28 MART 2010

121 13 3
                                    


  Bahçedeki süs havuzunun içine yapmaya çalıştığım gemiyi bıraktım ama yüzmedi, çünkü babamın nasıl yaptığını bir türlü hatırlayamadım. Oflayıp ıslanan kağıdı aldım ve kenara koydum. Bir şeyler yemek için eve doğru ilerledim ve Bülent amcayı gördüm. Gülümsedim, o buradaysa babam da evdedir. İlerlediğim sırada babamı değil, Bülent amcayı kendine çekip öpmeye başlayan annemi gördüm. Donup kalmıştım. Geri adım attığım sırada bir şeye takılmış olmalıyım ki, kalçamın üstüne düştüm. Ne olduğunu anlamayan bir yüz ifadesiyle bana bakan annem birkaç adım geri çekildi ve bana döndü. "Eylül..." diye başlamıştı ki bir şey demeden ayağa kalktım. Bülent amcaya baktım ama o utanmaktan çok yakalandığı için rahatsız olmuş bir ifadeyle bana bakıyordu. Merdivenlere ilerlediğim sırada "Eylül hemen buraya gel, gördüğün gibi değil." Gördüğümden farklı ne olabilirdi ki? Onu ayık halde çok nadir görüyorduk ve o zamanlarda da bu adamla mıydı? Babamın ortağıyla. Başımı iki yana sallayıp hızlıca odama girdim ve kapıyı arkamdan sertçe kapattım. Şimdi ne yapacaktım? Babama söylemeli miyim? Tabi ki söylemeliyim. Kapı açıldığında arkamı döndüm. Annem kapıyı usulca kapattı ve yanıma yaklaştı. "Çık odamdan seni görmek istemiyorum." Derin bir nefes verdi ve elini omzuma koydu. Anında elini ittim. "Bu işi umarım zorlaştırmazsın. Güzelce konuşalım." dedi. "Gördüğüm her şeyi babama söyleyeceğim. Benimle değil onunla konuş." dedim sesimi yükselterek.

Eliyle yüzümü sert bir şekilde kavradı ve iyice yaklaşıp "Eğer babana bir şey söylersen seni mahvederim. Anladın mı?" Beni itti ve ukala bir şekilde üzerini düzeltip odadan çıktı. Bu nasıl olabilir? Yatağıma oturdum ve ağlamaya başladım.

Saatler sonra yardımcımız Sevim teyze beni yemeğe çağırdı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Aşağıya indiğimde herkes masadaydı. Babam Burak'ı her zamanki gibi yanına oturtmuştu ve Burak ona kreşte öğrendiği şarkıyı söylemeye çalışıyordu. Babam bunu komik bulmuş olsa gerek ki gülüyordu. Annem gözlerimin içine bakıyordu. Bakışlarımı indirip her zamanki oturduğum sandalyeye oturdum. Babam beni fark edince uzanıp saçlarımı karıştırdı. Gülmeye çalıştım ama pek beceremedim. Yemeklerimizi yerken "Bu akşam sessizsin. " dedi gülerek. Anneme baktım, bana uyarı dolu bir şekilde bakıyordu. "Bugün birlikte spora gittik, o yüzden yorgun biraz." Babam şaşırdı. "Birlikte mi gittiniz?"

Şaşırması normaldi çünkü annem genelde ya içerdi ya da o arkadaşlarıyla dışarıda olurdu. Ama artık o beğenmediğim arkadaşlarıyla olduğundan bile şüpheliyim. Acaba dışarıda olduğu zamanlar o adamla birlikte miydi? Annemin gereksiz neşeli sesi beni daldığım düşüncelerden sıyırdı. "Aşk olsun, anne-kız bir şeyler yapmamız bu kadar mı şaşırtıcı?" Babam hala şaşkın görünüyordu ama gözlerinde sevinç olduğu belliydi. Sanırım normalleşmeye başladığını düşünüyordu. Kendimi bildim bileli hep sorunluydu. Babam onun iyileşmesi için elinden geleni yaptı. Hatta Burak'a hamile olduğu süre içinde bile içiyordu. Bebeğe zarar verebileceği için yasaklanmıştı ama içkiyi bırakmak yerine Burak'ı aldırmaya çalışmıştı. O aralar babam hep onunla ilgilendi, işe çok nadir gidiyordu. Aylar sonra Burak doğmuştu ve her şey çok güzel gidiyordu. Ta ki tekrar içmeye başlayana kadar. Evde sürekli kavga hakimdi. Annem sürekli başını belaya sokuyordu ve babam da arkasını toplamaya çalışıyordu. Yıllar böyle geçip gitti. O gün babamın gözündeki o sevinç beni durdurmuştu ama bunu kabullenme niyetinde değildim. O gece annemle bir anlaşma yaptık. Eğer o adamla görüşmeye devam etmezse gördüklerimi babama söylemeyecektim.

Ve o devam etti.  

.

REVENGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin