part thirteen; birthday

12.4K 1K 468
                                    

part thirteen; birthday

3 Ay Sonra;

"Ah, Hobie! Hoşgeldin!" Jungkook kapıyı açar açmaz karşılarında beliren Hoseok'un üstüne atlamıştı Jimin.

Taehyung ve Jungkook aynı anda göz devirerek birbirlerine baktılar. Ardından hala sarılmakta olan küçüklere çevirdiler bakışlarını.

"Ne gördüğüme inanamazsın Minnie!" Hoseok uzun zamandır Jimin'e böyle sesleniyordu."Kocaman bir canavar vardı! Taehyungie beni kurtarmasaydı ölecektim!"

Jimin gözlerini büyütürken Taehyung devirdi. "Tanrı aşkına, Hoseok o sadece bir köpekti. Ayrıca seninle oyun oynamak istediği için peşinden koştu!"

Jungkook buna gülerken Hoseok da elini 'tabi tabi' anlamında aşağı yukarı sallayarak Jimin'den ayrıldı.

Ardından Jungkook'un yanına giderek bacağına sarıldı. "Sana daha fazla küsemeyeceğim Kookie."

Jungkook onu kucağına alırken Jimin de kollarını kavuşturdu ve homurdanmaya başladı.

"Doğum günü çocuğu benim, Kookie gelmiş Hoseok'a sarılıyor. Sevmiyor ki beni. Bana bir kere sarılsa ölecek zaten hep Hobie hep Hobie yeter ne-"

Sözünü tamamlayamadan Taehyung onu kucağına aldı ve hafifçe gülümsedi. "Taehyung seni seviyor."

Jimin de gülümseyerek tekrarladı. "Taehyung beni seviyor." Jungkook'a bakıp dil çıkardı ve Taehyung'un boynuna sarıldı.

Dördü birlikte salona geçip oturduklarında, Jungkook bir şey söylemek için ağzını açmışken kapı çaldı.

Jimin bir çığlık kopardı ve hızlıca Taehyung'un kucağından inerek kapıya koştu. "Baekhyun hyung ve Chanyeol hyung geldi!"

Jungkook kapının yanına geldiğinde derin bir nefes aldı. İlk başta Baek ve Chan'i Jimin ile tanıştırmak istememişti çünkü Jimin'e kötü örnek olabilirlerdi.

Sürekli öpüşüp duran bir çiftin küçük bir çocuğa iyi örnek olmasını beklenemezdi.

İki dakika rahat durmuyor, fırsat buldukları anda birbirlerine koşuyorlardı.

Jungkook Jimin'i kapıdan uzaklaştırdı çünkü karşılaşacağı manzarayı az çok tahmin edebiliyordu. Kapıyı hafifçe aralayarak dışarı baktığında tahmininden hiç farkı yoktu karşısındaki manzaranın. Jungkook vakit kaybetmeden ikisinin de ensesine bir tane geçirerek ona bakmalarını sağladı.

"Ne yapıyorsunuz lan siz! Koridordasınız sizi salaklar."

"Ah, dostum. Uzun süre kapıyı aç açmayınca düşündük ki-"

"İki saniye lan, iki saniye! Sadece iki saniye sürdü kapıyı açmam!"

"Sence kısa bir süre mi Kook? O sürede biz kaç kez-"

"Ah, Chanyeol Hyung!" Jimin koşarak Chanyeol'un bacağına sarıldığında, genç gülümsedi.

"Vay canına, Jiminie, kocaman adam olmuşsun!" bunu söyleyen Baekhyun'a tuhaf bir bakış attı Jungkook.

"İçeri geçebilir miyiz artık?"

Jimin içeri koşarken Jungkook arkadaşlarına baktı. "Eğer Jimin'in önünde birbirinize dokunduğunuzu görürsem o dudaklarınızı koparırım bir daha öpüşemesiniz." fısıldayarak söylediğinde ikisi aynı anda ellerini havaya kaldırdı.

"Tamam Kook, abartıyorsun."

"Abartıyor mu- Siz neyin kafasındasınız acaba? Gözleriniz kesiştiği anda öpüşmeye başlıyorsunuz a-"

"Sakin ol Kook, kendimizi tutarız kanka." Chanyeol elini Jungkook'un omzuna koyarak bunu söylediğinde Baekhyun da kendi elini sevgilisinin omzuna koydu.

"Emin misin sevgilim?"

Chanyeol dudağını ısırdı ve ardından ağzını açtı. "Hayır."

Bir öpüşme seansı daha gerçekleşmeden önce Jungkook Chanyeol'u ensesinden tutarak Baekhyun'dan uzaklaştırdı ve salona sürükledi.

"Ah, selam Tae Hyung!" Jungkook onu sürüklerken konuşmuştu Chanyeol. Baekhyun da tatlı bir tebessümle selam verdi ve Jungkook'un Chanyeol'u koyduğu koltuğa oturdu.

"Şimdi... Yoongi'yi çağırmam gerek yok. Namjoon birazdan gelecek zaten. O da gelince tam olacağız." diye mırıldanırken Jimin ona baktı.

Ardından Hoseok ile en hızlı el sıkışma oyununa devam etti. El sıkışmayı çok sevmişti.

***

"Dilek tuttun mu bebeğim?"

Jimin başını evet anlamında salladıktan sonra Hoseok ile birlikte pastanın üstündeki üç mumu üflediler. Jimin kıkırdarken Hoseok el çırparak Jimin'i sarıldı.

"İyi ki doğdun Minnie!" Jimin arkadaşının sarılışı karşılık verirken gördüğü manzarayla dondu kaldı.

Chanyeol ve Baekhyun, Yun'ın ona yaptığı şeyi yapıyorlardı. Jimin gözlerini kocaman açarak onları izlerken Jungkook Jimin'e döndü.

Ve izlediği şeyi gördü.

Koşarak yanına gitti ve onu kucağına aldı Hoseok'tan ayırarak. Gözlerimi tek eliyle kapatırken dudağını ısırdı ve gözlerini yumdu. Jimin ise ağzı hala aralık, gördüğü manzarayı anlamlandırmaya çalışıyordu.

Chanyeol ve Baekhyun sonunda ayrıldıklarında, Jungkook onlara bir küfür çekti. Chanyeol dudaklarını birbirine bastırarak benim suçum değil anlamında bir bakış atarken Baekhyun umursamamıştı.

Jimin Jungkook'un kulağına fısıldadı. "Ne yapıyorlardı?"

"Bebeğim, onlar sadece... Birbirlerini sevdikleri için... Öyle yapıyorlar..."

Jimşn gözlerini tekrar büyüttü. "Ama ben Yun'ı sevmiyordum."

Bu cümleyle Jungkook önce kaşlarını çattı sonra gözlerini sonuna kadar açtı.

Jimin ise elleriyle ağzını kapattı. Söylememeliydi. Yun ona çok kızacaktı.

"O seni öptü mü Jimin!"

Jimin'i gözleri alışıldık şekilde dolarken sertçe dudağını ısırdı ve başını hızlıca iki yana salladı.

"Jimin, doğruyu söyle. O seni öptü mü?"

"Kookie, lütfen konuşmayalım. Doğum günümde olmaz."

Jungkook gözlerini tekrar kıstı. Ardından ona dolu gözlerle bakan küçüğü onaylayarak kucağından indirdi.

Yun'ın iğrenç bir insan olduğunu biliyordu fakat bu kadarı tahmin edilemezdi.

Bodruma kilitleyip, sanki hizmetçisiymiş gibi davranıp üstüne onu dudağından öpmesi, şaşırtıcıydı.

Jimin koşarak Hoseok'un yanına giderken onu izledi.

O, ona yapılanları hak edecek son canlıydı.

***

catmin +jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin