o enesti. hickiriklarimin sesi dahada yukselirken ona sımsıkı sarilmistim. oda karsilik vermisti. başım gogsundeyken acaba delirmis olabilirmiyim diye düşünüp emin olmak icin tekrar baktim suratina ve enes beni kendine çekti bu sefer karsilik vermistim. 2 ay gormemistim. ama hala kokusunu hatirliyordum ona sarilmanin nasil bi his oldugunu... enes ben bunlari düşünürken ceketini cikartip üstüme örttu. ikimizde çamurda oturmus sirilsiklam olmustuk. enes sessizligi bozarak.
" sen nerelerdeydin bunca zaman " dedi buruk ve ozlemli bir ses tonuyla. sesinin her bi tonunu ozlemistim. ama hala saskindim " neden buradasin ?" diye sormakla yetindim. oda " ozledikce buraya gelirim" dedi. üstümüz basimiz camur olmustu. ayagim daha yeni iylesmisti. ben ayagimi cok yormustum. ayagi kalkamiyordum sancı tutmustu. enes beni kucagina aldi ve ormanin icindeki banklardan birine oturduk. "217 numarali bank" hmm unutmamaliyim. onunla olan herseyi. hatirlamaliyim. enes bana bakti ve ellerini saclarima gomdu. derin bir nefes aldikran sonra " cok korktum beni unutmandan. " dedi ve bende " seni sevmemdende korkuyordun ama ben senden hem nefret ettim hem sana âşık oldum.." dedim. ona âşık oldugumu soylemistim. icimdeki o agir yükü armistim adeta. rahatlamistim. enes dudaklarini dudaklarima yaklastirip hisler karsiliklidir. hem nefret ediyorum hem aşığım sumuklu. dedi ikimizde tebessum etmistik. ve kollarimizi birbirimize sarmistik. saatlerce. hic birakmadan.basimi gogsune yaslamayi o kadar cok ozlemisimki. oradan ayrilmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O, BENİM.
Randomhic asik olmayan insan yoktur. her insan ölmeden önce aşkı tadar . kimisine bu aci verir kimisine mutluluk ama bunu kendin secemezsin. peki ya irmaga acimi verecek? yoksa mutlulukmu ? haa bide son bisey daha : SEVDIGINIZ ADAM...