7~ Blood

5.1K 293 32
                                    


Keyifli okumalar ●







Kıpırdayamıyordum. Eğer şimdi koşarsam muhtemelen ondan korktuğumu düşünüp peşimden gelecekti. Ama kaçmazsam da beni yemesi için davetiye verecektim.0 Karşımda o bana ben ona bakıyordum. Gözümü dahi kırpmadan bakıyordum. Yavaş yavaş geriye adımlamaya başladığımda sanki bunu beklermiş gibi oda bana yürümeye başlamıştı. Tanrım ölümümün böyle olacağını hiç düşünmezdim. Ani bi kararla arkama bakmadan konuştuğumda peşimden geldiğini duyuyordum. Ahh bi kurttan kaçmaya çalışıyordum. Ne akıllıca!

Bütün vücudumu çizip geçen çalıları umursamadan koşmaya devam ediyordum. Arkama baktığımda kurdun topallayarak koştuğunu görünce az da olsa rahatlamıştım. Ama yine de bu kurdun bana yetişmeyeceğini göstermiyordu. Nefesim ciğerlerime yetmemeye başladığında hala koşmaya devam ediyordum. Karanlık daha da bastırdığında göz gözü görmemeye başlamış gittiğim yeri seçememeye başlamıştım. Arkamdan gelen seslere bakarsak kurt hala beni takip ediyordu. Tanrım filmlerde gördüğüm  sahneleri  yaşıyordum resmen. Bitmiştim. Ayaklarımda can kalmamıştı. Zaten büyük ihtimalle şu an tanınmayacak durumdaydım. Vücudum tamamen çizikler içinde kalmıştı. Koşmaktan onun bile acısını unutmuştum. Bir süre sonra ağaçların arasından düz bir yere çıktığımda sağıma dönmemle üzerime gelen arabayı gördüğümde kaçmaya dahi gücüm kalmadığı için olduğum yere yığılmıştım.

Yüzüme gelen yakıcı sıcaklıkla gözlerimi aralandığımda sabahın olduğunu görmüştüm. Başımı hafifçe kaldırıp gözlerimi etrafta gezdirdiğimde bi evde olduğumu farketmiştim. Tanıdık bi ev değildi. Daha önce burayı hiç görmemiştim. Üstüme başıma baktığımda ellerimde yüzümde ayaklarımda sargı bezleri vardı. Dünkü yaşananların izleri tüm bedenimi kaplamıştı. Yavaşça yataktan doğrulup kalkacağım sırada belime dolanan ellerle olduğum yere çivilenmiştim. Yaralarımın izin verdiği kadar hızla arkama döndüğümde Jungkooku görmemle büyük bi şaşkınlık yaşamıştım. Demekki beni bulan yaralarımı saran Jungkooktu. Yüzüne şaşkın şaşkın bakarken dudakları hafifçe aralanmış vanilya kokan odaya dökülen sözcükleriyle şaşkınlığımı iki katına çıkarmıştı.

"  Öpmek istiyorsan öpebilirsin izin veriyorum." Gözleri kapalı sırıtarak konuştuğunda yanaklarımın sıcaklığının artmasıyla kızardığımı anlamıştım.

" S-en uyumuyor muydun?"

" Uyuyor gibi miyim?" Gözlerimi devirmeden edememiştim. Bir kerede beni bozmasa olmazdı. Aniden aklıma gelen şeyle Jungkooka hızlıca dönmüş nefes nefese konuşmuştum.

"Yoongi kim? Benimle problemi ne?"
Gözlerini yavaşça açtığında kolumdan tuttuğu gibi beni kollarının arasına almıştı.

" Boşver şimdi Yoongiyi. Şu an benim yanımdasın önemli olan bu. Kokunu özlemişim" Burnunu saçlarıma dayayıp nefesini içine çeke çeke konuştuğunda kollarımdaki kolları daha da sıklaşmıştı. Rahatsız olmam gerekiyordu. Kollarını vücudumdan ayırıp yataktan fırlamam gerekiyordu  ama yapamıyordum. Sanki büyülenmiş gibi bekliyordum. Yüzümü boynuna iyice gömdüğünde ciğerlerime dolan vanilya kokusuyla mayışmıştım. Demek ki sabahki odada kokan vanilya kokusunun sebebi Jungkooktu. Ilk defa ona bu kadar yakındım. Tanrım resmen büyülenmiş gibiydim. Şaka gibi ama beni kaçıran adama sarılıp boynunda dinleniyordum. Onda beni kendine yakınlaştıran isim veremediğim bişey  vardı. Bir şekilde ona güveniyordum. 

" Beni ne zaman bırakacaksın?" Bunu düşünmeden edemiyordum. Tamam onun yanında kendimi iyi hissediyordum ama benimde bi hayatım vardı. Üstelik Jungkookla tanıştığımdan beride başıma gelmeyen kalmamıştı. Ne kadar olaylara iyi tarafından baksamda kötü yanları ısrarla yüzüme çarpıyordu.

MAFIA●   / VKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin