Taehyung'un gözlerine bakmaya devam ederken o göz odağını Soo Yun'a çevirmişti. Kafamı öne eğip gözlerime biriken göz yaşlarını gizlemeye çalıştım. Kang Dae'yi sevdiğimi, ona aşık olduğumu düşünürken Taehyung'un bana sırtını dönmesi niye bu kadar ağırıma gidiyor? Ben onu sevmeye çalışmadığım için benden intikam mı alıyor? Ya da birini sevmekten bu kadar kolay vazgeçebiliyor mu? Duyguları bu kadar değişken mi?
"Hwa Young? İyi misin güzelim? Bir revire git istersen hm?"
"Bazıları okula milleti ayartıp öldürmek için geliyor hocam. Bu sefer yapamayınca üzülmüştür." Soo Yun'un dediğine kulak asmayarak öğretmene teşekkür edip yerime oturdum.
"Soo Yun kes sesini! Evet çocuklar ilk kim gelmek ister?" Hiç kimse gönüllü olmamış olacak ki Bay Chung beni kaldırdı. Yerimden yavaşça kalkıp piyano taburesine oturdum. Ben çalarken sınıftaki herkes 'bazı sürtükler hariç' beni hayran hayran izliyorlardı. Çaldığım parça hüzünlü olduğundan daha fazla dayanamayıp kalktım. Çantamı alıp koşarak sınıftan çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Sadece kafamı rahatlatmak istiyordum. İnsanlar kafasını rahatlatmak için nereye gider? En iyi yer neresidir? Barlar. Çantamla yolda hem ağlayıp hem yürürken daha doğrusu bar ararken ilerideki tabelayı görmemle duraksadım. Eğer oraya gidersem nasıl biri olarak çıkabilirdim? Okuldakilerin dediği gibi bir sürtük olarak belki de. Adımlarımı hızlandırıp içeri girdim. Kim ne düşünürse düşünsün şuan iyi değildim. Rahatlamaya ihtiyacım vardı.
"En serti hangisiyse ondan ver!"
"Kim üzdü bu güzelliği?"
"Sadece işini yap ve en sertinden ver!"
"Birileri seni sinirlendirmiş. Peki en sertinden veriyorum o zaman sonra pişman olma?!"
"Sen ver. Pişman olup olmamam beni ilgilendirir." Adam önüme değişik renkte bir içki koydu. Hiç düşünmeden fondip yaptım. Tadı değişikti ama güzeldi. Barmene işaret yapıp bir tane daha istedim. Bir bardak iki bardak derken sayamadığım kadar bardak içki içmiştim. Yanıma oturan adamla tedirgin olup biraz yana kayınca adam bana dönüp göz kırptı.
"Yemem seni güzelim. Korkma. Gel azcık şöyle." Adam belimden tutup beni kendine yaklaştırmaya çalışırken ben ona direnmeye çalıştıkça belimi daha da sıkıyordu. Bileğimden tutup çıkışın yanındaki kapıya sürüklemeye başladı. Henüz tam olara saroş olmamıştım ama sanırım içki çok sert olduğu için adama fazla direnemiyordum. Birinin adama yumruk atmasıyla elim boşta kaldığı için düştüm. Yumruk atana baktığımda Young Nam'ı gördüm. Göz göze gelmemizle adamı bırakıp yanıma geldi. Beni kucağına alınca refleks olarak kollarımı boynuna doladım. Kafamı boynuna gömüp ağlamaya başladım.
"Young Nam! Neden herkes benden nefret ediyor? Taehyung beni seviyordu. Ben de onu sevmeye başlamıştım. Niye her şey yoluna girecekken rayından daha da fazla çıkmaya başladı? Taehyung'un hisleri niye bu kadar çabuk değişti ki?" Young Nam beni sokaktaki banklardan birine oturtup tekrar bana döndü.
"Benim yanımdayken o piçten bahsetmek zorunda mısın?! Ben de seni seviyorum Hwa Young! Beni niye fark etmiyorsun? Sevdiğin Taehyung kurtarsın seni!" Young Nam arkasını dönüp gitmeye başlamışken kafamı eğip konuşmaya çalıştım.
"Özür dilerim Young Nam.. seni sevemediğim için."
Kafamı geriye yaslayıp ayılmaya çalıştım. Ama aksine uykum geliyordu. Karşı kaldırımda ayak sesleri duyunca kafamı kaldırıp oradan gelen kız grubuna baktım. Soo Yun. Yüzüme gülümseme yerleşti ve onlara meydan okurcasına bakmaya başladım.
"Nasıl kurtuldun sürtük? Taehyung'un sana yardım edeceğini sanmıyorum."
"Nasıl kurtulduğum seni ilgilendirir mi?" Soo Yun iyice sinirlenmeye başlamıştı. Dişlerini sıktığı için kasılan çenesinden belli oluyordu. İçki yüzünden gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. Kafamı geriye atıp gözlerimi kapattım. Yutkunduğumda Soo Yun'dan gelen histerik kahkahayla kafamı kaldırmadan bende güldüm.
"Korktun mu Hwa Young? Sarhoşsun da zaten kim kurtarmaya gelecek bu sefer? Kang Dae mi? Ay pardon o ölmüştü değil mi? Sen öldürmüştün. Sevdiğim insanı benden bir kere aldın bir daha alamayacaksın! Taehyung benim! Anladın mı? Benim!" Banka yasladığım kafamı kaldırıp Soo Yun'un gözlerine baktım. Bana karşı kinden başka bir bok beslemiyordu.
Yanındaki kızlardan ikisi bana doğru gelmeye başladı. Direnmeyecektim, direnirsem onlardan korktuğumun göstergesi olurdu değil mi? Kızlar kollarımdan tutup ayağa kaldırdı. Ben sarhoşluktan kafamı kaldıramıyordum. Min Hee arkama geçip saçlarımdan sertçe tutarak öne ittirdi. Soo Yun yavaş adımlarla yanıma gelip çenemden tuttu.
"Taehyung benim!"
"Nereden senin oluyor? O çocuğun kalbi temiz. Senin gibi sürtükleri seveceğini mi düşünüyorsun?" Soo Yun kafasın havaya kaldırıp gözlerini yumdu. İki saniye sonra açıp yumruk yaptığı elini yüzüme geçirdi. Sürtük bir kızdan ne kadar sert bir yumruk bekleyebilirsiniz ki? Soo Yun'a karşı koymayıp birkaç kere daha yumruk atmasını bekledim. Ne kadar fazla dayak yersem o kadar masum sayılırım. Soo Yun yorulmaya başlayınca yanımdaki kızlara fark ettirmeden Soo Yun yaklaştığında bacağına çelme taktım. Güçsüz bir kıza karşı tüm gücümü kullanmamı beklemeyin. Soo Yun düşünce yanımdaki kızlar ve Min Hee beni bırakıp Soo Yun'un yanına koştular. Tabi hala sarhoşluğun etkisi geçmediğinden beni bıraktıkları an yere düştüm. Soo Yun sızlanmaya başladığı için Min Hee, Soo Yun'u ikna edip gittiler. Yerden zar zor kalkıp yalpalayarak yürümeye başladım. Bu halimle eve gidemezdim. Zaten uzun süredir gidemiyorum gittiğim gün nasıl bir kıyamet kopacak düşünmek bile istemiyorum. İleride Taehyung'un evini görmemle son çarem o olduğu için adımlarımı hızlandırmaya çalıştım. Evin önüne geldiğimde zile bastım. Açan olmayınca kapıyı yumruklamaya başladım.
"Taehyung! Lütfen aç kapıyı. Bir gün.. sadece bir gün daha evinde kalmama izin ver sonra istersen siktirip giderim hayatından, lütfen. Taehyung! İstersen okuldan kaydımı bile aldırırım. Sadece bir gün daha izin ver." İçeriden ayak sesleri gelince kafamı kapıdan çektim.
"Hwa Young!"
.
.
.
Beğendiniz mi bölüm sonunu? Yeterince uzun mu bölümler? 안녕!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Don't Wanna Fall In Love With You || KTH ✔
FanfictionUmarım sana aşık olmam Kim Taehyung.. . . . 2018.03.15