burak ve gogce yoklugumu farketmisti sesleri geliyordu bana sesleniyorlardi. bizi sarilirken gördüklerinde ilk once sasirmislardi fakat sonra birbirlerine bakip onlarda sarilmisti. ilk kez 2 aydir bu kadar mutluydum. beni boyle gordukleri icin sasirmislardi. ve beni bulduklari icinde derin bir oh cekmislerdi.
artik gitme vakti gelmisti bu cok aciydi. ellerimi ellerinden cekerken, oradan ayrilirken sanki kalbimide alip gitmisti.sanki kalbim o olmustu. onsuz nefes almam zorlasiyordu. burak arabayi getirmisti ve arabaya bindirmisti beni enes kucagindaydim cunku ayagim agriyordu. ellerim boynundaydi ve arabadayken belkide son kez ona
sariliyordum. belkide son kez ona bakicaktim. artik paranoyak olmustum. onu gormedigim 2 saniyede onu kaybetmekten korkuyorum. gercekten ne yapiyprum ben? ona asik olarak herseyi bok ediyorum. beni arabaya bindirdiginde kollarim hala boynundaydi gozlerine uzun uzun baktim ve gozlerinin altındaki morluklar dikkatimi cekti sol elim hala omzundayken sol elimin isaret parmagimi goz altinda gezdirdim ve bicimli kaslarina dokundum. hicbisey yapmadan bana bakti sonra saatine baltiktan sonra telasla ve kulagima egilip gitmem lazim dedi titredigini hissettim yanagi yanagima deydiginde buz gibiydi gozlerim dolmustu. onu kendime cektim ve sarildim. sanki buna ihtiyaci var gibiydi. sirtimin islandigini hissettim. ne yani agliyormuydu? bi dakika enes nöbet geciriyordu. biyerde okumustum.
"teni beyazlarsa
titremeye baslarsa
buz gibi olursa
ve nedensiz bagirip aglamaya baslarsa, o kisi uyusturucu krizi geciriyordur "
yani bu demek oluyorki enes bir bagimliydi. ondan korkuyordum su an kollarimda nobet geciren bir bagimli vardi ve ben ona sariliyordum. onun bana zarar verebilme ihtimali varken ondan ayrilmiyordum. bunlari dusunurken beni ittirdi ve basini havaya kaldirip avazi ciktigi kadar bagirmaya basladi. bayirirken boynundaki damarlari belirginlesiyordu. o lanet damarlarinda o lanet olasi madde dolasiyordu. ben hasar gormus ayagimla onun yanina gitmeye çalışırken enes kosarak gozden kayboldu. kendimi yere attim dizlerimi kendime cekip aglamaya basladim. hadi ama ne cok agliyorum ben?. burak ve gogcenin bizi saskinlikla izlerken buldum gozlerimi onlardan kacirdim ve aglamaya devam ettim. burak yanima gelip beni kucagina aldi. ve acı bir sekilde gulumseyip "hersey cok guzel olacak guzelim" dedi hicbisey demedim. gogceninde buraginda buna inanmadigini biliyordum. ama kendime yalan soyluyordum ve buna inaniyormus gibi yapiyordum."hersey cok guzel olacak."
askin kurallari vardi.
ask bazen mutlu eder
ve ask bazen acıtırdı.
benim canim aciyordu. sevmek kolaydi herkez icin. ama hic yaralanmamis gibi sevmek ne kadarda zor aslinda. arabadaydik. yagmur yagiyordu camdan akan her damlayi izliyordum. o sadece yarim saattir yoktu ama benim nefes almam zorlasiyordu zaman arttikca.
"imkansizlari yasayabilmekmidir sevmek? yoksa severken imkansizmidir yasayabilmek" odemir asafin bu siiri aklima geldi. omceden sacma buldugum bu şiir simdi anlam bulmuştu. severken imkansizdi yasayabilmek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O, BENİM.
De Todohic asik olmayan insan yoktur. her insan ölmeden önce aşkı tadar . kimisine bu aci verir kimisine mutluluk ama bunu kendin secemezsin. peki ya irmaga acimi verecek? yoksa mutlulukmu ? haa bide son bisey daha : SEVDIGINIZ ADAM...