Oyuncu #2

Bölüm- 2: İşler Güçler

Oyun yükleniyordu. Karşımda alev efektiyle yazılmış bir Burning Souls II yazısı vardı. Biraz bekledikten sonra oyun açıldı.

Oyunu tam anlamıyla bildiğimden eğitimleri geçtim. Şimdi altımda sadece bir deri pantolon üstümde de sade bir beyaz ceket vardı. Sırtımda bir çanta bulunuyordu. İçine baktığımda üç tane değişik peksimet buldum. Yanında içi kırmızı sıvıyla dolu küçük bir şişe vardı. Son olarak beş tane altın bulunuyordu.

Önümde taşlarla yapılmış, bazı yerleri yosunlanmış bir yol vardı. Sağlı sollu marketler, pazarlar, evler vardı. Ben de üzerinde "Han & Taverna" yazısı bulunan iki katlı tahta binaya doğru yöneldim. Kapısını açınca bir çan çaldı. Karşımda yemek yapmakla meşgul olan bir oyuncu vardı. İsmine baktığımda mistik gibi bir anlam taşıyan "Myth" yazıyordu. 52. Seviye bir ejderha/büyücüydü. Sanırım meslek olarak işletmeciliği seçmişti. Zaten öyle olmasa bu dükkanı açamazdı. Kafasında bir şef şapkası vardı, üzerineyse beyaz bir gömlek giymişti.

- Hey, hoşgeldin! Yardımcı olabileceğim bir konu var mı?

- Konaklamak için yer arıyorum da, günlük ne kadar acaba?

- İki gün için bir altın alıyorum. Ne kadar kalmak istiyorsunuz?

Zaten normal hayatta bir işim veya benzeri önemli bir şeyim yoktu. Beni arayıp soran da olmayacağından bu oyunda mümkün olabildiğince kalacaktım.

- Bir ay kalacağım.

- Tamamdır. Normalde 15 altın ancak 13 altın yapabilirim.

- Tamam ancak oyuna yeni başladım. Siz beni Oyuncu ID'm ile kaydedin ki paranızı vermezsem şikayet edebilesiniz.

Oyuncu ID, bir çeşit kimlik numarası gibi bir şeydir. İnsanlar size ulaşmak, hediye yollamak, şikayet etmek için vs. için bu numarayı kullanırlar.

- Tamamdır, bu mümkün ancak 1 altın kapora vermeniz gerekli.

Onaylayıp kaporayı verdim. Cebimde 4 altın kalmıştı. Bunlarla da güzel bir ekipman dizip yaratık kesmeye karar verdim. Kapıdan çıkınca hemen karşımda bir eşya dükkanı vardı. İçeri girdiğimde resmen hayran kalmıştım. Her yer silahlarla, sopalarla, kalkan ve kılıçlarla kaplıydı. Bir kahraman için istediğiniz her silahı buradan tedarik edebilirdiniz. Ben de dükkan sahibine seslendim:

- Merhaba, acaba elinizde hiç orak bulunur mu?

Orak, ucu hilal şeklinde olan ve cadıların kullandığı bir silah çeşidiydi. Karşımda bulunan kahverengi ceketli, beyaz tişörtlü ve simsiyah saçlı kılıçlı/savaşçı "Soulvering",bana gülümsedi:

- Tabii ki, ne tür bir orak istersiniz? Hazırladan vereyim mi yoksa özel yapım mı olsun?

- Özel yapımların fiyatı ne kadar?

- İki ila üç altın arası değişiyor. Taşlı olanlar üç altın, taşsızlar ise iki altın.

- Tamam, ben taşsız bir özel yapım istiyorum.

Özel yapımlar, daha pahalı olmasına karşın daha iyi iş görürler. Demirci, bunu istediğiniz şekilde dizayn eder, malzemesine kadar kendiniz seçersiniz ve daha çok emek gösterildiğinden daha güçlü olurlar.

- Ben obsidyen taşından, bıçağın tutturulma yerinde bir ejderhanın ağzı olan ve iki kere suya batırılmış bıçakla yapılmış bir orak istiyorum. Ben yeni başladım, acaba bir indirim yapma şansınız var mı?

- İstersen taşlı yapabilirim ancak senin de bana bir kurt dışı getirmen lazım.

- Tamam, çok saolun. Yaratık çıkarma süresinde azalma taşı olsun.