에피소드 세

361 50 21
                                    


  Gözlerimi açmamla giren ışıklar gözlerimi acıtırken ben hala bu işkenceyi kendime çektirmeye devam ediyordum. Gözlerimi kırpıştırıp etrafa bakınmaya başladım. Odamda değildim. Benim odamın depresif bir havası vardı. Bu oda aydınlık, duvarları beyaz, ve her yerde peluş oyuncaklar vardı. Burası kesinlikle benim odam değil. Dirseklerimi yatağa dayayıp destek alarak kalktım. Kapının açılmasıyla kafamı o tarafa çevirip geleni beklemeye başladım. Ben insan çıkmasını beklerken bir kukla çıktı.

"İyi misin noona?" Gülümseyip cevabımı bekleyen kuklaya baktım.

"İyiyim." Kapının arkasından bir kıkırdama geldi. Tae olduğu zaten açık değil mi? Peluş oyuncaklar falan.. çocuğun kalemliği bile kedili bir şey.

"Peki.. gelebilir miyim?"

"Tabi.." Taehyung önce kafasını uzattı. Odayı kontrol edip. İçeri girdi. Yavaş adımlarla gelmesi benden çekindiğinin göstergesiydi.

"Tae? Burası senin evin.. rahat olman gerekmez mi?"

"Ahh doğru." Gülümseyip sandalyeyi yatağa yakın bir tarafa çekip oturdu. Şöyle gülmesene aptal, hiç yardımcı olmuyorsun. İşim daha da zorlaşıyor.

"Hwa Young?"

"Hm?" Kafasında bana söyleceklerini tarttıktan sonra dudaklarını yalayıp gözlerime bakmaya başladı.

"Beni hiç mi sevemezsin? Yani şu Kang Dae denen çocuğu bir kenara bırakıp bana bir şans veremez misin?" Sorarcasına bakarken ben ne diyeceğimi düşünüyordum. Şey mi diyecektim. Sen Kang Dae'ye çok benziyorsun sana şans veremem çünkü o yaşıyorken ona deliler gibi aşıktım. Hayır bunu yaparsam onu daha fazla üzerim. Ahh sanırım bir cevap vermem gerekiyor. Kafam cidden çok karışık.

"Ü-üzgünüm Tae." Kafasını eğip düşünmeye başladı. Elimi dizlerine koyduğu ellerinin üzerine koydum. Anında kafasını kaldırıp gözlerime baktı.

"Aa şey sanırım o-okula geç kaldık. Sen hazırlan evdeyken belki değiştirmek istersin diye kıyafetlerinden almıştım. Ya-yani amacım dolabını karıştırmak değil kesinli- neyse sen hazırlan ben mutfakta bekliyorum." Arkasına bakamadan gidip kapıyı kapattı. Muhtemelen şuan kendine sövüyor çünkü kapının dışında tepinme sesleri geliyor. Ahh çok tatlısın.. of senin yüzünden duygularım allak bullak Taehyung!

Yataktan kalkıp odayı biraz daha incelemeye başladım. Her yer beyazdı. Sade bir odası vardı. Cam yere kadar uzanıyordu ve camla arasında yaklaşık iki metrelik bir mesafede masası vardı.  Masasını biraz daha kurcalamaya karar verdim. Kalemler kitaplar falan vardı doğal olarak, öğrenci sonuçta. Masasına biraz daha göz gezdirdiğimde üst rafında bir çerçeve dikkatimi çekti. Sade bir çerçeveydi. Fotoğrafta iki yetişkin bir çocuk vardı. Kim olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Annesi, babası ve Taehyung.

  "Hwa Young hazır mısın?"

  "Şey.. hayır. Giyiniyorum. Lavaboyu kullanabilir miyim?"

  "Tabi." Çerçeveyi bırakıp lavaboya girdim. Dudaklarımın rengi fazla hoşuma gitmediğinden pembe renkte bir ruj sürüp çıktım. Tae'nin getirdiği kıyafetlere baktım. Cidden güzel tarzı var.

  Kıyafetleri giyinip mutfağa geçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Kıyafetleri giyinip mutfağa geçtim. Taehyung kahvaltı hazırlıyordu. Masa zaten yeterince doluydu üstüne bir de hala bir şeyler pişiriyor.

  "Biz geç kalmıyor muyduk? Niye bu kadar fazla şey hazırladın?"

  "Şey aç olabilirsin diye düşündüm. Hepsini yemek zorunda değilsin."

  "Peki." Sandalyeye oturup yemeye başladım. Bir süre sonra Taehyung'un yemediğini ve öylece ayakta dikildiğini fark ettim. 

  "Taehyung?"

  "Hm?" Göz devirip tekrar ona baktım.

  "Rahat olur musun? Burası senin evin asıl benim diken üstünde durmam lazım."

  "Daha önce hiçbir kızı evime davet etmedim. O yüzden rahatsız olur musun bilmiyorum." Cidden mi? Yaa çok sevimli.. ay ne diyorum ya ben?! 

  "Anladım. Ama cidden rahat olabilirsin. Yabancı değilim, arkadaşınım." Üzgünüm Tae ama bunu demek zorundaydım. Daha fazla üzülmemen için şimdilik birazcık seni kendimden soğutmam lazım.

  "Arkadaş.. p-peki arkadaşım." Kafamı eğip yutkundum. Onu üzmek istemiyorum. Ne vardı başkasını sevseydin? Okulda benden daha güzel onlarca kız var. Ben fark edilmiyorum bile. 

  "Ben arkadaş olmak istemiyorum.. ben seni seviyorum. Hwa Young, lütfen deneyemez misin en azından? Burada ne kadar acı çektiğimi görmüyor musun?" Kafamı aşağı eğip parmaklarımla oynamaya başladım.

  "Peki, senin istediğin olsun. Gidebilirsin.. artık senden vazgeçmeye çalışacağım."


I Don't Wanna Fall In Love With You || KTH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin