part four; help me
Sahibinin onu mağazaya soktuğu gibi geri çıkması bir olmuştu küçük Jimin'in.
"Burası senin gibi kokuyor!" Diye bağırdı birkaç öksürükten sonra. Geri geri kaçarak duvara kadar ilerledi. "Ben oraya girmem!"
"Jimin!" Diye tısladı sahibi. "Beni rezil ediyorsun!"
"İçeri girmem!"
"Gel buraya! Seni kaçırırlar yoksa!"
Jimin'in gözleri büyürken sahibine koştu ve elini uzattı. Sahibi elini tutmadan mağazaya girdi.
"Ama elim havada kaldı..." Dedi sessizce Jimin. Ardından başını eğerek sahibini takip etti.
Birkaç saniye içinde kendine bir oyun bulmuştu bile. Mağazanın zeminindeki çizgilere basmadan yürümeye çalışıyor, yanlışlıkla basınca ince ve güzel sesiyle kendi kendine bir şeyler mırıldanıp kıkırdıyordu. "Olamaz, Jiminie. Yine kaybettin." Son kez kıkırdayıp adım atmasıyla yere kapaklandı. Belinde bir çift büyük el hissedince çığlığı bastı. "Efendim! Kaçırıyorlar!" Tüm mağazayı inleten bir çığlık atarak ayağa kalktı. Onu tutan eller anında geri çekildi.
"Özür dilerim. Böyle olacağını tahmin etmemiştim. Ben-ben üzgünüm. Sakinleş lütfen." Adam Jimin'i sakinleştirmeye çalışırken Jimin gözlerini büyüterek adamdan uzaklaştı. Ve "Git!" Diyerek bir çığlık daha attı.
Sahibi koşarak Jimin'in yanına geldi.
"Ne oluyor Jimin?"
Jimin ağlayarak kollarını açtı ve sahibinin onu kucağına almasını bekledi. Ama sahibinin tek yaptığı ona suratını buruşturarak bakmaktı. Jimin en sonunda ellerini indirdi. Mağazadaki herkes bu tarafa bakıyordu. Jimin'in sahibi utanarak Jimin'i elinden tuttu ve sürükleyerek mağazadan çıkardı.
Adama arkalarından özür diliyordu hâlâ. Jimin her zaman yaptığı gibi ağlarken işaret parmağını iki dişinin arasına sıkıştırmış, mızmızlanıyordu.
"Ben çok özür dilerim Yun Hanım. Bunun olacağını bilseydim inanın-
"Kes sesini artık!"
Adam başını eğerek dudaklarını birbirine bastırdı.
"Sahip..." diye mırıldandı Jimin. Sahibi cevap vermeyince kaşlarını çatarak tekrar konuştu. "Efendim..."
Sahibi ona döndü. "Ne var Jimin? Şimdi neye ağlayacaksın? Tekrar bir neden bul, hadi. Zaten seni almış olmam büyük hataydı." Jimin kendini fazlasıyla değersiz hissediyordu. Sahibinin her kelimesinde tuttuğu bileğini daha fazla sıkması ise acı vermeye başlamıştı. Gözleri hızla doldu yine. "Hadi bakalım."
"Kolumu acıtıyorsun..."
Sahibi Jimin'in bileğini atarcasına sertçe bıraktı. Jimin inleyerek bileğini tuttu. Yine ağlamak istemiyordu ama... Ama ona çok kötü davranıyorlardı.
Henüz birkaç aylık olmasına rağmen tam 2 kere sahip değiştirmişti. Hepsi Jimin'in çok yaramaz olduğunu söylüyordu. Jimin sadece bir catboyun yapması gerekenleri yapıyordu. Yemek yemek, oyun oynamak -gerçi kendisi bir kere bile oynamamıştı- ve uyumak. Ha bir de sahibine yılışmak vardı o madde zaten her catboy sahibinin bilinçli olduğu bir konuydu. Fakat Jimin'inki hiç öyle gözükmüyordu. Elini bile tutmuyordu! Catboylar sahiplerine çok bağımlı olurlardı fakat Jimin... Onun bağımlı olacak fırsatı yoktu. Ha bire sahip değiştiriyordu. Ne yazık ki buna itiraz etme hakkı yoktu.
"Yürü!" Diye bağıran sahibine bakıp beceriksizce koşmaya başladı. Her adımında bir o yana bir bu yana sallanıyordu.
"Geldim!" Diye bağırarak durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
catmin +jikook
Fanfic↬tamamlandı↫ Madde 3: Kedi çocuklar sahiplerine aşırı bağımlıdırlar. xxx 08.03.2018~07.04.2018