마지막 에피소드

290 18 97
                                    

Başlık 'FİNAL' anlamına geliyor bebeklerim. Üzgünüm ama kitabı devam ettiremiyorum 🙀🙀

Taehyung'u ittirmeye çalıştım ama olmadı doğal olarak. Başımı göğsüne koyup iki elimi de yumruk yapıp başımın iki yanına koydum.

"Taehyung-ah herkes bize bakıyor.. kalkabilir miyim?" Taehyung belimden tutup kendine iyice yapıştırınca birden başımı kaldırıp Taehyung'a baktım.

"Hwa Young? Benimle yaşamanı istiyorum."

"Tae zaten seninle yaşıyorum?" Taehyung göz devirip belimdeki ellerini yanaklarıma yerleştirdi.

"Evinden eşyalarını alalım, benim yanıma gel. Her zaman beraber olalım?"

Kötü bir teklif değildi, hem de hiç değildi. Annemle yaşarken sürekli evde kavgalar olurdu. Annemin eve içmiş bir şekilde gelip kenarda köşede sızmasına dayanamıyordum. Babamı ne kadar sevsemde anneme boyun eğmesine katlanamıyordum. Taehyung'un yanındayken hiç olmadığım kadar mutluydum.

"Olur. Ama şey.. annem evdeyse eşyalarımı alamam." Taehyung bir şeyler düşünüp konuşmak için dudaklarını araladı.

"Eve girince odana koşup kapıyı kilitlersin. Eşyalarını da camdan atarsın bana zaten ilk katta oturuyorsunuz." Dedikleri mantıklı geldiğinden başımla aşağı yukarı salladım. Taehyung ellerini serbest bırakınca kucağından kalktım ama keşke kalkmasaydım. Kalkmaya çalışırken inleyince arkamızdan geçenler bize bakınca yüzümü kapatıp Taehyung'un omzuna vurdum. Kahkaha atmaya başladı.

"Ya! Taehyung niye gülüyorsun?"

"Çok şekersin." Ayağa kalkıp Taehyung'u da kaldırdım.

"Hadi daha fazla rezil olmadan gidelim." Elimden tutup ayağa kalktı.

"Hadi eşyalarını toplayalım güzelim." İkimizde gülümsedik. Ramenleri toplayıp çöpe attık. Eve doğru yürüken Kang Dae'nin ölümünden bu yana ne yaşadığımı düşündüm. Taehyung hayatıma girdikten sonra onun da yanımda olmasıyla destek olmasıyla kendimi güvende hissediyordum.

"Ben camın önünde bekliyorum. Sen eşyalarını topla." Başımla Taehyung'u onayladım ve yavaşça kapıyı açıp içeri geçtim. Arkamdan kapıyı kapatırken uzun süredir görmediğim ve uzun bir süre daha görmek istemediğim annemin (!) sesini duydum.

"Hwa Young! Sen buralara uğrar mıydın? Evin yolunu unuttuğunu sanmıştık."

"Sanmıştık?"

"Babanı ne kadar korkuttuğundan haberin var mı sürtük?"

"Bana sürtük demeyi kes! Ne zaman babamı düşünür oldun? Evde ancak başka bir taraflarını büyütüp babamın kazandığı parayı kıçımın kenarı şeyler için harcıyordun. Şimdi geçmiş karşıma bana hesap soruyorsun." Annem yanıma yaklaşmaya başladıkça ben geriye gidiyordum. Koridorun hizasına gelince sehpanın üzerindeki vazo yere fırlatıp odama doğru koşmaya başladım. Kapıyı kilitledikten sonra valizimi çıkarıp sıklıkla giydiğim eşyalarımı, sevdiğim peluş oyuncaklarımı ve unutmadan Taehyung'un o gün ahşap eve gittiğimde vermiş olduğu peluşu valize koyup aşağıda beni bekleyen Taehyung'a fırlattım. Dolabın arka taraflarına sakladığım sarı sprey boyayı alıp duvara 'Canınız Cehenneme!' yazıp sprey boyayı odanın bir köşesine fırlattıktan sonra kapının kilidini açıp ben de camdan atladım.

"Ne yaptın?"

"Annem olacak kadına not bıraktım." Taehyung bana sorarcasına bakınca göz devirdim.

"Canınız cehenneme yazdım." Taehyung gözlerimin içine öyle bir baktı ki kızacak sandım ama kare gülümsemesini bana bahşettikten sonra dudaklarını yaladı.

"İyi yapmışsın bebeğim."

"Beni sakın bırakma tamam mı?" Taehyung beni başıyla onayladı.

"Seni seviyorum meleğim."

Taehyung başımı kolunun arasına sıkıştırıp yürümeye başladı. Sanırım hayatımın en mutlu gününü yaşıyordum.

.

.

.

Eveeet.. bir kitabın daha sonuna geldik. Bir kitaptan beklediğiniz şeyleri bu kitap karşılamıştır umarım. Okunmalar çok az olsa da kurguya kıyamadığımdan silmedim. Hem ileride baktığımda ben böyle şeyler mi yazmışım, okuyucular da bana böyle yorumlae mı yapmış diyebileceğim bir kitap bulunsun istedim. Desteğini esirgemeyen, oy vermese de okuyan herkese teşekkür ederim. Sizi seviyorum.
하루 동안 행복하게 지내십시오
😙😙


I Don't Wanna Fall In Love With You || KTH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin