에피소드 열한

203 27 10
                                    

  "Çok mu yakışıklı olmuşum?"

  "Aa şey.. olabilir?" Taehyung belimdeki kollarını biraz gevşetti. Çenesini omzuma koyup bekledi. Ben de kollarımı onun beline sardım.

  "Cidden çok yakışıklı olmuşsun.. dünyanın sekizinci harikası olabilir misin?" Kıkırdayınca  başımı göğsüne yasladım o da  bu sefer  çenesini kafama koydu. Bir süre öylece durduk.

  "Hadi gidelim." Elimi uzatıp tutmasını bekledim. Tuttuktan sonra girişteki dolaptan çantamı alıp kapıdan çıktık. Okula doğru yürürken Taehyung'la beraber olmamın doğru olup olmadığını düşündüm. Kang Dae'ye yaptığım gibi ona da zarar verecek miyim? Ya da Kang Dae'yi kafama taktığımda psikolojik olarak kendime verdiğim zararı tekrar verecek miyim? Eve gitmeyerek o kadını babamla yalnız bırakıp artı olarak ona da zarar verecek miyim? Taehyung'un yanındayken kendimi güvende, iyi hissediyor muyum? Kendime sorduğum bu sorulardan sadece sonuncusuna bir cevabım var sanırım. Hissetmediğim kadar güvende hissediyorum. 

  "Tae?"

  "Hm?"

  "Ben senin yanındayken mutlu oluyor musun? Ya da ne biliyim.. mutluysan da bundan emin misin? Birine onu sevdiğini söyleyecekken öldüren birine bir anda güvendin, hiç mi kafan karışmadı?" Taehyung tuttuğu elimi destek vermek istercesine sıktı.

  "Tereddüt bile etmedim. Kang Dae'yi bilerek öldürmedin. Ben buna inanıyorum. Peki sen? Sen neden bana küsken başın derde girdiğinde ilk bana geldin?"

  "Seni.. sevdiğim için." Benim lafımdan sonra hiç konuşmadan okula yürüdük. Geldiğimizde okulda topluluklar halinde bir kaç öğrenci grubu vardı. Okulun arkasına gittik. Taehyung, Kang Dae'yle beraber oturduğumuz banka değil de diğer banklardan birine yönelince onu durdurup Kang Dae'yle bereber oturduğumuz banka yönlendirdim. Eğer ciddi anlamda değişmek istiyorsam bazı şeylerin üstesinden gelmem lazım. 

  Kafamı Tae'nin omzuna yaslayıp gözlerimi kapattım. 

  "Kamp alanında kaldığımız süre boyunca eğlenmene bak. Böyle şeylerle aklını meşgul etme." Dediği şeye kafamı salladım.

  Müdürün yaptığı anonsla beraber başımı Taehyung'un omzundan kaldırıp okulun önüne doğru yürüdük. Geldiğimizde bomboş olan bahçe şimdi öğrenci kaynıyordu ve servisler öğrencileri kamp alanına götürmek için bekliyorlardı. Taehyung elimden tutup servise koşmaya başladı. Servisin birine binip herhangi bir yere oturdu. 

  "Müdürün binmemize dair bir şey söylediğini duydun mu?"

  "Sanırım hayır."

  "Niye bindik o zaman Tae? Ya disiplin suçu yersek?"

  "Sanmam." Parmağıyla bir yeri işaret etti. Önde iki kişi öpüşüyordu.. aşırı tutkulu bir şekilde. Kız olan diğerinin üstüne çıkmış kalçasını oynatıyordu. İğrençler. Bir saniye ya onlar.. Young Nam ve Soo Yun? Ne zaman yakınlaştılar bunlar? Taehyung'u dürtüp inmemiz için işaret yaptım. Ne dediğimi çok geçmeden anlayıp hızlıca servisten çıktık. Taehyung diğer servise koşup oradan bir yere oturdu. Ben de yanına gidip oturduğumda öğrenciler servislere binmeye başlamışlardı. Başımı Tae'nin omzuna tekrar yaslayıp gözlerimi kapattım. Arka sıralardan ses gelmesiyle gözlerimi açıp o tarafa baktım.

  "Kang Dae'yi unutup ne zaman Taehyung'un koynuna girdin sürtük?!" Önüme dönüp başımı tekrar Tae'nin omzuna yaslayıp gözlerimi kapattım. Taehyung çantasını karıştırıp aradığı şeyi bulduğunda bana seslendi.

  "Şarkı dinlemek ister misin?" Gözlerimi açmadan olumlu anlamda kafamı salladım. Taehyung kafasını yüzüme doğru yaklaştırıp kulaklığın tekini kulağıma yerleştirdi. Rahat uyuyabilmem için slow bir şarkı açıp başını benim başıma yasladı. Şarkının içinde barındırdığı hüzünle gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Taehyung, omzunu ıslatan göz yaşlarımı fark etmiş olacak ki kapattığı gözlerini açıp bana dönmesiyle bende ona baktım. Sol kolunu arkamdan belime dolayıp boşta kalan eliyle başımı omzuna yaslamamla yardım edip başını tekrar benim başıma yasladı. Sağ elini yanağıma koyup  göz yaşlarımı sildikten sonra yanağımı okşamaya başladı. 

  "Ağlama, söz veriyorum her şey yoluna girecek."

.

.

.

  Selam tatlı okuyucular, bölümü yazarken Fake Love çoktan çıktığından dolayı 1 hour loop dinliyordum. Medyaya koydum zaten klibi onu dinleyerek okumanızı tavsiye ederim. Sözlerinin anlamını bildiğimden dinlerken bir hüzünlendim. Bölüm biraz iç karartıcı oldu ama attığım son iki bölümden daha çok hoşuma gitti. Ve birkaç bölüm daha sınır koymamaya karar verdim çünkü okunmalar beklediğim gibi artmıyor. Okunma sınırı 85 olan bölüm 50 okunma şuan. Durumu siz düşünün. Bu yüzden erken attım zaten bölümü. Her neyse sizi seviyorum. Kendinize iyi bakın ponçiklerim💕💕

  하루 동안 행복하게 지내십시오 Artık her bölümde açıklamamdan sonra bunu yazmak istiyorum. Anlamı 'Stay happy for a day.'

I Don't Wanna Fall In Love With You || KTH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin