part seven; from taehyung

16.3K 1.2K 213
                                    

part seven; from taehyung

Taehyung;

"Hadi ama bebeğim! Ye şu iki lokmayı sonra ne istiyorsan yapacağım!"

Hoseok hınzır bir şekilde gülerken gözlerimi devirdim.

"Her şey mi?" Dedi gözlerini kısıp, çakal bir sırıtış sunarak.

"Senden korkuyorum ama evet." Dedim mamalardan birini daha ağzına verirken.

Ağzı doluyken gözlerime sinsi bir şekilde bakarak konuşmaya başladı. "Jongkook'o godolom."

"Ah, Hobie, daha iki gün önce onda kalmıştın."

Ağzındaki lokmayı yutarak konuşmaya devam etti. "Onu seviyorum."

Kaşlarımı masum bir şekle sokarak ona baktım. "Seni de seviyorum Taehyungie ama Kookie'yi özledim ben~"

"Beni üzüyorsun ama~" Dedim dudaklarımı büzerek.

"Üzülme sen Taehyungie, yerim ben seni." Diyerek sandalyesinde ayağa kalkıp üstüme zıpladı. Onu zorla tutarak kucağıma oturtunca yanaklarımı sıkmaya başladı.

"Tamam, tamam, şu son kalanı ye, sonra Kookie ile konuşurum ben."

"Yaa, seni yerim ben, yerim yerim." Dedi ve bu sefer yanağımı ısırmaya çalıştı.

"Tamam, sakin ol Hobie. Beni yeme. Beni yersen biterim ve Kookie'ye gidemezsin."

"Ne?! Şaka yapmıştım ben!" Diyerek ısırmaya çalıştığı yeri okşadı. Ardından ona son parçayı da yedirerek Hoseok'u kucağımdan indirdim.

Evin içinde ellerini çırparak koşuştururken masayı topluyordum.

"Kookie, Kookie, Kookie..." gözlerimi devirdim ve güldüm onun bu haline. Tüm evi turlayıp mutfağa geri döndüğünde yemeğini yanağında sakladığını gördüm.

"Hoseok? Yemeğini yutmadın mı daha?"

Ellerini arkada birleştirerek sallanmaya başladı. "Yoo, nerden çıktı?" Bu sırada gözleri etrafta dolaşıyordu.

"Yanağına ne oldu senin, bakayım." Diyerek eğildiğimde hayran kaldığım kahkahasını atarak salona koşmaya başladı.

"Sahip beni yakaladı!" Diye bağırıyordu bu sırada.

"Hoseok, yemeği yutmazsan Kookie'ye gidemeyiz bebeğim. Yoksa senin o tombik yanaklarından nasıl öpecek, değil mi?"

Hoseok yerinde durdu ve yemeğini hızlıca çiğneyip yuttu. Kook'u resmen tehdit aracı olarak kullanıyordum.

"Bitirdim Taehyungie~" Diyerek ne ara eline aldığını bilmediğim telefonumu bana uzattı.

"Şimdi bize çok kızacak."

"Hadi TaeTae!"

Hoseok'un bana takma ad takıp öyle seslenmesinden hoşlanıyordum. Bunun farkında olmalıydı ki sürekli bana öyle sesleniyordu. Ya da kendisi de seviyordu. Bilmiyorum.

Kook telefonu açtığında Hobie'yi ona bırakmak için yalvardım ve işim olduğunu söyledim. Ama kendisi de bir kedi çocuğa sahip olduğunu söyleyince çıldırmamak mümkün mü? Özellikle benseniz? Tabii ki hayır. Onlara gitmek için yalvardım. Catboyların birbirinden hoşlanmadıkları hakkında bir şeyler geveliyordu ağzında fakat pek de dinlemedim çünkü Hoseok'un yaramazlıklarına kızmakla meşguldüm.

En sonunda kabul ettiğini falan söyleyince evin içinde anlamsızca koşuşturmaya başladım Hobie ile. Ona Kookie'ye gideceğimizi söyledim. Ama tabii ki kardeşimin küçük catboy'unun orada olduğunu söylemedim. Yoksa gerçekten kötü şeyler olabilirdi.

catmin +jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin