9~ FIRST LOVE

5.1K 248 49
                                    

Keyifli okumalar♥






Aşık olmak..

Hayatında aşkı bir kere bile tatmamış birine, aşık olmanın ne demek olduğunu sormak deliceydi. Deliydim. Defalarca kendime bunu sorup durmuştum. Aşık olmak? Aşık olmak? Aşık olmak...  Bulamamıştım. Çevremdeki çiftleri gördüğümde içten içe düşünürdüm. Nasıl bi his? Nasıl bi duygu?
Bilmiyordum. Tüm yaşantım boyunca sadece hayata odaklanmıştım.
Işlerime, okuluma, yaşantıma... Hiçbir zaman aşkı hayatıma dahil etmeyi düşünmemiştim. Hoş aşkı bulacağıma da hiç inanmazdım. Ama derler ya hayat hiç ummadığın zaman olmaz dediğin şeyleri yine hiç ummadığın anda karşına çıkarır diye benimkide öyle olmuştu. Hiç beklemediğim bir zamanda karşıma çıkmıştı o. Kahverengi gözleri içime işlemişti. Içim, evet evet içimdi o benim. Aşkı bana o tattırmıştı. Hiç bilmediğim duyguları bana o yaşattırmıştı.

" Günaydın diyeceğim ama akşam oldu." Gülümseyerek söylediği kelimeleri zar zor anlasamda başımı cama çevirdiğimde güneşin yavaş yavaş batmaya hazırlandığını görmüştüm. En son hatırladığım sabah altıda uyandığımdı. Demekki tekrar uyumuştum. Hoş Jungkookun kucağında kim olsa yine uyurdu. Oda kalkmamıştı. Büyük ihtimalle oda benim gibi uyanmış ama beni bırakıp gitmemişti. Dün akşamdan beri ağzımıza lokma girmemişti. Jungkook yemek yemeyi çok seviyordu. Ama sırf ben kolunda uyuyorum diye kalkıp da gitmemişti. Sanki özenle beni kendine bağlıyordu yada bu onun insanlar üzerinde ki bir büyüsüydü bilmiyorum.

" Neden öyle bakıyorsun?" Nasıl baktığımı bilmiyordum. Büyük ihtimalle düşüncelere boğulduğum için yüzüne uzun süredir bakıyordum.

" Dalmışım" alel acele konuştuğumda hemen yataktan kalkmaya çalışmıştım. Ona karşı hislerimi belli etmemem gerekti. En azından bir süre. Tam kalkacakken Jungkookun belime sarılan elleriyle yine kollarının arasına düşmüştüm. Istemeden yutkunduğumda bunu fark eden Jungkook hafifçe kıkırdamıştı. Şu an ona nasıl baktığımı yada yüzümün ne durumda olduğunu bilmiyordum. Muhtemelen kıpkırmızı bi yüzle ona bakıyordum.

" Utanınca çok güzel olduğunu biliyor muydun?" Biliyordum işte kıpkırmızıydım.

" Utanacağım bir şey yokki." Konuştukça batıyordum.

" Hmm demek yok" Onaylar şekilde başımı salladığımda aniden beni altına almasıyla neye uğradığımı şaşırmıştım. Yutkunamıyor hatta nerdeyse nefes dahi alamıyordum. Iki elinide başımın yanına yasladığında üzerinde bulunduğum yatağın içine sanki daha fazla girebilecekmiş gibi sinmiştim. Ayaklarını aralayıp ayaklarımı bacaklarının arasına aldığında nerdeyse titreyecek duruma gelmiştim. Resmen şu an altında tamamen savunmasız şekilde yatıyordum. Kıpırdayacak dahi boşluk yoktu. Nerdeyse vücutlarımız tamamen birbiriyle bütünleşmiş dudaklarıyla dudaklarımın mesafesi 2 santimi geçmezken kalbim ağzımda atmaya başlamıştı. Sanki bana inat gibi daha da yaklaştığında gözlerimi kapatmamak için savaş veriyordum. Daha fazla dayanamayarak gözlerimi kapattığımda tenime değen nefesi net olarak hissediyordum. Bir süre sonra gözlerimi açtığımda Jungkookun bana dikkatlice baktığını görmüştüm. Öyle derin, öyle ayrıntıyla inceliyordu ki ben de sadece bakışına karşılık verebilmiştim.

" İlksin." Gül kurusu dudaklarından dökülen kelimeler kulaklarıma dolsada bulunduğumuz durum beni esir almışcasına kıpırdamama, ağzımı dahi açmama izin vermiyordu. Neyde ilktim? Neyde ilktim? Kendi kendime sorarken sanki beni duymuşcasına soruma yanıt vermişti.

" Bana böyle hissettiren ilk kişisin Taehyung." Adım ağzından her telaffuz edildiğinde kalbimde birşeylerin koptuğunu, damarlarımdan akan kanın kaynadığını hissediyordum. Lanet gibi bedenimi saran bu hisse engel olamamak beni ne kadar korkutsada artık akışına bırakmaya karar vermiştim. Başka çarem yoktu çünkü. Hem Jungkook yanımda olduktan sonra gerisi çokta önemli değildi.

MAFIA●   / VKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin