part nine; vaccination

13.4K 1.2K 216
                                    

part nine; vaccination

"Buyrun?"

Jungkook, etrafı şaşkınlıkla izleyen Jimin'in elini bırakmadan danışmadaki kadına doğru eğildi. "Aşılarını yaptıracaktım." Dedi Jimin'i işaret ederek.

"Ah, bir saniye o zaman..."

Jungkook, kadın orada anlamadığı şeyler yaparken Jimin'i izliyordu. Jimin'in bakışları birden ona döndü. "Neredeyiz sahip?"

"Bebeğim, şey... Süpriz. Tamam mı?"

Jimin heyecanla başını aşağı yukarı salladı. Jungkook onu kucağına alarak askılı giydiğinden dolayı açıkta kalan omzunu, bebek kokusunu içine çekerek öptü. Jimin başını eğerek ince ve güzel sesiyle kıkırdadı, ardından sahibinin boynuna atlarcasına sarıldı. Yanağına yumuşak bir öpücük kondurdu ve küçük başını Jungkook'un boynuna gömdü. Jimin'in yumuşak ve ipeksi saçlarının Jungkook'un ensesine değmesi huylandırıyordu. Fakat Jungkook tepki vermeden kadına döndü.

Kadın da ona bakarak gülümsedi. "En sondaki oda. Sağda kalıyor."

"Teşekkür ederim." Diyerek hızlıca kadının tarif ettiği odaya yürüdü. Sonunda kapının önüne gelince, Jungkook defalarca Jimin'in boynunu ve kolunu öptü. "Seni seviyorum Jimin."

Jimin, başını olduğu yerden kaldırdı. Jungkook kapıyı tıklatırken konuştu. "Ne oldu ki sahip? Beni bırakacak mısın yoksa?" Jungkook Jimin'in yüzüne bile bakmadan omzunu bir kez daha öptü. Kapıyı aralarken Jimin'in gözleri dolmuştu bile. "Beni bırakma sahip. Lütfen, bir sahip daha terk etmesin beni." Dedi sesi dengesini kaybederken.

Jungkook yanağının içini ısırdı. Jimin, ona aşı yapıldıktan sonra kendisine küsecekti. İçeri geçerken önündeki deftere yoğunlaşmış olan gözlüklü doktor bakışlarını onlara çevirdi ve Jimin'i görünce hafifçe tebessüm ederek başını tamamen kaldırdı.

"Hoşgeldiniz."

Jungkook Jimin'in saçlarını öptü. "Hoşbulduk." Dedi ardından. Jimin'i hasta yatağına yatırırken doktor da ayağa kalkmış, çekmeceden bir şeyler alıyordu.

Jimin korku dolu gözlerle sahibine baktı. "Sahip, ne oldu? Niye buradayız? Ben hasta değilim ki. Hadi gidelim."

"Şimdi gideceğiz Jiminie."

Jungkook, işaret parmaklarını Jimin'in avuçlarına koyunca Jimin sanki bunu bekliyormuş gibi sımsıkı kavradı sahibinin parmaklarını. Doktor çekmeceden iğneyi çıkarınca Jimin Jungkook'un elini daha çok sıktı. Parmakları beyazlaşana kadar sıktı ve doktorun her hareketini saniyesi saniyesine izledi.

"İğne mi yapacağız sahip?"

"Ben yanındayım Jimin, korkma."

Jimin'in bakışlarında hayal kırıklığını sezebiliyordu Jungkook, gözlerine bakarken. "Ama... İğne yapmayalım demiştim."

"Bebeğim, lütfen, ben yanındayım, acımayacak. Eğer iğne yapmazsak hasta olursun."

Jimin bakışlarındaki ifadeyi değiştirmeden sahibine bakmaya devam ediyordu. Bakışlarını tekrar doktora çevirince elinde şırınga ile ona doğru yaklaştığını gördü. Toparlanıp geri çekilmeye çalıştıysa da Jungkook endişeyle dudağını ısırarak Jimin'i tuttu. "Bırak, bırak beni sahip! İstemiyorum! Lütfen! Sahip! Ben iğne istemiyorum! Acıyacak!" Her zaman olduğu gibi tekrar ağlamaya başladığında, Jungkook kendini kötü hissetti.

"Lütfen sakin olun küçük bey." Diyerek elini küçüğün omzuna koydu doktor. Ama bunu yapması, Jimin'in geri kaçmak için daha çok çırpınmasına neden oldu.

"Bırakın beni! Korkuyorum! Korkuyorum sahip! İzin verme! İstemiyorum!"

Jungkook, Jimin'in çoktan bırakmış olduğu ellerini iki omzuna yerleştirerek biraz baskı uyguladı ve Jimin'in sürekli kıpırdanmasına engel olmaya çalıştı. Jimin, omzunda hissettiği sıcak eller ile daha çok ağlamaya başladı.

Doktor ise dudaklarını birbirine bastırarak şırıngayı masaya bırakıp küçüğün sakinleşmesini bekledi. Jimin'in ağlayışı, yerini iç çekişlere bırakınca Jungkook artık gerçekten dayanamadığını düşündü. Kalbi Jimin'in her hareketinde sıkışıyordu. Ve bu Jungkook'u çok daha kötü hissettiriyordu.

Jimin'in her derin iç çekişinde kendisinin nefes alamadığını hissediyordu. Jimin'i hangi nedenden dolayı olursa olsun kırmak istemiyordu. Hem de asla.

Jimin'in küçük iç çekişleri devam ederken Jungkook, omzundaki ellerini gevşetti ve Jimin'in kulağına eğilerek fısıldadı. "Gözlerini kapatmamı ister misin bebeğim? Belki görmeyince daha az acır."

"Ama- ama sa- sahip... İstemi- yorum ki..." aradaki hıçkırıklar cümlesini bölünce Jungkook arkasında oturduğu miniğe sarıldı.

"Hiçbir şey olmayacak. Bana güven, Jimin. Lütfen. Senin kalbini kırmak bu dünyada istediğim son şey bile olamaz."

Jimin'in çenesi titrerken başını olumlu anlamda salladı. Jungkook tek eliyle küçüğün gözlerini kapatırken diğer eliyle Jimin'in minik ve tombul elini avcunda saklıyordu.

"Biraz acıyabilir, küçük bey. Lütfen hareket etme, olur mu? Yoksa daha çok acır." Dedi doktor, iğneyi Jimin'in tenine değdirmeden önce.

Jimin ilk başta hissettiği soğuklukla irkildi, ardından damlarında ve teninde hissettiği acıyla tiz bir çığlık atarak tekrar ağlamaya başladı. Hem ağlarken, hem de gülerken kısılan gözleri onun güzelliğine güzellik katıyordu. Açık sarı renkli saçlarının ipekten farkı yoktu. Ne çok gür, ne de seyrek saçları vardı. Hafif dalgalı oluşu ise saçını güzel yapan ayrı bir etkendi. Suratını buruşturduğunda, sinirlendiğinde, ağladığında, üzüldüğünde, güldüğünde kahkaha attığında ve her tepki verişinde Jungkook'u kendinden geçirmeyi başarıyordu.

Jimin, en içten ağlayışlarından birini sunuyordu. Genelde çoğunlukla içten ağlardı fakat 'en içten' ağlayış diğerlerine göre çok daha derindi.

Jungkook suratını buruşturarak artık şu lanet olası aşının bitmesini diliyordu.

Sonunda doktor iğneyi çıkarıp Jimin'in kolunu pamukla nazikçe silerken Jimin ağlamasına sessizce devam ediyordu.

Jungkook pamuğu doktordan alıp iğnenin batırıldığı yere bastırdı ve sessizce ağlayan küçüğün başına yasladı çenesini bir süre. Jimin sakinleşince pamuğu çöpe attı ve ayağa kalkarak Jimin'i kucağına aldı. Doktora ise teşekkür ederek odadan çıktı.

Koridorda ilerlerken Jimin dudaklarını mızmız çocuklar gibi büzdü. "Çok acıdı ama." Dedi kaşlarını çatarken.

"Ama geçti, değil mi?"

Jimin başını olumsuz anlamda sallarken tekrar kollarını Jungkook'un boynuna doladı ve başını boynuna gömdü. Jungkook tebessüm ederek Jimin'i başından bir kez daha öptü.

"İyi ki benimsin, bebeğim." Diye fısıldadı ve miniği daha sıkı sardı.

***

catmin +jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin