chapter five

1.2K 122 48
                                    

yeni bölüme hojgeldiniz
iyi okumalar güzel okurum.

kelime sayısı: 513

"Biliyorum. Bunun hakkında ne yapabilirsin ki? Sende bana göre züppe, ne istediğini bilmeyen bir oyuncusun." deyip gülümsedim.

Tamam belki biraz onu bozmuş olabilirdim. Ama haketmişti değil mi?

"Kanka annemler bizi Ilıcalı'ya bırakacaklarmış."
"Niye be?"
"Denize girmemiz için." kafamı anladığımı belli eder bir şekilde salladım.
"Murat sende bizimle gelmek ister misin?" biz böyle Türkçe konuşurken Noah'lar bize 'ne diyo bunlar lan' bakışı atıyorlardı.

"Olur kanka gelirim bende."

Millie'ye döndüm ve durumu ingilizce bir şekilde açıkladım. Millie'ye bakarak açıkladım. Noah'a değil.

Birkaç dakika daha durup kalkmıştık.
Otele gelince Noah'lar da denize gittiler. Ama bizimle aynı denize değil.
Anlarsınız ya.. onlar halk plajında ne yapsın?


"KANKA YANIYOR BASTIRMA AMK!"
"Özür dilerim kanka da..sende öyle bir yanmışsın ki yani!" Faruk'un sırtına yoğurt sürerken havuz başında Sude'yi bekliyorduk.

Aceleyle gidip giyinmiş, daha sonra da bir yere gitmişti.

Furkan kenarda bizi izleyerek gülerken diğer taraftanda Faruk'un fotoğrafını çekiyordu.
Hayır yani hangi gerizekalı güneş gözlüğüyle güneşlenmeye yatar ki? İzi kalacağı belliydi.

Telefonuma gelen mesaj sesiyle yoğurdu bir kenara bıraktım ve ellerimi ıslak mendille temizledim.
Telefonun kilidini açar açmaz da mesajlara girdim.
Sude malı: kanfks kpş öltürum amkh çfabuk yarıdm et bama evdeim
Gece: niye düzgün yazamıyorsun anlamaya çalışıyorum kaç dakikadır
Gece: lan yoksa yine mi kolonya içtin?!
Gece: Sude seni bir daha komşunun çöpünden toplamak istemiyorum
Sude malı: çpk konultın gel çbauk

Telefonumu kapattım ve Faruk ile Furkan'a bir şey demeden Sudeler'e koştum.
Kapıyı çaldığımda "ANAHTAR PASPASIN ALTINDA!" diye seslenen Sude sayesinde son anda içeri girebildim.

"NERDESİN?"
"Burdayım." Sude'nin odasına gittiğimde gördüğüm manzaraya gülmemek için kendimi gerçekten zor tutuyordum.
Yerde yatan Sude..üstünde dap daracık bir kot. Ve kotun yırtılan bazı yerleri.

"NAPTIN LAN SEN?"
"Kanka ya şey..Finn ile ben dondurma yemeye gittik de..güzel olayım diye dar kotumu giydim. Giydim ama çıkaramadım. Her şeyi denedim bir ara felç oldum zannettim bacaklarımı kıpırdatamıyorum şu an."

Ben kahkahalarımı salarken Sude hala yerde kıvranıyordu.
En sonunda toparlanıp elime makası aldım ve hiç tereddüt etmeden kesiverdim.

Sude'nin bacaklarının bazı yerleri mordu.
Tanrım bu çok ciddi bir durumdu!

Hemen Faruk ile Furkan'a haber verip Furkan'ın ablasının arabasıyla gelip bizi hastaneye götürmelerini rica ettim.

Yaklaşık 10 dakika sonra araba geldi. Kapı çalınca koşa koşa kapıyı açtım.
Furkan sanki ne yapacağını biliyormuş gibi direk Sude'nin odasına gidip onu kucağına aldı ve dışarı çıkardı.

Dışarı adımımı attığım an Noah'ı görünce bir duraksadım.
"Ne yapıyorsun burda?"
"Seni arıyordum."
"Beni takip mi ettin?"
"Evet." bu çok ani olmuştu. İnsan bi konuyu çevirmeye çalışır.
"Niye geldin?"
"Seninle konuşmak için."
"İşim var. Sonra konuşuruz."
Adımımı yine attığım an kolumdan tutup engelledi.

Yavaşça ona döndüm. "Ne?"
"Seni kırdım biliyorum. Ama ciddi değildim."
"Bak arkadaşımın durumu ciddi. Gitmem ger-"
"Ben de geleceğim."

Göz devirip arabaya bindim. Bunu düşünmek için zamanım yoktu. Bu kişi Noah Schnapp olsa bile.

Arabaya o da binince Furkan'ın ablası Ceyda abla arabayı çalıştırdı.

Yol boyunca herkes sessizdi. Sadece bir ara Noah'nın kendi kendine mırıldandığını duydum. Sanırım şöyle bir şeydi "Bekle, sadece bekle. Benim için."

Bu çocuk kafamı karıştırmaya devam ederse kafam karışmasın diye kendim bizzat ellerimle kafamı kıracaktım.

bölüm sonu

//-//-//-//-//-//-//-//-//-//

selams son iki sınav sonra da parti

Just Hold On For Me // Noah Schnapp Fan-Fic 🍕Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin