15- Sadece biz.Tüm vücudumu sıcaklığıyla sarmalayan bedene daha da yaklaştığımda etraftan gelen seslerle yavaş yavaş kendime gelsemde gözlerimi uykunun ve sımsıcak bir bedenin verdiği rahatlıkla açamıyordum. Şu an o kadar huzurlu bir yerdeydim ki sanırım rüya görüyordum.
" Jungkook iyi değilsin. Uyandıralım da başka bir yerde uyusun. Dikişlerin patlatacak." Bu sesi bir yerden hatırlıyordum ama ismini bir türlü çıkaramıyordum.
" Umrumda değil. Benim yanımdan başka bir yere gitmeyecek." Kadifemsi sesi duyduğumda aniden akşamın hatıraları aklıma dolarken yavaş sayılmayacak bir hızla gözlerimi açtım.
" Al işte uyandırdınız!" Yerimden doğrulduğum gibi yanımda ki bedene baktığımda aniden beni kolumdan tuttuğu gibi yanına uzandırmıştı. Şaşkınlıkla ona bakarken bu durum benimde oldukça işime geliyordu aslında. Nedenini bilmesem de adını dahi öğrenmediğim bilmediğim birine bu denli kalbimin bedenimin hatta tüm hücrelerimin ısınması garip bir durumdu.
" Ne yapıyorsun Jungkook. Tanrım beni bi dinlesen keşke!" Namjoondu. Evet evet konuşan kahve rengi saçlının adı Namjoondu. Dün akşam siyahlı ona öyle seslenmişti. Peki kimdi bu da onun için bu kadar endişeleniyordu? Bir dakika Jungkook mu dedi o?
Yavaşça gözlerim onu bulduğunda sinirle Namjoona bakıyordu. Jungkooktu adı. Hafızamı zorlasamda hatırlayamıyordum bir türlü. Bana bu şekil davrandığına göre önceden tanıyordu beni. Peki biz nerden ve nasıl tanışmıştık? Ah! Hiçbirşey hatırlamıyorum.
" Iyiyim ben Hyung. Hemşireye şöyle gelsin şunları çıkartsın eve gidicem ben." Hepimiz şaşkınlıkla Jungkooka bakarken Namjoonun sert sesi odada yankılanmıştı.
" Delirdin mi sen! Kendine gel Jungkook. Daha dün senin uyanman için başında bekliyorduk. Bir günde iyileşebileceğini mi zannediyorsun. Unut onu burda kalıyorsun. " Beni tutan kolların kasıldığını fark etmiştim. Sinirliydi. Oldukça sinirliydi çünkü şu an biraz daha beni sıkarsa kemiklerim kırılabilirdi.
" Ben burda bir saniye bile kalmayacağım Hyung. Beni tanıyorsun. Hiç nefesini boşuna tüketme." Anında benimle birlikle uzandığı yatağından kalkıp elindeki serumu bir hışım koparıp yere atmıştı. Üstün de hastane kıyafetleri olduğu için buradan onunla çıkamayacağını biliyordum. Yöneldiği yere baktığımda da bu tahminimin doğruluğu kanıtlanmıştı. Odadaki küçük dolabın içinden bir kaç kıyafeti çıkarıp tuvaletin olduğu odaya geçince Namjoonun sinirle söylendiğini duyuyordum.
Ama ona engel olmak gibi bkr çabaya girmemişti. Sanırım onu fazlasıyla tanıyordu. Kısa süre sonra üstünde beyaz bir tişört ve siyah bir pantolonla çıktığında gözlerimi bir an olsun ondan başka yere çeviremiyordum. Tanrım o kadar güzel o kadar bakılası bir insandı ki onu anlatacak olsanız kelimeler kifayetsiz kalırdı.
Bakışları beni bulduğunda içten bir gülümsemeyle bana yaklaşmaya başladığında ne olduğunu anlamadan beni elimden tutup ayağa kaldırmıştı. Diğerleri sanki bu hareketi beklermiş gibi yavaş adımlarla odadan çıktıklarında beni az önce giyindiği bölmeye doğru götürmeye başlamıştı.
Odaya girdiğimizde kapıyı kapatıp bana döndüğünde kalbim deli gibi atsada belli etmemeye çalışıyordum. Tanrım şu an aramızda ki mesafe neredeyse yok denecek kadar azdı ve bu benim sağlığım için hiçte iyi bir durum değildi.
" Çok güzelsin." Hipnoz olmuşcasına ona bakarken yavaş yavaş bana yaklaşıp dudaklarıma ıslak bir öpücük bırakmıştı. Kendimde değildim. Başka bir alemde yaşıyordum sanki. Hemen geri çekildiğinde yüz ifademi görmüş olacak ki yüzüne bir gülümseme yerleşmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFIA● / VKOOK
Fanfiction07.05.2018 " Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır" demiş Bailey. Mutluluğumun acıma dönüşeceğini bilir gibi.. Başlangıç: 07.05.2018 Bitiş: ? Taekook