part eleven; birth certificate

12.3K 1K 342
                                    

part eleven; birth certificate

"Sahip, ne oluyor, nereye?" adımlarını, yeri yarmak istercesine sert basan sahibinin peşinden koşarken sordu.

Evde sakin sakin sohbet ederken Jungkook birden ayağa kalkıp Jimin'i elini tutmuş, portmantodan sırt çantasını da alıp doğrudan dışarı çıkmıştı.

Jimin sessizce ağlıyordu. Çünkü Jungkook'un sinirlenmesinin nedeninin kendisi olduğunu düşünüyordu.

Jimin korkuyordu. Sahibinin onu birilerine bırakmasına, ondan bıkmış olmasından koruyordu..

"Sahip..." dedi sessizce. Jungkook'un çenesini dişlerini kırmak istercesine sıktığı kasılan çene kemiğinden belli oluyordu.

"Sahip... Söz vermiştin. Sözünü bozmuyorsun değil mi?"

Jungkook olduğu yerde durdu. Bu hareketle Jimin yutkundu.

Sahibi derin bir nefes alıp verdi ve ona döndü. "Hayır, bebeğim. Bozmuyorum."

Bunu söyledikten sonra Jimin'i elini bırakmadan yürümeye devam etti. Jimin sesini çıkarmadan Jungkook'un onu yönlendirmesine izin verdi.

Bir süre sonra tanıdık sokaklara geldiklerini gördü.

Önce ses çıkarmadı fakat Jungkook onu evin önüne getirince sahibini kendine doğru çekmeye çalıştı. "Sahip, hayır! Beni bırakmayacağını söylemiştim! Bırakamazsın! Onu istemiyorum!"

Jungkook sinirli bakışlarını Jimin'e çevirince Jimin'in henüz kurumuş gözleri yine dolmuştu. Jungkook kapıya döndü ve zili çalıp kapının açılmasını bekledi.

Jimin ise gözlerini bir saniye bile Jungkook'tan ayırmadı. Yine terk ediliyordu.

Jungkook nefes verip Jimin'e döndü. Küçüğün dolu dolu gözleri ona yalvarırcasına bakıyordu.

Pes eder gibi omuzlarını düşürüp Jimin'in hizasında eğildi. "Artık bu iş bitecek Jimin."

Jimin'in gözleri anında büyürken gözünden bir yaş düştü.

Jungkook dudağını ısırarak Jimin'in yanağındaki yaşı sildi. "Ama..."

Jungkook elini küçüğün yanağından çekmeden başını öptü. Geri çekildiğinde Jimin'in dehşet bakışlarıyla karşılaştı. Bir şey söylemeye hazırlanmışken kapı açıldı ve içeriden, Jimin'in "efendisi" gözüktü. Jimin Jungkook'un elinden kurtulmaya çalışarak geri çekilmeye çalışsa da bu işe yaramadı çünkü Jungkook elini bırakmamaya yemin etmiş gibi tutmuştu. Jimin Jungkook'un elini tek eliyle iterken bir yandan da nefesini kontrol etmeye çalışıyordu.

Kadının sesini duyunca korku dolu bakışları direk o tarafa döndü.

"Jimin?"

Jimin Jungkook'a döndü. Kalbindeki ağırlık, acı anlatılamazdı.

Onu sevdiğini sandığı sahibi tarafından terk ediliyordu. Tekrar bu kadının eline düşerse ne olacaktı peki?

"Jimin, beb- gel buraya!" Jungkook küçüğü zorla kucağına alırken gözündeki yaşları, ıslanmış yanakları gördü ve dayanamayacağını hissetti.

"Ah, Jimin, nerelerdeydin? Her yerde seni aradım! Bir an ödediğim onca para boşuna gitti san-" Jungkook'un sinirli bakışlarını gören Yun aniden ağzını kapattı.

"Yun Hanım bizi içeri almayacak mısınız?"

"Hayır tabii ki ben yabancı ve fakirimsi insanları evimde ağırlamam." dedi Yun Jungkook'un süzerken.

catmin +jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin