† O zaman sev beni †

37.8K 3.6K 6.2K
                                    


Sabah yüzümün her köşesine kondurulan öpücüklerle uyanmıştım. Uyandığım zaman biraz aptal olduğumdan, beni öpen kişinin Jungkook olduğunu anlamam biraz uzun sürmüştü tabi.

Kendime gelince yatağımın yanına çökmüş bedenine sarılmıştım. "Günaydın küçük sevgilim" dediğinde aptalca gülüp "günaydın koca adam" demiştim.

Kıkırdayıp boynumu öptüğünde gıdıklandığım için gülmüştüm.
Jungkook da gülüp öpücüklerini boynuma sıralamaya başladığında kahkahalarla yatağa düşmüştüm.

Ama düşmez olaydım.

Jungkook tabiki yine nerede olduğunu unutup yatağıma yüklenmişti ve yüz kilo haliyle canım yatağımı kırmıştı.

Çıkan kırılma sesiyle kendini geri çekmiş ve korkmuş tavşan ifadesini suratına yerleştirmişti.

Kafamı yataktan aşağı sarkıtıp neresinin kırıldığına bakmaya çalıştığımda, Jungkook açılan elbisemi küfürleri eşliğinde kapatmaya çalışmıştı.

Sinirle kaşlarım çatılırken yataktan kalmış ve dizleri üstüne çökmüş sevgilimin karşısına dikilmiştim. Ondan biraz uzun olmanın verdiği güçle bağırmıştım. "Yah meşe ağacından bu yatak! Yenisini yaptırmam çok uzun sürer! Nerede yatacağım şimdi ben?" sırıtıp dizlerini gösterdiğinde gülmüştüm.

"Şimdi tamir ederim ben onu merak etme sen" ayağa kalmış -bu sefer kafasını eğmeyi unutmamıştı tabi- ve yanağımı öpüp dışarı çıkmıştı. Nereye gittiğine bakmak için cama yapıştığımda kereste ve aleterin olduğu evden birkaç tahta parcası, çivi ve çekiç aldığını görmüştüm.

Yanından geçtiği periler Elfime hayranlıkla bakarken kıskançlık tohumlarım içimde kocaman bir ağaç oluşturmuştu bile. Jungkook'un üzerine 'bakmayın yakarım' yazılı bir tabela asmalıydım sanırım.

İçeri girdiğinde yatağı kaldırıp ters çevirmişti. Tanrım, bana şu karşımdaki kainat harikasını bahşettiğin için sana sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Kırılan yere tahta parçasını yerleştirip çiviyle sabitlemişti. Birkaç yere de aynı işlemi uyguladıktan sonra yatağı hayvani bir güçle çevirip eski yerine yerleştirmişti.

Ben salyalarımı akıtarak hayranlıkla, hala benim olduğuna inanamadığım Elfimi izlerken, Elfim elindeki çekici masama koyup sırıtarak yanıma gelmişti. Birden belimden kavrayıp beni göğsüne yasladığında nefesim kesilmişti.

"Bir an kemiklerini kırdım sandım güzelim. Ben seni severken kendimi kaybediyorum üzgünüm"

Burnuyla burnumu okşarken fısıldamıştı. Verdiği nefesleri ciğerlerimdeki çiçekleri yaşatması için içime çekerken kollarında mayışmıştım.

Nefesleri sıklaşmaya başladığında çatık kaşları ve kapalı gözlerini izlemiştim bir süre. "O kadar miniksin ki Taehyung bazen seni parçalayarak sevesim geliyor"

Söylediklerine güldüğünde ben de gülmüştüm. Ellerimle yanaklarını kavrarken bir kere daha maviliğinde kaybolmak ister gibi inatla bakmıştım gözlerine" O kadar irisin ki sana dokunurken aklımı yitiriyorum" dediğimde gülümsemiş ve dudaklarıma doğru fısıldamıştı.

"Şimdi seni öpeceğim" lazım olacağı için derince bir nefes alıp "sakın durma" demiştim. Hırıltılı sesiyle birkaç küfür savurup dudaklarımı kavramıştı. Dili dudaklarımı yalayıp geçerken, dudaklarımı aralayıp dilimle buluşmasına izin vermiştim. Çıkan ıslak sesler ikimizi daha çok hızlandırırken Jungkook beni geri geri ilerletip dudaklarımızı ayırmadan masanın üzerine oturtmuş ve bacaklarımı iki yana açarak arasına yerleşmişti. Eşsiz tadı beynimi uyuştururken memnun mırıltılarıma eşlik eden jungkook'un hırıltılarını zevkle dinlemiştim.

Curse •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin