Ayaklanıp çantamı aldım. Cidden üzgünüm Taehyung. Ona bir kez daha baktıktan sonra kapıyı açıp kendimi dışarı attım. Lanet olsun ağlamak istemiyorum. Benim hayatım niye bir kere olsun yolunda gitmiyor. Veya o şans ya da umut denilen şey niye hep beni değil de başkasını buluyor.
Ayrımdan okul tarafına değil de sola dönüp ne zaman daralsam gittiğim yere yönlendirdim adımlarımı. Herkesin gittiği gibi Han Nehrine falan gitmeyecektim. Büyük annemin ölmeden önce bana anahtarını verdiği küçük bir ahşaptan ev vardı. Bunu bana verirken aşık olduğum kişiyi buraya getirmemi söylemişti. Kang Dae'yi buraya çağırmıştım. Ve yangından dolayı ev şuan evden çok harabe gibi duruyordu. Kırık kapıyı gıcırtıyla açıp içeri baktım. İç çekip diğer insanların yüzüne bile bakmadan geçeceği eve girdim. Koltuğa oturup dizlerimi kendime çektim. Çantamdan şu Kang Dae'ye olan hislerimi yazdığım defteri çıkarıp yazmaya başladım. Yazdıklarım başta Kang Dae ile ilgili olsa da sonlara doğru Taehyung'a kaymıştı. Yarım saat sonra uyku bastırmaya ve karnım da acıkmaya başladı. Açlığı bastırmanın en iyi yolu uyumak. O yüzden pek rahat olmayan koltuğa kıvrılıp uyumayı denedim.
.
Uyandığımda sabah olmuştu. Çantamdan telefonu almak için kaltığımda sehpanın üzerinde bir poşetle yanında peluş ve üzerine iliştirilmiş not vardı.
Seni düşündüğümden koymadım bu yemekleri. Sadece normal bir insan gibi vicdanım rahat etmedi. Eğer birkaç gün burada kalacaksan bu peluşa sarılabilirsin. Orman biraz ürkütücü gözüküyor.. ha bu arada kesinlikle sapık gibi seni takip etmedim, arkadaşın söyledi burada olabileceğini.. afiyet olsun. -TaeTae
İyide benim hiç arkadaşım yok ki. Olsa da buraya getirmem, kısacası Taehyung sapık gibi beni takip etmiş. Bu çocuk niye böyle ya. Sehpaya koyduğu peluşu aldım. Çok tatlı duruyordu. Peluşu koltuğa koyup yemek poşetini aldım. İçinde bolca haşlanmış mandu vardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yemeğin görüntüsünü merak edenler için koydum.
Yemeği kabından çıkarıp sehpaya koyduktan sonra yemeye başladım. Telefonum çalınca yemeyi bırakıp çantamda ısrarla çalan telefonuma baktım annem arıyordu. Meşgule atıp telefonu koltuğa koydum ve yarım kalan yemeğime döndüm. Çok geçmeden mesaj geldi.
"Sana meşgule alma iznini kim verdi sürtük! Aç şu lanet telefonu!" Telefonu iyice kavrayıp ben de mesaj attım.
"Sana annemmiş gibi beni sorgulama iznini kim verdi." Gönder tuşuna basıp kalan yemeğimi de bitirdim. Poşeti toplayıp çöpe attıktan sonra telefonumu ve Taehyung'un verdiği peluşu çantama koydum. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Yağmur çiselemeye başlamıştı. Aldırış etmeden yürümeye başladım. Hava karanlıktı. Daha yeni yeni güneş doğmaya başlamıştı. Bir an önce eve gidip kıyafetlerimi değiştirdikten sonra okula gitmeyi planlıyordum. Adımlarımı hızlandırıp eve yaklaşınca yavaşladım. Sessizce kapıyı açıp odama gittim. Kapıyı kilitlediğime emin olduktan sonra çantamı bir kenara fırlatıp dolaptan kıyafet bakınmaya başladım. T-shirt ve eteğimi giyip hava yağmurlu olduğu için de ceketimi giyinip sessizce kapıya doğru ilerlemeye başladım. O mesajdan sonra dayak yiyebilirdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Annemden korkmuyorum ama boş yere dayak yemeyi kim ister ki? Kapıya yaklaşmışken saçımın çekilmesiyle annemin geldiğini anladım. Dirseğimi karnına geçirip kapıdan hızlıca çıktım. Okula doğru koşmaya başlamışken Karşıdan Tae'yi görmemle yan taraftaki markete girdim. Niye kaçtığımı bilmiyorum ama sanırım vereceği tepkiden bana karşı sergileyeceği davranıştan korkuyorum. Markette sütlerin olduğu reyona gidip çilekli süt aramaya başladım. En üst rafta görmemle yüzüm asıldı. Ben 1,58 boyumla oraya nasıl yetişeyim. Denemekten zarar gelmez. İki üç kez zıplayıp yetişmeye çalıştım ama tabii ki yetişemedim. Vazgeçip dönmemle dizilerdeki gibi Tae'nin dibinde buldum kendimi. Direkt gözlerime bakıyordu. Gözlerimi kaçırıp ellerimle göğsünden itmeyi denedim. Milim kıpırdamadı ya çıldıracağım.
"Tae? Biraz uzaklaşır mısın?" Daha da dibime sokulup bir eliyle bileğimden tutup diğer eliyle de belimi kavradı.
"Niyeymiş o?!"
Vay anasını beğendiniz mi bölümü?? Hep aynı şeyleri söylüyorum farkındayım ama hikaye nasıl gidiyor? Eklememi istediğiniz üye varsa (başka K-Pop grubundan. Çünkü hikayelerde hep bir tane üyeyi kullanmak istiyorum.) söyleyin. 안녕!!
